günümüzde "var mı?" diye sorulduğunda -çoğunlukla iş ilanlarında- ingilizce'den farklı bir dil olarak anlaşılması gerekmektedir. zira über şirketlerimiz işe alacakları herkesin ingilizce'yi "default" olarak bilmesi gerektiğine inanıyorlar.
kimse anglofon, frankofon falan olmak zorunda değildir. sen, ülkene gelen turist "ben gelmek" dedi diye seviniyorsun gel gelelim kendi insanın çatır çatır ama aksanlı konuştu diye eziliyorsun... yaaa bi siktir git!
ayrıca 7 yaşında öğrenmeye gerek yoktur. yeterince sıkı bir eğitimle gayet de güzel konuşabilirsiniz. 11 yaşında adam gibi bir anadolu lisesine başlayan ya da 30'unda ingiltere'ye gitmiş biri ingilizce'yi aksansız konuşur. hatta istediği bir aksanla bile konuşur. tek dert sürekli tekrar etmektir.
bendeniz, 11 yaşında anadolu lisesine başlayanlardanım. yıllarca kusursuz konuştum ingilizce'yi. a.l. bittikten sonra tekrar eksiği ve internet'in gelişmiş olmaması nedeniyle yıllarca konuşamaz oldum. sonuçta bugün ingilizce'de hemen her şeyi tartışabilecek, her türlü dizi ve filmi altyazı ya da dublaja gerek duymadan izleyecek kadar ingilizce biliyorum. ama dünyanın en saçma aksanıyla konuşuyorum. en angut amerikalı bile ne dediğimi anlıyorsa sana ne bok yemek düşer güzel kardeşim?
native speaker olarak öğrenmek için en geç 7 yaşında öğrenilmesi gerekendir.
yoksa isteneniz de o milletin insanı gibi konuşamazsınız. o seviyeye gelemiyorsanız bu sizin suçunuz değil. yıllarca ingilizce'yi ancak ortaokulda öğreten türk eğitim sistemidir. şimdi ilkokul seviyesine indi ama o da yetersiz. kreşte başlayabilir bu dil eğitimi.
ek: native speaker diyoruz. yani ana dil... yahu biliyoruz da konuşuyoruz. inşaat mühendisliği falan okumuyorum yani sonuçta.
lisan-ı ecnebi ya da diğer anlatımla zor olandır. türk eğitim sisteminin neresi doğru ki dil eğitimi düzgün olsun. Bizim zamanımızda kafası üstten kesik Mr. ve mrs. brown vardı ve sanırsam 20 yıldan fazla süre talim terbiye tavsiyeli ve onaylı olarak okullarda okutuldu.
salla başı al maaşı zihniyetindeki öğretmenlerinde katkısıyla dil öğrenmek bir kabustur. Örneğin sınıfta sizden native bir seviyede ingilizce konuşmanız istenir. konuşamazsanız azarlanırsınız. işin tuhafı sizden bunu isteyen öğretmen kendisi ingilizce-ingilizce sözlüğü okuyup anlamaktan acizdir.
sözün özü dil öğrenmek sanıldığı gibi zor değil, http://www.lisanca.com a göz atarsanız hak vereceksiniz.
konuşması zordur, biliyoruz zannederiz ama biriyle karşılaşınca hık mık diye kalırız. infolang dil okulları bu konuda epey kaliteli çünkü konuşma ağırlıklı kurs veriyor sizi konuşmaya hazırlıyor.
Bazı iş yerlerinin olmazsa olmaz işe alma koşuludur lakin işe kabul edildiğinde orda bir yabancı dile gereksinim olmadığı görülünce insanın entegreleri yanar. Sadece bu koşul işleri zorlaştırmaktan öteye gitmez.
yetenek işidir.
matematikten kaçmak isteyen sözelciler yüzünden günümüzde sözel+yabancı dil şeklindedir.
bu sözelciler genelde sadece dilcilerin önlerine taş koyan gereksizlerdir.
ama sözelciler yapsın aileler sözele izin vermiyor ki sözel sınıfı açılsın?
gerçi aynı şey dil içinde geçerlidir.
ben şahsen dil bölümünde okuyabilmek için 9. sınıfın başından 10. sınıfın başına kadar mücadele etmiş tüm yaz boyunca bütün aile bireylerinin surat asmalarını tosuldamalarını çekmiştim.
insaf be yahu!
misal atıyorum öğrenci dil ya da sözel falan okumak istiyor ama aile onların bölümleri az para yok vs. diyerek öğrenciyi en kötü tm ye gönderiyor.
üniversiteye geliyor sıra öğrenci sosyoloji falan okumak istiyor hop onlarada karışyor aile çocuğa ya hukuk puanın yetmezse işletme diye baskı yapıyor çocuk yapıyor ailesinin dediğini mezun oluyor sonra para kazanıyor ama mutlu olamıyor ne anladım ben bu işten?
bazı insanların öğrenmeye daha yatkın olduğu resmi olmayan dil. yapılan araştırmalar bazı insanların dil yeteneği olduğunu ortaya koyuyor. tıpkı beste yapabilen ya da resim çizebilen bir insanın yeteneği gibi.