yabancı dil öğrenmek

entry25 galeri0
    1.
  1. kendi ülkesine gidip bir bilemediniz iki senede söküp konuşabileceğiniz bir dili öğrenmektir. o ülkeye gitmeden evden çalışarak veya kursa giderek öğrenmek de olasıdır ancak çok daha fazla zaman alır ve asla native seviyesine ulaşılamaz zira bir dilin öğrenilebilmesi için en büyük unsur o dilde bolca pratik yapılmasıdır.
    1 ...
  2. 2.
  3. eğer o dil çinceyse ananızı ağlatabilir.
    1 ...
  4. 3.
  5. dil dile değmeden dil öğrenilmez.*
    6 ...
  6. 4.
  7. eğer cermen ailesinden bir dili biliyorsanız, bir diğerini çok kolay öğrenebileceğiniz olay. * * * * * *
    1 ...
  8. 5.
  9. kendinden farklı bi ırktan insanla konuşup, onu anlayabileceğin bir özelliğe kavuşmaktır.
    1 ...
  10. 6.
  11. sıkıntıdır. zordur. azim, istek ve çelik gibi sinirlere sahip olmayı gerektirir.
    0 ...
  12. 7.
  13. Çok fena hırs yapmaktır... Şöyle anlatayım:

    ortaokuldayım. bayan bir ingilizce öğretmenimiz vardı. inanılmaz hızlı konuşuyordu. zaten yabancı bir dil ve de öğretmen hızlı konuşunca iyice azap halini alıyordu ders. 5 şubeye giriyordu ve her şubede yaklaşık 40'ar öğrenci vardı. Derslere girer, acelece anlatır, soru sormamıza fırsat vermez ve sonra ansızın çeker giderdi. Maddi durumu iyi olan öğrenciler, öğretmenden özel ders alırlardı. Böylece aileleri de dönem sonlarında öğretmen ile muhattap olmak zorunda kalmazdı. Birçok arkadaşımın olduğu gibi benim de ingilizcem berbattı. Yani 100 üzerinden 10-15 alırdım. Tüm kitabı ezberlese bile o dersi anlayamıyor, bir türlü içinden çıkamıyordum konuların. Yok arkadaş, ben başaramıyordum! Diğer derslerim çok iyiydi. Sadece ingilizcem berbat ötesiydi. Orta 2'de okuyordum. ilk dönem, dersten ödev alarak geçtim, tabi yine düşük bir not ile. Ertesi dönem yine ingilizce sınavlarım çok kötü geçiyordu. Yanımda Alman bir arkadaşım vardı. Adı Selena idi. Kendisi tam bir Almandı. ingilizcesi de çok iyiydi. En yakın arkadaşım olmasına ve sınav öncesinde söz vermesine rağmen, sınavda beni tanımaz, unuturdu. Soru sorunca da, yaptım ama yanlış gibi saçma bir cevap verirdi. Veli toplantısı zamanı geldi çattı. Tüm veliler gibi annem de ders notlarından şikayetçi idi... Benim annemin genelde çok sesi çıkmaz. Asla kavgacı, iddiacı değildir. Hakkına her zaman razı gelir. Hak etse de, etmese de... Nasıl oldu ise hocanın yanına gitmiş ve hoca ya, "Hanımefendi bu öğrencilerin durumu neden böyle kötü? Üstelik tüm şubelerinizde veliler notlardan şikayetçi" gibi bir cümle etmiş. Hoca anneme diğer velilerin de duyacağı yüksek bir sesle, " o halde siz de ailesel sorunlarınızı çocuklarınıza yansıtmayın hanımefendi! " diye agresif bir tavırla çıkışmış. Annem ezik büzük bir halde eve geldi. Ağladı dakikalarca... O sene hoca bana daha da düşük bir not verdi ve derslerde sürekli beni kaldırdı. Bilemeyeceğimi bildiği halde daha da zor sorular sordu, aşağıladı, azarladı, günlerce ağlattı. Ertesi yıl liseye başlayacaktım. Tüm arkadaşlarım süper lise denen yabancı dil ağırlıklı eğitim veren bir liseye kaydoldu. Peki ya ben ne yapacaktım. Hem zaten ingilizcem berbattı, hem de süper lisenin kitapları çok pahalıydı. Ama normal liseye gidemezdim. Çünkü onlara hocalar bile tembel gözü ile bakardı. Arkaşlarımdan ayrılmak da istemedim. Bir şekilde kayıt oldum sonunda süper liseye. Zaten not ortalaması ile alıyordu. ingilizce dışında diğer tüm notlarım çok iyiydi. Kitaplarını alamadım tabi ki. Hoca kesinlikle 2. el kitap istemiyordu. Annem evde mantı yapıp satmış günlerce. Parası ile de bana kitapları almıştı. Neyse sonunda okulun ilk günü. Herkes kendini tanıtıyor. ingilizce tabi... Ya kendimi tanıtmaktan acizdim. O kadar cümle bile kuramıyordum. Hocamız sürekli ingilizce konuşuyordu. Aptal aptal suratına bakıyordum. Ama azmettim, çalıştım. Kelimeleri, artık parmaklarım nasır tutana kadar 40 'ar belki 50' şer kez yazdım, yazdım... Ezberledim. Sürekli ingilizce yayın yapan kanalları izledim. Hatta o zamanlar Spice Girls denen ve saçma kızlar ve şarkılardan oluşan bir grup vardı. Bir albümünü kopyaladım arkadaşımdan. Sarkılarını dinledim, ezberledim. Notlarım yükseldi, hocamın gözünde parlamaya başladım. Öyle bir hırs yapmıştım ki... Annemin emeklerine ve gözyaşlarına layık bir evlat olmak için lisede 4 sene çabaladım. Üniversitede ingilizce hazırlık sınıfında muafiyet sınavına girdim, kazandım. O sene italyanca ve Almanca dil kurslarına da gittim. Her iki dilde de başarılı oldum. Aynı yöntemleri kullandım. Yazları turistik yerlerde çalıştım. Üniversite bitti ve ben şu an hala yabancı dilim sayesinde ekmek yiyorum. Bunda katkısı olan, beni bu kadar azimlendiren, kamçılayan sevgili kaprisli orta okul öğretmenime çok teşekkür ederim. Not: Kendisi beni sınıfta bıraktığı sene eşinden ayrılmıştır. Allah'ın sopası yok işte... Kısacası azimdir, hırstır, istektir, çalışmak ve pratik yapmaktır. Hayatınız boyunca iki insan türünü asla unutmazsınız... Sizi çok mutlu edenler ve çok üzenler... Çocuk kalbimi derinden yaralayan hocam sayesinde aylarca konuşmasam, pratik yapmasam bile, bu dili asla unutmayacağım. Sevgiller...
    6 ...
  14. 8.
  15. beni gibi ingilizce filmi -ingilizcemde yarım yamalaktır- portekizce, ispanyolca, fransızca, italyanca vb izleyerek -bi filmle iki dil- yapamayacağınız şeydir. Ben de yapamadım zaten.

    Edit: ama portekizce birkaç kelime filan öğrendim mesela ingilizce portekizce çeviri yapiyim size:

    son = filho
    Good = bom
    Yes = sim
    no = não
    Hello = olá
    night = Noite
    Böyle birkaç basit kelime daha.
    2 ...
  16. 9.
  17. her dilde ayrı zorluklar bulunur. o yüzden "bunu öğrendin, bunun amına koyarsın" yapamıyorsun. mesela ingilizce'de gramer ana dili ingilizce olan insanları bile bıktırabiliyorken, almanca'da asıl zor kısım artikel denilen kısımdır. insanı depresyona falan sokar, "sikmişim böyle dili, amına kodumun nazileri" falan gibi ırkçı söylemlere yönlendirebilir. yapmayın. direkt ve acele ile sallayın. artık tuttuğu kadar.
    3 ...
  18. 10.
  19. Öğrenmek için gereken şey hevestir.
    1 ...
  20. 11.
  21. Kurallardan ziyade aktif kullanımına yoğunlaşılması daha önemlidir.
    Birisiyle konuşurken aha artikeli yanlış söyledi diye bir ikaz alacak değilsiniz.
    Ailemle yurtdışına çıktığımız bir seferinde ben aman grameri kullanayım aman yanlış telaffuz etmeyeyim diye duraklarken hiç yabancı dili olmayan babam bütün işlemleri hallediverirdi.
    0 ...
  22. 12.
  23. türk eğitim sistemiyle zor olan kişinin kendi imkanlarıyla yapabileceğidir.eğer amacinız sınavlar falan değil iyi bir şekilde konuşmaksa öncelikle biraz grammar sonrasında öğrenebildiğiniz kadar kelime öğrenin.kendi mesleğiniz yada ilgi alanlarınızla ilgili makaleler okuyabilirsiniz. yardımcı olabilecek siteler ;
    Busuu.com
    voscreen.com
    engvit.com
    0 ...
  24. 13.
  25. pratiğe dökülmediği sürece alınan eğitimin bir sik faydası olmaz.
    1 ...
  26. 14.
  27. almanca öğrenin, ingilizce hiçbir şeydir.
    0 ...
  28. 15.
  29. Yurtdışında aldığınız takdirde "sınıfta yabancı dil konuşup dışarda Türkçeye dönme" ihtimaliniz olmadığından çok iyi olacaktır.

    2 diliniz olduğunda bile liman kentlerinde firmalar "bana gel" diye bir ton vaatlerde bulunur.
    0 ...
  30. 16.
  31. kişinin müzik kulağı iyiyse hızlıca yapabileceği iştir. yoksa zordur. ama (bkz: impossible is nothing)
    0 ...
  32. 17.
  33. Yıllardır hangi dile bulaşsam asla kafamın almadığı bir iştir. Bazılarımız için gercekten işkence olabiliyor.
    0 ...
  34. 18.
  35. 19.
  36. 20.
  37. Yurdum cahil insanının hobisidir.
    1 ...
  38. 21.
  39. günümüz dünyâsında elzemdir.

    asgarî iki dilli olmak lâzım.

    hemen her alanda rakiplerini ekarte etmenizi sağlamakla kalmaz, dünyâya bakış açınızı değiştirir.

    hele hele akademisyenlik hedefiniz varsa, 2 diri, 1 ölü dil lâzım.

    nasip olursa; fransızca, rusça ve latince öğreneceğim. fransızca'da yolu yarıladık! au revoir!
    1 ...
  40. 22.
  41. Before language touch to language, no learn language.
    0 ...
  42. 22.
  43. --spoiler--
    ilk azerice öğren.

    kolay olur.
    --spoiler--

    Afedersin r*sçu.
    0 ...
  44. 23.
  45. boş iştir. şuna ayırdığım zamanı ne bileyim ticarete falan verseydim şu an kroydum ama milyonerdim amq.
    0 ...
  46. 24.
  47. kime göre neye göre yabancı? ilk öğrendiğin şeyler sana çok doğal gelmesine rağmen başkarına çok yabancı. yabancı dilin ana dilimizi öğrendiğimiz gibi kolay gelmemesinin sebebi beyin plastisini yaşlandıkça kaybetmemiz. tabi tüm bunlar doğru yöntemlerle geriye alınabilir şeyler. kendi uluslararası masonik örgütümü kurduktan sonra neden zor sandığımız çoğu şeyin sandığımız kadar zor olmadığından uzun uzun bahsedeceğim.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük