ipek Ongun'un edebiyatımıza hediye son kitabıdır. konusunu kopyala yapıştır yaparsak şöyle birşey ortaya çıkıyor;
Aysun, yaz tatili için Almanya dan Türkiye ye gelirken, çelişkili duygular içindeydi.
Üstelik kendi arzusuyla değil, babasının zorlamasıyla gerçekleşiyordu bu gezi.
Kuzeni Özgür ve eşi Serra'yla anlaşabilecek miydi?
Ya Furkan?
O ne olacaktı?
Yaz sonunda, evine dönerken ise ne çok şey değişmişti.
Her şeyden önce ülkesine daha başka bir gözle bakar olmuş
Yeni arkadaşlar edinmiş
Serra yla sırlarını paylaşmış
Ve
Mustafa Kemal Atatürk ün ülke insanı için neler yapmış, onlara neler kazandırmış olduğunu öğrenmişti.
Bir Genç Kızın Gizli Defteri'nden tanıyıp, hayallerimizde boğazına sarıldığımız ve her fırsatta binlerce küfürler ettiğimiz Serra bu sefer ikinci planda. kendi yetmezmiş gibi birde herifinin kuzeni çıktı. konusunda belirtildiği üzere kızımızın aklında soruların biri bin para. diğer sorularının cevabını bilemem ama Serra ve biricik kocasıyla anlaşıp anlaşamama hususunda bir terslik çıkacağını sanmıyorum. zira Serra gibi bir montafonla analaşamazsan insan ilişkilerin sıfırdır. bu kitapta en büyük beklenti Serra'nın şirret bir yenge imajı çizmesi.
Bu kitap bazı yerlerde serinin son kitabı diye geçiyor. tam net bir bilgi elde edilemesede bunun son olacağı imkansızdır. daha Serra'nın torunlarını, torunlarının torunlarını , torunlarının torunlarının torunları diye 5-6 kuşak daha gitmesi temenliğimiz.
Gel bu gece bana gel
Uyumadım hiç
Döndüm bütün gece sağa sola
Gör, uykunda beni gör
Rüyanda sarıldım sana ve kokladım
Buram, buram saçını okşadım
Son seferinde bana bıraktığın
Resimlere baka, baka hep ağladım
Sen düşünme beni hiç
Önemli olan sadece kavuşmamız
Ne yapardım ya sen olmasaydın
Hiç bilmez bu şehir, hiç anlamaz bu şehir
Hiç görmedi seni, hiç görmedi bizi birlikte
Çok uzun bir zamanı geride bıraktık
Ama kimi zaman da ayrıyız
Bu kez daha da uzun sürecek
Ayrı ayrı geçen o her günü ilerde her an hatırlayacağız
şeklinde sözlere sahip nefis bir pinhani şarkısı. canlı yayın adlı albümden.
pinhani'nin oldukça başarılı parçalarından biridir.
rüyanda sarıldım sana ve kokladım
buram, buram saçını okşadım
son seferinde bana bıraktığın
resimlere baka, baka hep ağladım . .
pek bilinmeyen, aslında bilinmemesi de pek evlâ olan çok hoş bir pinhani şarkısı. umut doludur ancak, alttan alta da "olmayacak, boşuna ümitlenme" der. umut, hüzün, sevinç, özlem bütün duyguların harmanı ancak böyle olabilirdi. "Hiç bilmez bu şehir."
Zorla dinlemeye maruz kaldığım ve tüm şarkı boyunca eziyet çektiğim, işkence için birebir üretilmiş pinhani şarkısı.
Şöyle işkenceye alınacak insana 10 defa dinletin sonra size teslim olacaktır inanın. Bir kere Şarkı bitmiyor zaten ve şarkı boyunca bir zırıltı var. Ninni değil ama uyuşturucu etkisi var, insanın mekanda uzaklası var. Var da var arkadaş, Olmamış işte.
en acımasız yeri "gör uykunda beni gör, rüyanda sarıldım sana ve kokladım buram buram saçını okşadım." olan dinlediren mi hüzünlendiren mi henüz karar veremediğim pinhani şarkısı.