Varsın 90 dk. sonnunda Mesutun ağzı açık , Ronaldonun eli belinde kalsın,, Muslera bonservisini 20 den 30 a çıkarsın, Türkiye bayram etsin, hep beraber eğlenelim.
umit fakirin ekmeği durumudur. bu mucizeyi yaşamak her galatasaraylının hayali şu anda. en azından 3 nisana kadar bu hayal sürebilir, ama çoğu galatasaraylı çoktan elenme bahanelerini hazırladılar bile, (bkz: biz en azından real madrid le oynuyoruz), ancak mucizeler olmadıkça futbolun bir zevki yok.
ayrıca 2001 de çok net yaşanan korkudur, real madrid li ismini hatırlayamadığım bir futbolcu sanıyorum raul du, ilk maçtan sonra ya elenirsek korkusunu yaşadıklarını söylemişti.
bu seviyeden sonra (elersek yarı final) üzülmek falan saçma olur, ülkenin en büyük başarısına koşarken ister fenerli ister beşiktaşlı, üzülmemek gerekir.
yeni nesilde böyle bir korku olabilir ancak bizim gibi monaco maçı, şampiyon kulüpler kupası yarı final maçı, uefa kupası, süper kupa, beşiktaş'ın stamford bridge'de 2-0 yenmesi, inönü'de barcelona'yı 3-0 yenmesi, leeds, milan, real madrid, aponun yakalandığı dönemde suat'ın juventus'a attığı son dakika kafa golü ki o gün galatasaray milli takımdı resmen, fenerbahçe'nin sevilla zaferi,neuchatel gibi maçları ulusal bütünlükle izleyen yarı dinozorlar için böyle bir korku yoktur.
bir gün üşenmeyim de canlı canlı tanık olduğum unutulmaz maçları hatırladığım kadarıyla tek tek yazayım.