bence bu ego savaşı anlamsız,
kazananı olmayan bir savaş,
böyle bir tercihe zorlanan erkek, normalde onu doğuran hayata getiren annesini tercih eder...
bu iki kefeli bir terazi gibi iki tarafı da dengelemek gerek.
eş başkadır,
annen başkadır.
hepsinin rolü farklı yerleri farklıdır.
hele arabayla bir yere gidecekken, ön koltuk için verilen savaş ridaniye meydan muharebesini hatırlatır.
Burada "istersen şansını zorlama" demek lazım ama bu sözü söyleyecek kızı bu duruma getiren anne ve erkek (eşi sevgilisi nişanlısı) için de bir şeyler demek lazım gelir.
Tabi ki kız psikolojik sorunları olan bencil sorumsuz empati yoksunu geçimsiz tolerans gösteremeyen bir tip değilse...
Erkek biraz akıllı olmalı, annesinin yanında "evet anne haklısın" eşinin yanında "evet canım haklısın" ikisinin yanında "beni bu işe karıştırmayın" demeli.
Annenin sahiplenme koruma ego duygusu ile eşin erkek üzerinde duyguları arasında bir fark yoktur ki sofrada annenin ve eşin yaptığı yemeği yerken onlarda ortaya çıkan trip davranış da bu görülür.
Bu durum israil ile Filistin arasında barış görüşmesini yürüten BM genel sekreterinin durumundan daha zor bir hal arz eder.
erkeğin dirayetsizliği veya erkeğin ana kuzuluğundan kurtulamaması veya kurtulmak istememesi sonucu ültimatomu hak etmesidir. bu ültimatomu yiyen erkekler analarının kollarına dönerler.
Kızı, erkeği olamaz bunun. Hiç kimse kimseye böyle aptalca bir seçenek sunamaz zira herkesin yeri ayrıdır. Anası cadıysa da cadıdır kardeşim çok istemiyorsam çizerim mesafeyi görüşmem, oğlu istediğini yapsın.
Hor görülüp değer verilmeyen kızlarca söylenir. Bunu söyletecek ne yaşatıyorsunuz arkadaş... yine de ne kadar seviyor olursa olsun insan bunu söyleyen kızdan bi soğur bence.
annem diyen salaklara yuh derim.
elbette eşinizi seçeceksiniz.
olaya reel bakınca anne sizle ilgili görevlerini tamamlamıştır ve kenara çekilmelidir.
geleceğiniz eşinizledir. çocuğunuza o bakacaktır. size her anlamda o destek olacaktır. anne olayı bitmiştir. o artık sadece, sağlık sorunları olduğunda, maddi sıkıntıları olduğunda, bayramda seyranda ve arada sırada hatırı sorulacak, kırılmaması gereken bi kişidir.
erkeğin ailesi üzerinde söz söyleme hakkı yoktur. o hak eşinizdedir.
anneniz babanızla evlendiğinde zaman yukarıdaki haklarını kullanmıştır. şimdi o hakları kullanma sırası eşinizdedir.
yukarıda saydığım saygı ve insanlık görevlerinizi ihmal etmeden annenize bu sınırı çizin. çizmezseniz o sizin ailenizi çizer. mutsuz olmanızı istemez ama yaradılışı öyledir. başka türlü davranamaz. sınırları çizerek ona bu konuda yardımcı olun.
anne, sütü emilen, size sürekli sevgi, destek gibi şeyler vermesi gereken bir varlıktır. o bunları yaptı diye ona borçlu olmazsınız.
peki siz dünyanın kralımısınız ki o bunları size yapmak zorunda hayır tabi. sizde aynısını çocuklarınız için ailece yapacaksınız ve çocuklarınızdan bir alacağınız olmayacak.
tabi gene tekrar ediyorum. annenizin sağlığı, maddi sıkıntısı, halinin hatırının sorulması görevinizdir. zaten onlara iki güleryüz gösterip aramanız yeter. mutlu olurlar ama asla aileniz üzerinde söz hakkı vermeyin.ailenizle ilgili konularda söz hakkı eşinizindir. ve siz bütün varlıklarınızı akılcı olmak kaydıyla eşinizin emrine vermek zorundasınız. o zaten bu imkanları çocuklarınız ve aileniz için kullanacaktır.
aynı şartlar kadınlar için de geçerlidir. evlendikten sonra anne ve babanızı ailenize karıştırmayın.
sınırları çizin. kırmadan da çizebilirsiniz. kırmanız gerekmiyor.
tabi buradaki arkadaşlarımın ekseriyeti, eminim yabancıdır buna. ama düşündüğünüzden daha çok yaşanıyor. müsaade edin biraz kafa ağrıtayım.
bir kere sevgiliniz bunu derse sorun yok. ayrılırsınız. ama ya evliyseniz? ya evlenip çocuk sahibi olduktan sonra eşiniz bunu derse? denmiyor mu sanıyorsunuz? demeyecek misiniz sanıyorsunuz?
bu güne kadar burada yazdığım tek faydalı şeyi fısıldamamı ister misiniz?
tek çocuk olan erkeklere dikkat edin hanımlar. kötü olurlar demiyorum. anne-oğul ilişkileri zordur diyorum. istisnaları var mıdır? elbet çünkü istisnalar aslında kaideyi doğrular.
kızımın el kapılarında, kayınvalide işkencesi çekmesini istemem ama kızımın bir gün kocasına böyle bir şey de söylemesini istemem.
evlilikler biter, ana-oğul ilişkisi sekteye uğrar falanlar filanlar. ama en çok o adama acırım ben arkadaşlar.
bir yanda anası, bir yanda karısı. ana bırakılır mı hiç? ama erkek adama yola çıktığın, sana inanan kadını bırak demesi de zordur.
peki ne olacak?
üzgünüm, iş hanımlara düşüyor. idare edeceksiniz kızlar. çünkü kayınvalideniz de zamanında birilerini idare etti. çünkü siz de tek erkek çocuk sahibi olduğunuzda onu paylaşamayacaksınız.
"ulan bana öyle şey derse o kızı dakka tutmam yanımda" deyip geçmeyin beyler. başınıza gelir.
"oofff o ne be öyle kezbanlık. hiç kocamın anasıyla o noktaya gelir miyim ben be" deyip geçmeyin kızlar. başınıza gelir.
yaşınız genç, dilerim hep iyileriyle karşılaşırsınız. her şey insan için, bunu unutmayın yeter.