tutkuya, alışkanlığa isyan cümlesidir..
boşluğun, karamsarlığın, ne istediğini bilememenin ve gördüğün davranışlar karşılığında bozulan dengenin seni isyana, haykırışa sürükleyişidir. uğraşır durursun aklından, yüreğinden çıkarabilmek için "o"nu, oysa olacak senin kaderin ise seni bulacak olandır. olmayacak ise kaderine ettiğin isyanlara aldırış etmeyecek, onca uğraşılarına karşın hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir...
seven yüreğin tükenen sabırla hayata haykırışı olarak özetlenebilir:
ya beni sev, ya da ruhumu terket gibi..
iki olasılık arasında sıkışmış kişi söylemi. acı ve hüzünle söylediği bir bağırış ya da yalvarma. "ne olursun ruhumu rahat bırak artık!" demek yüzüne ve belki de sadece onunla konuşur gibi aynalara.
şu an olmadığı için, hasretten kavrulmuş bir halde olunduğu için sonsuza dek birlikte olmayı dile getiren istek.
birliktelik sağlandığında belki bunu isteyen kişi artık sonsuza dek sürmesinden yana olmayacaktır çünkü bir önceki bitiş sebebi gün yüzüne çıkmış olacaktır.ama şimdi farkında olmuyor insan.
üzerinde "insanlar birbirlerine sahip olamazlar ama birbirlerini delice sevip birlikte kalabilirler. evlilik de sevdiğin kişiye sahip olmaya yetmez çünkü kimse eşya değil ki benim diyesin. herkes ayrı bir birey, farklı bir ruh. ruh eşinize bile sahip olma lüksüne sahip değilken, kime benim ol denebilir ki? üstelik bu benim ol denilen kişi de sonradan genellikle aldatılmaktadır, ama o ayrıdır.. mühim olan sevmek, sevilmektir. aşkı layığıyla yaşamak, yaşatmaktır. bunları yapamıyosan eğer, gerisi fasa fiso boş laftır.." şeklinde düşündüğüm söz.
karşılığında "kıro olduğun kadar salaksın da" dedirtecek önerme cümlesi. gerçekleşmesi sevgilinin elinde olan önermeleri sunmayı gerektirir aynı zamanda, kim kaybetmiş de sevgili bulsun istediğinin aklından uçup gitmeyi.
"çek git güneşimden ya da beni bana bırak" durumu...
biraz daha açarsak eğer; seninle dolmuş tüm benliğim senin esirin olmuş.oysa sen başka alemlerde başka insanlarla yaşarken,paylaşırken her şeyini ardında kalan ben kendime bile itiraf edemediğim 'sensiz olmaz be' şeklindeki duygular silsilesiyle boğuşurken, senin beni hayatının neresine koyduğun düşüncesi de içimi kemirmekte her geçen gün.bunları söylemek zor.bunları söylemek acı.eğer bir gün, gerçekten eğer bir gün tüm cesaretimi toplayıp daha doğrusu gitme ihtimalini kaldırabileceğime inanırsam sana söyleyeceğim tek şey bu cümle olur.
aklımdan çık git ve benim olma da. bıktım yanılsamadan ibaret silik slüetinden. ona sığınmaktan ve hiç somutlaşmayacak varlığından. artık istemiyorum seni. sadece içimden defolup gitmeni istiyorum. istemiyorum artık seni. sen artık onaramazsın açtığın yaraları. öyle derinler ki senin sığlığın kaplayamaz o kocaman kara delikleri. yanlızca giderek yardımcı olabilirsin bana. eğer yardımcı olmak niyetindeysen. ama ben artık senin iyi niyetine de inanmıyorum ki... sen git ben başka hiçbir iyilik beklemiyorum senden. çek git! parmaklarının ucunda in merdivenleri ve en tenha yolu seç uzaklaşmak için. sessizce git ki bu kez bari onurlu olsun gidişin. arkanda ki enkaza da bakma dönüp bir daha...