bir süredir kayıp olup aranan çocukların cesetlerinin bulunduğunu duyduğun andır. hele ki ayrıntılar da netleşmeye başlayınca zaten yaşadığından emin olamazsın, kesin öldüm ben ve cehennemdeyim diye düşünürsün.
bizler bir filme gülerken, çocuğumuzun biraz karnı ağrıdı diye telaşlanırken birileri o çocukların kemiklerini kırıp boğazını sıkıyordu ve bizim haberimiz yoktu. bu çok boktan bir duygu.
her şey ve herkes olabilir. bazıları o kadar etkilidir ki dünyaya geldiğinize bin pişman olursunuz.
misal;
- yardım edersin ama karşılığını alamazsın.
- kötü taraf hep kazanır sen kaybedersin.
- sevdiklerin seni üzer, mutsuz olursun.
bla bla bla... o kadar çok var ki. daha düşünürken insan soğumaya başlıyor.
tam huzur buldum dediğinde 1 gün geçmeden, yine geceleri uykunu kaçıracak yeni bir derdin peydah olması. ömür boyu huzur ve mutluluk bulamayacağını ilk defa hissetmek. lan kendimi bildim bileli bu böyle. gidip madagascar'a yerleşsem orada da yaşadığım yere haciz falan gelir, ya da hastalanırım bir şey olur
- arzuladığınız, her şeyinizi verebileceğiniz birinin sizi sevdiğinden emin olmaması.
- karşınızdakinin yalan söylediğini bildiğinizi bilmemesi.
- ikiyüzlülük.
Umumi tuvaletlerde çokça rastladıgım durumdur. Yan kabınde ki yediği trolün sindirimini tamamlamış insanımsının münasip yerinden çıkan o dehşetengiz sesi duyduktan sonra hayattan istifa edip hacetimi görmeden toparlanıp çıkmışımdır.