gecelerin insanlar uyusun diye var olduğunu bilmeyen üniversite hocaları sayesinde bazen beni terk edebilen şey. ancak uykusuzluktan da olabilir, bilinci kayıyor insanın nitekim.
her ne olursa olsun daha fazla şeye sahip olmanın mutluluk getireceği hissi doğru değildir. hiçbir kimse, hiçbir neden, hiç bir şey bize mutluluk veremez. onlar sadece mutlu olmak ve iyi hissetmek için sadece bir nedendir. çünkü yaşama sevinci insanın içinden gelir. *
asla tek bir şeye bağlanmaması gereken olgu. bir insana, bir başarıya, bir duruma o kadar bağlarsınız ki kendinizi, o yok olunca ipi kopmuş cambaza dönersiniz.
hayatındaki her türlü olumsuzluğu göğüslemiş insanın içinde bulunduğu yaşama isteğinin sürekliliğidir. iyidir, hoştur. fakat bunu yapmacık ve vıcık vıcık hareketlerle sevgi pıtırcığı şeklinde çevresindekilerin gözüne soka soka yaşıyor olması karşısındakinin yaşama sevincini alıp götürdüğünün farkında olmaması içler acısıdır. bu sevgi pıtırcıkları ağlanmayacak yerde ağlar. gülünmeyecek yerde ise güler. bazen ağlarken güler. -bir kendine gel napıyorsun- dedirtir insana. neyse herşey dozun da iyidir. katil olmuyorsak da bu da bizim yaşama sevincimizdendir. *
Bütün güzel kadınlarını bu dünyanın
Sevdim, diyebildiğim zaman
Bütün kentlerini gezdim, denizlerine girdim
Ve artık bir tek taş kalmadı tanımadığım,
bir tek yüz, bir tek yer adı
Söylenecek bütün sözleri dinledim ve söyledim
bütün söyleyeceklerimi
Acının bütün uçurumlarına indim ve çıktım
sevincin bütün dağlarına
Bütün çiçekleri kokladım ve kopardım
bütün meyveleri dallarından
Ismarladığım yağmur, savrulmadığım yel
kalmadı...
Bütün haklı kavgalarında dünyanın
dövüştüm, diyebildiğim zaman
Okudum bütün kitapları, bütün şiirleri yazdım
Ve topladım bütün dillerin en güzel sözlerini,
sıraladım tek bir sözlükte
Bütün mayınları, bütün dikenli telleri
ayıkladım sınırlardan
Ve bir tek zorba çıkmadı önüme.
Bu dünyada acı çeken tek bir insan yoktur,
diyebildiğim zaman
işte o zaman ölebilirim.
Toprağımda bir çığlık olur da büyür
yaşama sevincim...
hayata bi köşesinden, kendince tutunmayı sağlayan şey. kimisinin gözlerinden taşar, kimisinde zerre kadar kalmamıştır; kalamamıştır. suçu ona buna atmak yerine kendisine bakması gerekir insanın. nasıl, ne zaman, kim için kaybettim sevincimi diye. nerde unuttum yaşama dair sevinci diye.
bu aralar ortalıkta pek dolanmayan hissiyattır. kişinin yaşadığı için duyduğu olumlu düşünceler bütünüdür. bizler her ne kadar kötüyü paylaşmaya meraklıysak, her ne kadar birbirimizi iyi tutmaya çalışan, psikolog yerine arkadaşlarına veya yakınlarına koşan insanlarsak da, güzel şeyleri yeterince paylaşmıyoruz. paylaşmadığımıza göre, güzelliklerin tadını da çıkartamıyoruz.
bunun bir nedeni de, tamamen kötülükten uzak ütopyalarımızdan kaynaklanıyor olmalı. hayatta, türk masallarında muradına eren kahramanlar gibi en berrak mutluluğu arayıp duruyoruz belki de. oysa ki herşey bir karmaşadan ibaret, biz de bu karmaşadan istediğimizi alıyoruz belki de. ya yaşamayla ilgili anlam yüklediğimiz kavramlar çok uzaklarda, ya da biz beklentilerimizi makul ölçütlerde belirlemiyoruz. ki yaşama sevincini içimize kadar hissedelim, ki ancak acı çektikten kısa bir süre sonraya kadar bu yaşamın kıymetini anlayabilelim... diye deriin derin düşündürendir.
şu aralar kaybettiğim şey.(son 4aydır) hayır 7/24 depresif takılan, hayatın manasını çözmüş, sivilceli ergenlerden biri değilim. ama yine de en kısa zamanda yeniden bulmayı ümit ediyorum.
çocuk küçük iken gülümsediğinde oluşan parıltıdır. aynı çocuk büyüdüğünde kuvvetle muhtemel angut olacağından o gülümsemesi de bönlükten başka bir şey ifade etmez. tüm yaşam enerjinizi de emer. (bkz: uludağ sözlük)
insanın kendi gücünü bulduğu, kendine inandığı ana gelir yaşama sevinci.
durup dururken gelir. aynaya gülümsersiniz. o an sevdiklerinizi daha çok seversiniz.
sevmediklerinizi 'umursayamazsınız'.
yaşama sevincine sahip olmak demek, insanın kendi geleceğini kurmasıdır umut ederek, kalbi kıpır kıpır.