an itibarı ile bu işler yaş dedirtecek şey.hükümet gelecekteki zeminini hazırlamaya çalışıyor ve başaracakta.yalnız unutmayalımki kenan evren'de ege ordu komutanıyken birdenbire kara kuvvetleri komutanlığına atanmış ve gerisi malum.ayakların denk alınması gereken bir dönem.
marko paşa'ya yaşını sormuşlar:
- "50, 55 belki de 60, demiş."
- "sen yaşını bilmiyor musun?"
- "paramı, malımı, gelirimi sayarım, demiş, çünkü bunları birisi çalabilir. ama yaşıma kimse dokunmayacağı için saymak zahmetine girişmem."
yaş
yazmam daha aşk şiiri,
diyenlerin kervanında kışladım.
çöle yağarken donmuş levhalarda kar sureti,
imkansızın bereketi...
gözümü alırken her yanımda ışıyan gençliğim,
kimin yaşındaydım bilmedim.
geceleri heceleyerek söktüm
aldım yedeğimdeki kelimeleri,
ışığa tuttum içimi loş tutan nesneyi.
yunus'un yaşına geldiğimde;
dünyayı aşk imkansızı erkek bildim.
kelimelere dokundum dünyanın hallerine;
dokunulmazlığım kalktı,
kendi şiirimde,
kendi divanımdan sürüldüm.
git gide fuzuli'nin yaşına geldiğimde.
halk türkülerinin serçeli kafiyeleri
gibi uçuşu kolay ve çabuk akla gelmez.
engelleri aşk için yapılan bütün benzetmelerin,
sırasını sektiren olayların gidişi.
yılları saymadan karacaoğlan'ın, baki'nin yaşına geldim.
görmenin gevşeyen bilgisi,
yaş aldıkça tutunduğum diri şaşkınlık,
başkasına doğru çözülüyor tenimdeki kelepçe,
zaman benim içinde ileri geçtikçe,
dönüp bakmaların tarihinden,
geri saydım kendimi sana geldim.
kimsenin yaşına değmeden;
daha anısı kurumayan,
dünlerim bitmediğinde
hayatın rüya dilini bile öğrenmeden
hayatta kaldım onca felaketten.
şimdi buradayım.
elver yanına bunca aradığım;
babam ol, oğlum ol;
kardeşim, yoldaşım, arkadaşım ol.
ben sevgilim gibi seveyim,
benim yaşıma geldiğinde.
bildiklerim kadar unuttuklarımla seni büyüteyim
biliyordum, yenilenler geçmişe kadar kaçar birinde.
haritamı kaybettim ey piri reis!
çinisi soldu maviliğimin;
nice osmanlı şiirinde
odalardan odalara, azala çoğala yaşadım da;
fatih'in kokladığı karanfili
denize bakan bir şiirde düşürdüm.
rüyasında koklanmış karanfili fatih'in
alınmış istanbul'da düşürdüm.
içim başka yere sürüldü,
tarih alındı benden.
günümün acı ışığında kaldım yeniden.
bir sikkenin ilk basıldığı günü hatırlıyorum.
suç ışımasında ortak belleğin altın,
kaynağına indiğim suya düşürdüm;
kendi yaşıma geldiğimde.
ilk şiirimi üzerine kazdım ben.
ben kendimi ilk şiirimde düşürdüm,
çok alındım kendimden.