an itibariyle tekirdağın şirin bir ilçesinde yağmaya başlayan huzur verici. anlamsız ve manasız sıcaklıkların insan bünyesini kavurmasını, bir nebze olsa da sesi ile bile durdurandır.*
ötesi olmayan doğa olayı. hiç bitmesin dedirten özlemle beklenen.... hüzün, ruhu yıkayan taneler.. ve o müthiş koku..toprak kokusu..huzur.. tabiatın ağlaması... *
bülent ortaçgilin daha güzel söylediği bir teoman şarkısı.
düzeltme: sözlerini de yazayım tam olsun,
Dayanmak zormuş meğer
Sonu belli oyunlara
Reddetmeye gücün yoksa eğer
Oysaki özgürlüğü seçmek
Başka vücütlar sevmek
Bir şehri tam kalbinden
Beyninden vurup gitmek
Var aklımda bir yağmur
Çok uzaklardan çağırıyor
Gelirsen severim diyor
Yağmur yağmur çok uzaklardan
Çağırıyor gelirsen severim diyor
Her maske birşey söyler
Nefretler sevgiler
Bırak artık sevmiyorsan eğer
Oysaki özgürlüğü seçmek
Başka vücütlar sevmek
Bir şehri tam kalbinden
Beyninden vurup gitmek
Var aklımda bir yağmur
Çok uzaklardan çağırıyor
Gelirsen severim diyor
Yağmur yağmur çok uzaklardan
Çağırıyor gelirsen severim diyor
yağmur; suyun güneşe kızmasıdır, onu denizinden ayırdığı için... yağmur; suyun denize kavuşmasıdır, güneş tarafından ayrılan... belki de bu yüzdendir yağmurla bir alıp veremediği olan güneşin yağmura dayanamaması ve bulutların arkasında saklanması, suyla denizin buluşma anlarında...
Sen geldikten sonra hayatıma, hoşgeldin ve iyiki geldin diyeyim bu arada, yağmurla ilgili düşüncelerime ve hayallerime yenileri katıldı. Yağmurda tek başına yürümek yanında seninle yürümenin ; bir birey olmak bir yana biz olmanın ; ayrı bedenlerde içinde farlılıkları da bulunduran ruh eşleri olmanın keyfinin farkına vardım. Bir elimde şemsiyeyi tutmak yerine senin sıcacık ve benim için sayısız anlam ifade eden elini tutmak çok daha fazla anlam katardı yürüyüşüme. Botlarımın su birikintilerine basarken çıkardığı ses madem hoşuma gidiyordu , neden senin adımlarının sesini de ekleyerek daha fazla arttırmayalım ki bu mutluluğu? Hem yanımda yağmurda benimle birlikte ıslanmış ; saçlarından yanaklarına, boynuna doğru yağmur damlaları süzülen o bir zamanlar yerlerinde olma isteğimi mesajlarımla anlattığım damlaların gerçekten var olduğunu görmek. Ve o damlalara parmak uçlarımla dokunabilmek. Bulutlarda gizlenen her damlada,bedenimi ıslatan her yağmurda biraz da sen varsın aslında...
sagopa kajmer ve samsunlu rock grubu the domination düeti güzel bir şarkı. rap ve rockın bir arada oldukça güzel olduğu bu parçada kesinlikle doğrulanmıştır. sözleri için
her şiirin, her hüznün, her acnın tam içersinde olan. bazen her damlası içinize düşer pencere buğusunun ardından. ağladıkça göz yaşlarını örter ama gözleri değil.
(bkz: yağdıkça)
gerçekten sevenleri hayatlarının son gününde yalnız bırakmayandır...
Hafif bir toprak kokusuydu beni sana çeken. Belki ıslanmış insanlar veya onların yitip giden hayalleri...
Aklıma getirdiğin gülümseyen yüz ve ağzından dökülen iki sözcük. Aylarca hayalini ettiğim iki sözcüktü senin bana hatırlattığın. Sen her ziyaret edişinde bizi. Ben hep onu düşünüyordum her damlanın ona ait olması onlara dokunmayı istemek.
Önce yakanızdan içeri giren sinsi bir rüzgar size ölümü hatırlatsın ve başınızı kaldırıp ister istemez etrafa bakın. Islak yolda uzayıp giden otomobil farlarının kırmızısında, sokak lambalarının sarısında, denizin tuz kokan mavisinde yağmura bakarak şunu fısıldayın:
" hoşgeldin"
Aşk ve özgürlüğün, belki de biraz hüzün ve özlemle dansı altında yapılacak bir yürüyüş.
Gözümden yaşlar akamadığı zamanlarda benim için ağlayan...Evet sendin.*
ahmak ıslatan, çisi, sağanak, bardaktan boşalırcasına, " ahh ne romantik, woody allen oldum sanki" tarzları olan, altı üstü atmosferde yoğunlaşan su buharının , toz zerrecikleri etrafında toparlanıp yerçekiminin etkisiyle düşen damlalar silsilesi olmasıdır ..hee bunca ciddi ve ironik açıklama yapınca sonunda "ne romantizmi lan " bağlamında bir şey söylemiycem .. hatta romans yapıcam sevgili sözlük, kuyruğumu kıstırıp.. ama öncesin de yağmurun bir, tek taş yüzük olmadığını falan bilelim .. sadece ortam hazırlayıcıdır ..sadece ortamdır ..mis gibi parlement renkli gecelerde yağmaya başlasa "mını skiyim ne güzel de yapmıştım ortamı nerden çıktı lan bu yağmur şimdi " deriz .. ama ev de otururken kasvetli bir hava ile gelince ( sevgilinin hayalinin olması, varlığının olmaması tercih sebebi ) hüzün ve romas çöker adamın ciğerine ciğerine..buna keza "yağmur" kelimesinin fonotiğinden dolayı, yazılarda , şiirlerde özel bir kelime gibi durur..yoksa yok öyle yağmurun tek başına sağladığı bir şey .. hatta biz demezmiyiz"it gibi ıslandım lan, bu ne yaa iliklerime kadar ıslandım " .. yani esasında sözlük, yağmur ıslak bir şeydir .. aslında sözlük romantik olan yağmur değil, yağmurda yürürken sevgiliyi yağmurdan korumak babında, erilin dişi sevgiliye sarılma biçemidir .. ve mikrofonu seyyar satıcıya uzatsak bol bol pasını alır yağmurun; ağzından sinkaflı küfürler tükürerek.. o sebepten boş verin yağmuru, bence wood allen izleyip sevişseniz daha romantik olur..