anlamı "yaşa ispanya" olan ispanyol şarkısı, nerden icap etti derseniz ve bulabilirseniz dinleyin, fenerbahçe marşı da burdan alıntı yoluyla oluşturulmuş bir marştır. müziği birbirine çok çok yakındır. (tıpa tıp diyemeyiz,ama odur işte)
not: yanlış anlaşılmasın fenerbahçe çaldı marşı demek istemiyorum, takım marşlarında bu söz konusudur zaten. olmaz olsun 'da olduğu gibi *
entre toros, fandanguillos y alegrías
nació mi españa la tierra del amor
nunca dios pudo igualar tanta belleza
y es imposible que pueda haber dos
españa ha sido siempre y lo será
eterno paraíso sin igual
por eso se oye este refrán
que viva españa
y siempre la recordarán
que viva españa
la gente canta con ardor
que viva españa
la vida tiene otro color
españa es la mejor
que bonito es el mar mediterráneo
la costa brava y la costa del sol
el fandango y la sardana me emocionan
y en sus notas hay vida y hay calor
entre toros, fandanguillos y alegrías
nació mi españa la tierra del amor
nunca dios pudo igualar tanta belleza
y es imposible que pueda haber dos
españa ha sido siempre y lo será
eterno paraíso sin igual
por eso se oye este refrán
que viva españa
y siempre la recordarán
que viva españa
la gente canta con ardor
que viva españa
la vida tiene otro color
españa es la mejor
que bonito es el mar mediterráneo
la costa brava y la costa del sol
el fandango y la sardana me emocionan
y en sus notas hay vida y hay calor
españa es la mejor
ah be evladım. ah be çocuğum. sen giderken biz dönüyorduk bu yollardan. madem klübün marşı değil neden klüp müyapa gidip telif hakkı alıyor? bu klübün marşı sahiplendiği anlamına gelir. 100. yıl logosu lion publishing'ten, resmi internet sitesi manchester united'ın sitesinden, kullandığı logo fransız saint bilmem ne lisesinden çalıntı bi takımın taraftarına bir şarkının sözlerinde, temposunda veya notalarında yapılan en küçük değişikliğin şarkıyı diğerinden yasal olarak ayırdığını anlatmak ne derece kolay bilemiyorum. o yüzden en kısa yola başvurup anlayacağı dilden ve galatasaray taraftarını en iyi nitelendiren hagi sözüyle entryimi bitiriyorum: "hirrşııjjjlarrrrr...."
bestecisinden izin alınarak fenerbahçe marşına uyarlanmış güzide ispanyol şarkıdır. izin alınarak yapılan bir şarkı çalıntı değil uyarlamadır. aradaki nüans farkını anlamayanlara yazıktır. çıldırın konusuna gelince ise "resmi marşımız" değil diyenlere inat adnan polat televizyonlara çıkıp "işte yeni marşımız" demiş ve gs store da bu şarkının satışını yapmıştır. kulübün resmi satış organlarından satılan her ürün o kulübün resmi ürünüdür. çıldırın galatasaray taraftarının kendi içinden çıkardığı bir marş değil kulübün resmi marşıdır. ve evet maalesef ve maalesef çalıntıdır.
açıkça çalınarak fenerbahçe marşı diye senelerce millete yedirilmiş marştır. yok izin alınmış yok bilmem ne ayak geçin bunları. sorun bakalım kaç fenerbahçe taraftarı marşlarının orijinal değil de başka bir marştan arak olduğunu biliyor. ne doğru düzgün kaynak gösterilmiştir bugüne kadar, ne de "uyarlama" olduğu açıklanmıştır kulüp tarafından...
"çıldırın" a çalıntı deme zaafiyetinde bulunanlara, yiğit şardan'a ait saatchi & saatchi firmasının sos cagon için ödediği telif ücretini görmelerini rica ediyoruz. geçin öyle besteciden izin alma geyiklerini...
sos cagon gibi telif hakkı olamayacak bir tribün bestesiyle karıştırılan marş. yiğit şardan'ın işi gücü yok, taa arjantin'e gidecek (veya birini yollayacak), river plate'in taraftar grubu lideriyle oturup pazarlık yapacak, sonra telif hakkını satın alacak. tekrar hagi'den geliyor: hırrrşııjllarrr, hırrşıjjşınıjjjjj.."
ayrıca fenerbahçe marşı'nın viva espana'nın uyarlaması olduğunu ben biliyorum, klüp tarihiyle ilgili her fenerbahçeli de bilmektedir bence. bilmeyenlerin kendi ayıbıdır. bu marşa bu kadar takanlara şunu sorarım; 103 yıldır kullandığın klüp logon nerden çalıntı? çalıntı olduğu yerde işgal kuvvetleri komutanı konferans verdi mi? işgal kuvvetleri için balolar, yemekler düzenlendi mi? bu soruların hepsinin cevabını biliyorsan nasıl oluyor da bu durumu sindiriyorsun?
daha kurucusunun kim olduğu bilinmeyen bir kulübün marş olarak kendine "çaldığı" marştır. sos cagon ile ilgili malca fikir yürütenler telifin ne kadar olduğunu, kimlere ne yolla ödendiğini saatchi & saatchi den öğrenebilirler. buna da gerek kalmadan yiğit şardan'ın kendi roportajından herşey açığa çıkıyor. bakalım giren şemsiye nasıl açılacak?
- Çıldırın marşı sizin fikriniz miydi peki?
- Bizim ajansın, Güzel Sanatlar'ın fikri. Güney Amerika'daki bir takımın parçası aslında. O müziği almış, haklarını ödemiş ve ona yeni sözler yazmışlar.
atatürk'ün defalarca ziyaret ettiği türkiye'nin en köklü futbol kulübünün logosunun ve renklerinin nereden geldiği ise herkes tarafından bilinmektedir, bilgi abazanlığı yapıp aklı ölçüsünde tartışma çıkarmaya çalışan zavallılar da gayet iyi bilmektedir bunu.
çanakkale savaşı'nda takımın yarısından fazlasını ve lise'ye bağlı yüzlerce öğrencisini kaybetmiş bir kulüple, işgal günlerinde işgalcilerle istanbul'da top oynayan, bir de kupa kazandık diye sevinen zavallıları karşılaştırmak bile saçmalıktır. bakalım bunu kim sindirecek...
edit: linkte hata yoktur, arama barına copy paste yapılarak açılabilmektedir.
dünyanın en zeki taraftarının ispanyol takımları kendi sahalarına deplasmana geldiğinde çaldığı marştır. aynı olaya farklı bakış açısından bakabilmek için deplasmana gidildiğinde;
salak tartışmalara yol açan şarkıdır. * kurtuluş savaşı sırasında cepheye teçhizat taşımış tek kulübün fenerbahçe olduğunu ve savaşta oyuncularının şehit olduğu tek takımın fenerbahçe olduğunu kabul edemeyenler acınası durumdadır. Atatürk ün ismi ile acıtasyon yapıp puan toplamaya çalışan fransız uşakları Atatürk ün fenerbahçe için "bizim takım" dediğini hiçbir zaman kabullenememişlerdir. hiçbir zaman Atatürk ün hangi takımlı olduğu konusunu umursamamış olsamda yapılan bu duygu sömürüsü komediden başka birşey değildir.
dip not: sos cagon river plate in resmi marşı değildir. kulüple hiçbir alakası yoktur. sadece ve sadece taraftar marşıdır. ve eğer bu marş için telif ödendiyse dünya tarihinde ki en büyük gerizekalılık gerçekleşmiş demektir. bir tribün marşına para ödemek kadar aptalca birşey olamaz.
salak tartışmalara yol açan marştır. öyle ki bazı gerizekalılıktan bahsedenler nelerin telife tabi olduğundan, nelerin olmadığından bile bihaberdir.
sos cagon riverplate in resmi marşı değildir. olmaması da telif gerektirmediğini göstermez yavru kuşum. bugün tribünlerin söylediği-söylemediği bir çok marşın bestecisi ve telif sahibi vardır. gidin alın bakalım kaça patlar karşılığı... öyle ezberden atmaya benzemiyor bazı şeyler. sos cagon bir tribün marşıdır ancak anonim değildir. tabi bunu bilmek için en azından google kullanacak yeteneğe sahip olmak gerekiyor...
atatürk "bizim takım" demiş vs. acındırmalar, duygu sömürüsü muhabbetler de artık komik kaçıyor. cepheye techizat taşıma gibi geyikten öteye geçemeyen masalları geçip gerçeklere gelelim. gerçekte kimlerin şehit olduğu isim isim, okul numarasına kadar galatasaray müzesi'nde kayıtlıdır ki, bu müze ülkenin tek tarihi ve en büyük spor müzesidir.
diğerine gelirsek işgal kuvvetleri komutanı adına düzenlenen bir kupaları vardır. bu kadar şanlı şereflidir tarihleri. *
fransızlar tarafından fransız kültürünün türkiye'ye aşılanması için kurulmuş lisenin uzantısı olan futbol klübü taraftarlarının aklından çıkmayan marş. fenerbahçe'nin ispanyol takımlarıyla yaptığı maçlarda stadyumda çalındığı iddia ediliyor marşın. vay anam vay yani. senin şu düşük iquna rağmen aklına geldi, koca klüp idarecilerinin- iş adamlarının aklına gelmedi. vah canım vah. en son oynanan sevilla maçında çaldı mı? çalmadı. ama laf ola berigele işte. yiğit şardan "para ödedik" deyince ödenmiş mi oluyor? hani belgesi? madem satın alındı neden river'dan bi allahın kulu çıkıp "babalar gibi sattık" demiyor? bazılarının malca dediği bu düşünceler emek hırsızlığının göstergesidir ancak bazı "en hakiki malların" bunu algılamaması şaşırtmamalıdır. diyorum ya, klüp logosu bile çalıntı. daha nolsun. ayrıca atatürk kendisi bile belirtmiş "mekteb-i sultani'nin salonlarında işgal kuvvetleri komutanlarına konferans verdirenler var, bu gibilere lanet..." diye. sen diyorsun ki hala "biz türkiye'nin en köklü klübüyüz". ilk kurulan futbol takımı black stockings, fenerbahçe'nin ilk takımı da sayılır. hadi onu geçelim, beşiktaş var hani 1903 falan bildin mi? allahın fransızı gelmiş köklü klüp olucakmış. de get. *
ek bilgi: mekteb-i sultani'nin ne olduğunu biliyoruz değil mi gençler?
ek bilgi 2: http://tinyurl.com/6xxcnm
ek bilgi 3: mekteb-i sultani'nin fransızlaşması: 2 Şubat 1867 yılında Fransız Eğitim Bakanı Victor Duruy, Osmanlıya NOTA çeker. Bu nota, istanbul'da bir Fransız okulu açılması yönündedir.
savaş zamanı: Okulun önce ingilizler tarafından sonra da italyanlar tarafından işgal edileceğini öğrenen dönemin müdürü Salih Arif Bey soluğu Fransız Sefaretinde almış ve zaten var olan iyi ilişkilerine dayanarak işgallerin önlenmesini istemiştir. Fransız sefareti, Paris'ten aldığı talimatla tüm işgal komutanlıklarına okulun Fransa tarafından işgal edildiğini, orasının artık Fransa toprağı olduğunu hatırlatmış ve okul böylelikle koruma altına alınmıştır! kaynak: 1868'den 1923'e Mekteb-i Sultani, galatasaraylılar Derneği, Prof Dr Vahdettin Engin - 2003 Ofset Yapımevi, galatasaray Lisesi Tarihçesi)
doktor nazım isimli şahsın başkanı olduğu takımın taraftarlarının söylediği marştır. söz konusu vatan haini atatürk'e suikast girişiminde bulunmak suçundan yargılanmış ve hak ettiği şekilde idam edilerek cezalandırılmıştır.
uğur mumcu'nun gazi paşa'ya suikast adlı kitabında masumiyetini belgelere dayandırarak ispatladığı doktor nazım'ın başkanı olduğu takımın taraftarının söylemediği marştır. ispanyolca olm bu mal mısınız nesiniz.
çirkeflikte sınır tanımayan bazı bünyeleri rahatsız eden şarkı. ne desek, ne söylesek "hayır öyle değil banane ühü" diyecek olduğundan harcanan vakte yazıktır. fenerbahçe çalmıştır, galatasaray çok güzel bir şekilde uyarlamıştır. tamam mı yavrum? hadi o müthiş ötesi marşlarınızla övünmeye devam edin siz. gassaray falan diyin kendinize çok tatlı oluyorsunuz. hadi bakalım amanda aman.
sağdan soldan çaldıkları şarkıları "işte yeni bestemiz bu, hadi gari çıldıralım" diyerek piyasaya süren araklama uzmanlarının, ki teknik direktörleri bile böyle bir hitap şekli seçmişti bu güruh için, fenerbahçe'ye sataşmalarına sebebiyet vermiş şarkı.
daha kendi kulübünün kurucusundan bihaber "en hakiki mal" tanımını sevenlerin malca savunduğu marştır. gerçi artık herkes kimin ne* olduğunu anladı ama iq seviyesi alt özel düzeyde kalanlar için açıklayalım.
"riverplate'in resmi marşı değildir ancak telif hakkı sahibi vardır" gibi basit bir cümleyi bile kavrayacak eğitim düzeyinde olmayanlar; halen daha river in neden çıkıp babalar gibi satmadığını anlayamamış. gereken belgeler şirkete haizdir, isteyen soruşturup karşılığını saatchi'den alabilir. resmi evrağın hususiyete hazirliğini de bilmez bu davarlar, baştan açıklayalım dedik...
"black stockings" gibi ne idüğü belirsiz bir kulübü kendilerine öncü seçenler aynı zamanda ismin ingilizce olmasını "e o zamanlar kulüp kurmak yassahtı" diyebiliyor ancak. bir kulübün kurucusu gidip başka bir kulüp kurduğunda onun öncekinin devamı olduğu hangi hukuksal kavramda gizlidir çözmek zor elbette. zira ne kurucusu bellidir kulübün, ne de 1907 de kurulduğu. adını kim koymuş o bile belli değil. önce kadıköy spor kulübü, sonra fenerbahçe, vah vaaah!
galatasaray hakkında kıçını sıvazlayanlara da ancak kaynakla konuşabiliyoruz, işte tarih:
devletin resmi yayın organı ayin tarihi mecmuasi(cilt 23-24, sayı 79-81, sayfa 6630-6631):
"3.12.1930; Reisicumhur Gazi Hz. saat ikide otomobille saraydan hareket ederek sıra ile Harp Akademisi, Mülkiye ve Harbiye Mekteplerini...buradan Galatasaray Lisesi'ni teşrif ettiler.(...) Galatasaray Lisesi'nde kütüphanenin hatıra defterini imzaladılar. Daha sonra müdür odasında bir müddet oturarak mektebin vaziyeti umumiyesi ve talebenin durumu hakkında konuştular. imla, resim ve lisan derslerinde bulundular, mektep müdüründen uzun uzadıya izahat aldılar..."
"mustafa kemal, 28 ocak 1932 perşembe günü beyoğlu'nda otomobille çıktığı bir gezinti sırasında saat 16'da galatasaray lisesi'ni ikinci kez ziyaret ederek onurlandırmıştır. lisedeki tarihi tevfik fikret salonunda verilen bir müsamereyi izlemiş ve oyunda rol alan öğrencilere övgüler yöneltmiştir. niyazi ahmet banoğlu'nun "atatürk'ün istanbul'daki hayatı" adlı yapıtında bu ziyaret hakkında bilgi verilmektedir."
"atatürk'ün galatasaray lisesi'ne ucuncu gelişinin tarihi 1 temmuz 1933'tür. gazi bu gelişinde öğrencilerin tarih-coğrafya-yurt bilgisi grubundan geçirdikleri orta mektep bakalorya sınavlarına bizzat katılmış ve çeşitli sorular sormuştur. maiyetiyle (riyaseticümhur katibi hikmet (bayur), başyaver celal, yaver şükrü ve cevdet beyler ve muallim afet hanım) lise' ye gelen ataturktalebenin alkışları arasında müdürlük odasına çıkmış, burada müdür tevfik bey ve öğretmenlerle okul hakkında görüştükten sonra doğruca imtahan odasına girmiştir."
kaynaklar"dunden bugune galatasaray" (hazırlayanlar: vefa o semenderoglu- osman tamburaci), "ataturk onunde tarih bakaloryasi" (ilhan e postacioglu), "sishaneye yagmur yagiyordu; ayisiginda caliskur" (haldun taner), "ataturk ve galatasaray" (galatasaray in 100 yildonumunu kutlama komitesi), "galatasaray tarihine ait belgeler i (1868-1933) (orhan kologlu)
patlak linklerle, türlü hakaretlerle yaptıkları hırsızlıkları, vatan hainliklerini örtbas etmeye çalışanların saldırdığı marş. gerekli bilgi şirkete haiz, ama sorunca söylüyorlar. vay mq. e her sorana söylüyolarsa belgenin gizliliği nerde kaldı? bilgi belge vermeden atıp tutmak kolay diyoruz kendilerine. ayrıca o galatasaray'ı çok sevdiği iddia edilen ulu önderimizin klüp binasını bir kere bile ziyaret etmemesi, gs müzesinde duran imzalı resminin haldun taner'in deyimiyle neredeyse "zorla" imzalatılması ise enteresan ek bilgiler tabi. fenerbahçe spor klübü'nün kurucularını merak edenler resmi siteden öğrenebilirler, bizim bilgiler öyle haiz maiz değil. açık seçik. ali sami yen'in defterindeki kurucu listesinin 12 kişiden, klüpteki listenin ise 8 kişiden ibaret olması pek anlaşılır değil. kuruculularınızdan mı utanıyorsunuz kuzum? hak hukuktan bahsedip "klüp adı ingilizce" diyenlere cemiyetler kanununun 1912'de kabul edildiğini ve tüm spor klüplerinin bu tarihte yasallaştığını belirtmek isterim. mallığın lüzumu yok. okuduğunuzu algılayınız artık beyler. tüm gün size laf anlatmaya çalışacak değilim.
fransız parmağı var, avusturya özentiliği var, ingiliz devşirmeliği var... e anlaşılıyor neden chelsea'yi falan hava alanında karşıladıkları, yunan bayrağı açtıkları.
çalıntı çırpıntı arak takımın arak marşı. savunan güruh daha verilen linkleri açmaktan bile acizdir ne yazık ki.
atatürk'ün galatasaray'ı kaç defa ziyaret ettiği de, ne zaman ziyaret ettiği ve neler yaptığı da kayıtlarıyla verilmişken halen uydurma linklerle birşeyler ispat etmeye çalışan ezik mal zihniyet kaynak olarak da kendi kulübünün resmi sitesini gösteriyor. vay be mallık parayla değil gerçekten...
halen daha marşına logosuna uydurma linklerle sallamaya çalıştıkları kulübün kurucuları da listesi de müzede ve kulüote mevcuttur. amele birliği antu'dan masal dinleyip burada sallamakla olmuyor bazı şeyler. ille de kaynak isteyenlere zaten verilmişti ama anlamayanlar, okuma bilmeyenler var zahir görmek isteyene gösterilir:
devletin resmi yayın organı ayin tarihi mecmuasi(cilt 23-24, sayı 79-81, sayfa 6630-6631), dunden bugune galatasaray" (hazırlayanlar: vefa o semenderoglu- osman tamburaci), "ataturk onunde tarih bakaloryasi" (ilhan e postacioglu) gibi kaynaklara netten ulaşmak mümkündür.
kimin ne olduğunu görmek açısından fenerli olduğu iddia edilen mustafa kemal atatürk'e düzenlenen suikaste kimin karıştığı meydandadır. fenerbahçe kulübü başkanı doktor nazım.
istanbul işgal altındayken işgalcilerle maç yapma cüreti gösteren kulüp hangisidir, meydandadır. heneral harrington'ın elinden aldıkları kanlı kupayı bile şeref olarak taçlandıran şerefsizlere söyleyecek söz yoktur.
stadının kimler tarafından peşkeş çekildiği ve 1 lira karşılığı nasıl fb'ye verildiğini herkes bilmektedir. zira stadlarına o faşist, azınlık soykırımcısı politikacının adını vermekte bile sakınca görmezler.
marşlarının nereden* arak olduğu da ortadadır. zira soylarının nereden geldiği yöneticileri olan çavuşoğlu'nun açtığı barça bayrağı ile çoktan ortaya çıkmıştır.
cemiyetler kanunu gibi zırvalara bulaşanların, neden 1899 da ingilizce isim uyduranların 1907'de türkçe isim koyduğunu açıklayacak zeka ve bilgi düzeyleri olmadığı da açıktır.
öyle ki 1903'te kurulan jimnastik kulübünün bile futbola 1909 da başladığını bilemeyecek mallıktadırlar.
çoluk çocuğun halen savunmaya çalıştığı marştır. neyin ne olduğunu okumayı söktükleri zaman anlayacaklardır...
fb' nin araklamadigi, izin alarak kendine mars yaptigi sarki imis. izin alinca cakma olmuyor yani.* bu arada hemen belirtelim sos cagon ile kiyaslamak sacmadir. cunku bu sarki galatasaray marsi falan degildir, taraftari gaza getirmek ve cekemeyenleri cildirtmak icin yapilan bir bestedir. baska soru yoksa siniflariniza dagilabilirsiniz.*
okuduğunu anlayamayan mal zevatın hala mal bulmuş mağribi gibi saldırdığı konu. klüp kurucuları diyor, buyur diyorum resmi site ama disleksi hastalığı işte, anlayamıyor adam okuduğunu... linkler uydurmaymış, "galatasaray+logo+çalıntı" yazsın google'a; çıkan sonuçlardan istediği linkli beynine veya başka bi boşluğuna monte edebilir.
*** 1905'ten 1919'a kadar 6alatasaray Spor Kulübü'ne Başkanlık yapan, mektebin 889 numaralı öğrencisi Ali Sami Yen, inci gibi elyazısıyla tuttuğu 6alatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü ihsaiyet Defteri'nin (Sayım-istatistik Defteri) 181 ve 182. sayfalarında kurucu 13 üyeyi şöyle sıralar: Ali Sami Yen, Asım Sonumut, Emin Bülent Serdaroğlu, Celal ibrahim, Nikolof, Milo Bakiş, Pol Bakiş, Bekir Sıtkı Bircan, Tahsin Nahit, Reşat Şirvanizade, Hüseyin Hüsnü, Refik Cevdet Kalpakçıoğlu, Abidin Daver.
mevcut isimler: Ali Sami Yen, Asım Tevfik Sonumut, Emin Bülend Serdaroğlu, Celal ibrahim, Bekir Sıtkı Bircan, Reşat Şirvanizade, Refik Cevdet Kalpakçıoğlu, Abidin Daver.
peki nerede ilk listede olup diğerinde olmayanlar? kurucularından utanan bir klüp. vay canım vay.
*** atatürk gs spor kulübünü değil, gs lisesini ziyaret etmiştir. o ziyarette denetleme amacıyla gerçekleşmiştir.
atatürk liseyi ziyaret etmedi mi dedik? bakıyoruz sayfaya, yok öyle birşey. ama bazı denyolar sanki öyle denmiş gibi "şuu şuu tarihlerde ziyaret etti! kaynaklarda vağğrrr" diyor. lan etti biliyoruz biz de. ama bak bakalım bi kaç yılında ziyaret etti... bilmeyenlere belirtelim: 1930 - 1932 - 1933. lisenin kuruluş yılı belli, spor klübünün kuruluş yılı belli. e bu kadar uzun süre ziyaret etmeyişinin nedenini de kavramak zor değil tabi. sen urfa'yla antep'i işgal eden fransızlara kapılarını aç, konferanslar verdir, himayelerine gir, okuluna bayrağını as; sonra ziyaret bekle. peeh... bir de utanmadan "fenerbahçe kurtuluş savaşında birşey yapmadı" de. Kurtuluş savaşına yardım etmesi sebebiyle, işgal kuvvetlerince "Müttefiklere karşı düşmanca hislerle hareket eden bir müessese olmak ve Anadoludaki asi kuvvetlere silah ve cephane kaçırmaya vasıta olmak" gerekçeleriyle kapatılan galatasaray değil a zekasız.
*** ülke işgal altındayken işgalcilerle maç yapan tek takım da fenerbahçe değildir. hani kendi klübünün tarihinden habersiz olmak da duble mallık. Galatasaray 1919-1923 arası işgalcilerle 23 maç yapmış, 8 galibiyet, 9 beraberlik ve 6 yenilgi almıştı. Galatasaray bu maçlarda 45 gol atarken 33 gol yemiştir. bilmeyenler okusun öğrensin. ha o kadar maç yaptın da bi kupa alamadın, o senin mallığın derim.
*** fenerbahce marsi fecri ebcioglu'nun yardımlarıyla donemin ispanya konsolosu da araya sokularak ispanyol muzik enstitusunun izni ile yapilmıştır. çıldırın sos cagon'u modifiye eden bir bosna takımından direk araklanmış ve sadece üzerine söz yazılmıştır. hadi diyelim ki çıldırın için izin aldın, internet sitesi dizaynını araklarken man utd.'dan; logosunu araklarken lion publishing'den izin aldın mı? en büyük taraftar grubunun adı bile çalıntı. peki ne diyoruz? sie, sie, sie...
*** stad 1 liraya alınmışmış. peki o stadın klübün maddi bakımdan sıkıntılı olduğu dönemde gsgm'ye geri verildiğini, daha sonra kullanım için kiralar ödendiğini, stada yapılan genişletme çalışmalarının tamamını fenerbahçe'nin karşıladığını da biliyor mu bu denyolar. bilmiyorlar tabi. çünkü fenerbahçe fakir fukara fonu'ndan para almadı. fenerbahçe beleştepe'ye konmadı. daha kullanım şartlarını karşılayamadığı stadın kullanım hakkını toki'ye devrederek stada konmadı.
belge mi? al belge:
yukarıdaki linklerden galatasaray ile başbakanlık gençlik ve spor genel müdürlüğü arasında 07.08.1997 tarihinde ali sami yen stadı'nın üst kullanım hakkına dair imzalanan anlaşmaya ulaşabilirsiniz.
ancak anlaşmayı biraz incelediğinizde galatasaray'ın sözleşme hükümlerini çok önceden yerine getirmediğini ve galatasaray'ın ali sami yen stadı'nda ki üst kullanım hakkını kaybettiğini net olarak görebiliyorsunuz. üstelik bunu ben söylemiyorum, "bilgi edinme yasası" kapsamında antu üyelerinden birinin sorusu üzerine basbakanlik genclik ve spor genel mudurlugu söylüyor. buyrun;
2. ve 3. maddeleri dikkatle okuyun. "07.08.1997'de imzalanan sozlesmenin hukumleri kulup tarafindan yerine getirilmemistir" ibaresi zaten hemen göze çarpıyor. üstelik galatasaray'ın 4 yıl boyunca şartlarını yerine getirmemesi üzerine gsgm, galatasaray spor kulübü'ne dava açmış ancak ne olduysa bir anda davadan vazgeçmiş...
*** ülke işgal altındayken fransızın ayağını öpen bir lisenin devamı olan spor klübünün taraftarlarının yunan bayrağı açması (fb-panathinaikos maçı öncesi. hatta gsli taraftarlar maçtan sonra sizin yüzünüzden yunanlı da olduk şeklinde bi pankart da açmıştır), barça bayrağı açması (fb-barça maçı sonrası) bizleri şaşırtmalı mı? asla.
buna benzer hadiselere en güzel cevap da fenerbahçe taraftarı tarafından verilmiştir:
fransız da olursun yunan da senin sorunun tohumunda
sozlukteki antucularin hala taklalar atip konuyu galatasaray' a getirmeye calistigi sarkidir. masalla kendi tarihlerinden cok galatasaray' imizin tarihiyle ilgililer. cakma fb marsi konusunun cimbom ile ne alakasi var anlamis degilim. donup dolasip konunun galatasaray' a gelmesi sasirtmiyor da aslinda, eziklik psikolojisi icinde asilin bakalim klavyelerinize. major disleksi sizin icinizde de haberiniz yok be kardeslikler. hadi simdi gidip koyun bir galatasaray galibiyeti filmi falan izleyip kendinizi tatmin edin. hadi bakalim taklaci kanaryalar.
okuma yetisinden aciz mal topluluğunun alkışlarla andığı süper çakma marşın babası. hayır bazı şeyleri münasip yerlere montajlamak kolay olduysa da beyinlerinin almaması normal gibi görünüyor. beyinleri henüz başka yerleri kadar genişlememiş anlaşılan.
ama genişletelim:
1905'ten 1919'a kadar Galatasaray Spor Kulübü'ne Başkanlık yapan, mektebin 889 numaralı öğrencisi Ali Sami Yen, inci gibi elyazısıyla tuttuğu Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü ıhsaiyet Defteri'nin (Sayım-istatistik Defteri) 181 ve 182. sayfalarında kurucu 13 üyeyi şöyle sıralar: 1-Ali Sami Yen; 2-Asım Sonumut; 3-Emin Bülend Serdaroğlu; 4-Celal ibrahim; 5-B. Nikolof; 6-Milo Bakiş; 7-Pol Bakiş; 8-Bekir Sıtkı Bircan; 9-Tahsin Nahit; 10-Reşat Şirvanizade; 11-Hüseyin Hüsnü; 12-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu; 13-Abidin Daver.
ama...
1905'te Osmanlı imparatorluğu'nda bir dernekler yasası bulunmadığından, Galatasaray Spor Kulübü yasal olarak tescil edilme olanağını bulamamıştır. 1912 yılında Cemiyetler Kanunu çıkarıldıktan sonra, kulüp yasal bir kimlik kazandı. Yetkili makamlara kulüplerin tüzükleriyle birlikte, kurucu üyelerin ad ve adreslerinin de bildirilmesi zorunlu tutulduğundan, istifa eden ya da eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine dönen üyeler ilk listeden çıkarılmış ve 1 Eylül 1913'te kurucu liste yeniden düzenlenmiştir. Kurucu üyelerin yeni sıralaması şöyle gerçekleşmiştir: 1-Ali Sami Yen; 2-Asım Sonumut; 3-Emin Bülend Serdaroğlu; 4-Celal ibrahim; 5-Bekir Sıtkı Bircan; 6-Reşat Şirvanizade; 7-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu; 8-Abidin Daver.
demek ki neymiş, disleksi de dahil olmak üzere bilimum mallık çıkaran arıza kolay kolay giderilemiyormuş. black stockings diye bir başka kulübün tarihini çalıp kendi tarihine montajlayacaksın, sonra 1912 cemiyetler kanunu diye zırvalayıp ağlayacaksın ama kanun sonucu ortaya çıkınca sana yapılan montaj yerinden çıkacak öyle mi? çıkmaz gülüm...
gelelim atatürk'ün galatasaray'a yaptığı ziyarete. neymiş kulübü değil de liseyi ziyaret etmişmiş. bak sen yaa! ulan mallık da bir yere kadar zaten, hani lise fransız malıydı, hani lisenin salonlarında fransızlar alkışlanmıştı o yüzden atatürk galatasaray lisesi ile bozuktu. liseyi ziyaretini ortaya koyunca da "e hani kulübü ziyaret etmemiş amaağğğ" diye ağlamaya başlamayın bari.
yani atatürk bir takım olaylar sebebiyle galatasaray lisesine düşman ama gidip liseyi ziyaret ediyor, kulübü ise ziyaret etmeyerek cezalandırıyor öyle mi? bak çocuğum aptallık parayla verilmiyor tabi de, okuma yazma öğrenmeniz için bu devlet para harcıyor sizin gibi mallara. galatasaray lisesinin her türlü genel kurulu ve toplantısı galatasaray lisesi tevfik fikret salonunda yapılır, orası kulübün toplanma yeridir. ayrıca atatürk'ün her ziyaretinde önceki başkan necmettin sadak ve hali hazırda kulüp başkanı olan tahir kevkep ile de görüştüğü aşikardır.
"Atatürk'ün Galatasaray camiasıyla olan ilişkisi, Galatasaray Lisesi'ni 2 Aralık 1930, 28 Ocak 1932 ve 1 Temmuz 1933 tarihlerindeki ziyaretleriyle somutlaşmıştır. Çok yakın bir tarihte yitirdiğimiz ve bugün örneğine pek rastlanmayan "duayen" gazeteci Metin Toker' in sözleriyle,
"Hiçbir lise Atatürk'ten böyle bir ilgi görmemiştir...Galatasaray, sadece 'Türkiye'nin' Batı' ya açılan penceresi' değil, Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden, belki de en önemlisi laisizmin kilometre taşlarından biri olmuştur.
Nasıl Harp Akademisi, Harbiye ve Mülkiye sıradan eğitim müesseseleri sayılmazsa Galatasaray da sıradan bir lise sayılamaz.""
kaynak: Dünden Bugüne Galatasaray" (Hazırlayanlar: Vefa O. Semenderoğlu-Osman Tamburacı)
Atatürk'ün laiklik konusundaki fikir babası Tevfik Fikret'tir. O dönemlerde laikliğin konuşulduğu tek yer Galatasaray camiasıdır. Bu anlamda bu camiaya yakın olduğunu söyleyebiliriz.
ama sadece mallık değil bir de tarihsel cehalet katılıyor işin içine. neymiş ilk defa 1930 yılında ziyaret yapılmışmış... ulan cahil, atatürk istanbul'u 1923'te mi ziyaret etmişti de galatasaray'a uğramamıştı sanki, tey allahım yaa!
bu da atatürk'ün istanbul ziyareti ile ilgili sözleri: Vatandaşlarım! sekiz sene evvel, mustarip, ağlayan istanbul'dan kalbim sızlayarak çıktım. Teşyi edenim (uğurlayanım) yoktu. Sekiz sene sonra, kalbim müsterih olarak, gülen ve güzellemen istanbul'a geldim.
atatürk'ün ilk istanbul ziyareti 1927 ve 1928 yıllarına tekabül eder. 1930 yılında da galatasaray'ı ziyaret etmiştir. atatürk'ün fenerbahçe kulübüne devlet başkanı sıfatı ile yaptığı bir ziyarete f7'in kendi sitesinde bile rastlanmıyor. ne büyük fenerliymiş yahu! daha 1918 yılında binbaşı iken bir defa ziyaretine gittiği kulübe devlet başkanı sıfatı ile uğramıyor atatürk. uğrasa da kendisine pek seven kulübü bunu resmi tarihine koymuyor.
ee ne de olsa bir ingiliz işgalci generalinin elinden kupa almayı şeref sayıyor bu kulüp, atatürk ne diye gitsin ziyaretine?
f7'nin marşı izinle yapılmışmış. hangi izinle acaba? neden izinle yapıldı da bunca sene uyutuldu bu taraftar? geçelim izni mizni, çocuk yok burda izin alınca çakma olmuyor marşınız sanki.
ikincisi f7 bu çakma marşı kulüp marşı olarak benimsemiş, kongrelerinde bile çaldırmıştır. sos cagon ise galatasaray'ın resmi marşı değildir, bir tribün şarkısıdır. kulüp telif hakkı ödenmiş bu marşı ister store da satar ister stadta çalar. ama kimse resmi marş diyemez, dememiştir de zaten. f7 in rezilliğine bu açıdan ortak olunmamıştır, ki tek rezillikleri bu değildir.
1 liraya peşkeş çekilen f7 stadını kimler verdi bu kulübe. beyler aptallık etmeye gerek yok, aynı şeyi 10 defa anlattırmayın. yok gsgm'ye geri verilmişmiş de kirası ödenmiş. faşist başkanınız stadı f7 e nasıl peşkeş çekti onu öğrenin öyle konuşalım.
1929'da ittihat Spor kadıköydeki futbol sahasının sahibiydi. Bir dönem şampiyonluklara imza atmasına rağmen o yıllarda nispeten daha küçük bir takımdı ittihat Spor. Ama şerefli bir takım olduğu için, sahasını aynı semtin bir diğer takımı olan F7'ye satmıyordu.
Bunun üzerine, Maliye Bakanı Şükrü Saraçoğlu inanılmaz bir entrika çevirdi. Siyasi gücünü kullanarak şu yasayı çıkardı:
"Aynı semtte kurulmuş olan ve faaliyet gösteren spor kulüplerinin sayısı birden fazlaysa, o semtte üye sayısı daha fazla olan kulüp faaliyetlerine devam eder."
Böylece kapatılan ittihat Spor sahası devlete geçiyor ve anında F7ye veriliyordu. Şimdi neden stadın isminin Şükrü Saraçoğlu olduğunu anladınız mı?
kaçak yapılanmadan bahsederken bu ne ilk ne son rezilliğidir anadolu kulübünün. başkanı asker kaçağı olan bir kulüpten, işgal yıllarında işgal komutanlarına yalakalık edenlerden ne beklenir ki?
Sarı-Lacivertli kulübün Fenerbahçe yarımadası ve Cadde Bostan sahilindeki kaçak yapıları meclis raporlarına da girdi. Bu konuda Kadıköy Belediyesi de uyarılırken, kaçak tesislerin 8 yıldır yıkılamadığı da rapora eklendi. Fenerbahçenin kaçak bina yaptığı ilk kez 1998 yılında mimarlar odasının ihbarı üzerine ortaya çıktı. Büyükşehir Belediyesi aynı yıl kadıköy belediyesini uyardı ve kaçak binaların yıkılmasını istedi.
Belediye 4 yıl aradan sonra tesislere giderek kaçak bina yapıldığını tespit etti ancak binalara dokunulmadı.
Kadıköy Belediyesi, F7ye ard arda 5 ve 10 milyar ceza kesti ancak tesis yine yerinde kaldı.
Büyükşehir Belediyesi, Kadıköy Belediyesinin kaçak binaları yıkmadığını görünce belediyeyi içişleri bakanlığına şikayet etmekle tehdit etti.
kaynak: hürriyet gazetesi
1997 de alınan ödeme aksaklığı belgesi nasıl oluyor da seyrantepe projesi ile ilişkilendiriliyor anlamak mümkün değil. bunun tek sebebi katmerli mallık olsa gerek, zaten o da başlık altında defalarca ispat edildi.
stadınız neden peşkeş çekildi ve kaçak çıkıldı?
kulübe ait yapılarınız neden kaçak ve yıkım kararı bekliyor?
kulüp başkanınız neden asker kaçağı ve halen daha görevini ifa etmiyor? yoksa zamanında işgalcilerle el sıkışan anlayışınızın tohumu mu?
süper yöneticiniz çavuşoğlu hangi aileye mensup. yunan kuvvetleri izmir'e çıktığında o ailenin hangi mensubu onları çiçeklerle karşıladı ve yemek verdi? atatürk neden bu aileyi sınırdışı etmek istedi.
eski yöneticiniz saadettin saran'ın azize'ye saldırma sebebi ne? rusya ile ilgili hangi belge saklandı ve hangi para aklama operasyonu f7 üzerinden yürütüldü.
doktor nazım adlı kepaze başkanınız atatürk'e ne amaçla suikast düzenledi? şu anki atatürk yalakalığınızın sebebi bu utancınız mı?
stadınız yapılırken kenan evren lisesi nasıl hiç edildi. orada okuyan öğrencilere nerede lise yapma sözü verildi. liseyi yıkıp yerine dandik bir bina yapıp öğrencileri susturma görevini kim verdi? kaçak stad nasıl büyütüldü?
stadınızda:
1995 Yılında sırf Galatasaray'a kupa verdi diye Türkiye Cumhuriyetinin başındaki kişiye, Cumhurbaşkanının kafasına şişe atıldığı yer Şükrü Saraçoğlu..
Rakip takım taraftarlarının kafalarına dışkı torbaları atılan yer Şükrü Saraçoğlu..
Rakip takım oyuncularının koridorda dövüldüğü yer Şükrü Saraçoğlu..
Yine rakip takım oyuncularının stad otoparkında hem kulübün adamları ve hem de Fenerbahçeli futbolcular tarafından dövüldüğü yer Şükrü Saraçoğlu..
Galatasaraylı futbolcularının kafalarına yumurta atılan yer de Şükrü Saraçoğlu, yine Galatasaraylı oyuncuların saha kenarında ısındırılmadığı yer Şükrü Saraçoğlu..
Yayıncı kuruluşun kablolarının kesilerek yayının durdurulmaya çalışıldığı stad yine Şükrü Saraçoğlu....
bunlar yapıldı mı yapılmadı mı? bu ezikliğin kökeni nereden geliyor.
geçelim tohum mohum, çocukça geyikleri. bizzat kendi yöneticiniz barça bayrağı açmadı mı? galatasaray bayrağı'nı yırtmaya kalkıştığı için ali sami yen stadında yüzüne tükürülmedi mi?
hepsine en iyi yanıtı tek büyük galatasaray seneler önce vermişti:
güzide sözlüğümüzde psiko-motor gelişiminden yoksun yazarların bulunduğunu anlamamızı sağlayan ispanyol şarkısı. allah sizi ıslah etsin, bana da size laf anlatmaya çalıştığım için sabır versin. hata bende.