çok fenadır. yalnız kalmak bir yana, bir de üstüne ayhan sicimoğlu' nun eski bir programı da izlenirse (detoks yaptırmak için gittiği bir tesisin hizmetlerini deneyip deneyip anlatıyordu) tadından yenmiyor.
yılbaşını diğer günlerden çok ayırmayan ve yalnız kalmayı verimli olarak kullanabilen bir insan için normal ve hatta istenesi bir durum. tam tersi söz konusuysa da hiç olmadık insanlarla alakasız sohbetler ederek eğeleniyor gibi yapılabien ve çok güzel bir yılbaşı geçirdim denerek mutlu bile olunabilecek durum.
yılbaşı yaklaştımı bi kıpırtı başlar insanın içinde. yaşın, çift haneli sayıların tadına yeni varmaya başladığı dönemler ise, bu kıpırtı keyifli bir kıpırtıdır. bi önceki sene zihnin dayanmak istesede bedenin dayanmamıştır ve uyuyarak girmişsindir belki ama bu sene hedefler yüksektir.
-en az ikide uyucam olum.
-bütün dansözleri izlicem.
hem bırak saati, dansözü hiç yoksa bir gün tatilin vardır. haftasonuna denk gelip de nanik yapmadıysa sana uyuyarak girmek pekte önemli değildir o yıla. çünkü yeni yıldan ziyade bir gün vardır tatil olan. daha önemlidir o.
eğer yaş az biraz ilerlediyse yılbaşı eğlence için bir fırsattır. sinemada, barda, ehliyette orda burda olabilecek bütün yaş sınırlarını aşmış ergen özgür bünye için yılbaşı diğer bünyelerle eğlenme fırsatıdır.
bu ikisinin arasında, ne saat 12 ye gelmeden uykusu gelen olup ne de dışarıya çıkabilen olan bünye için yılbaşına heyecan katabilecek naçizane unsur, 31 aralık günü evde yalnız kalmaktır.
ebeveyn, kardeş takımının o gece için başka bi yere gitme hedefi heyecana sebep olur öncelikle. ve kafa o an derslerden, sevilen kızı nası tavlayacağını düşünmekten ziyade "evde nasıl kalabilirim"i düşünmeye adanır.
eğer biraz anlayışlı anne babanız var ise, "napcam ben orda" "yaşıtım falanda yok" "erken yatarım zaten belki" gibi cümleler yetebilir. biraz mırın kırın etsede anne baba, "iyi sen evde kal madem" sözü duyuldumu, içinizde havai fişekler patlar suratınız tepkisiz kalmak için bütün enerjisini harcarken.
hamarat bir anne, bir çocuk için en büyük nimetlerdendir. yediğiniz en güzel şeyi, en sevdiğiniz yiyeceği düşündüğünüzde aklınıza evin 2 sokak altındaki pastanenin bir ürünü veya "nuran teyze"nin yaptığı bi pasta çörek aklınıza gelmiyor ise o nimete sahipsiniz demektir. ben dışarda yicem nası olsa demez, sanki bütün aile evdeymiş gibi hatta misafir gelecekmiş gibi hazırlık yapar sizin için. siz evde kalıcaksınız diye.
ve o an gelir. evden uğurlarsınız anne babanızı. bi sürü uyarı gelir. siz onları anında unutursunuz.
-kapıyı biz çıkar çıkmaz kilitle. ocağın altını ben kontrol ettim sen yaklaşma. kapı çalarsa açma, telefon çalarsa aç ama evde yalnız olduğunu anlatma.
kapı kapanıncaya kadar, tamam anne zaten canım hiçbişey yapmak istemiyo modundasındır. kapı kapandımı hollywood filmi havasına kapılıp ses çıkarmadan şarkı söyler ağzınla müzik yapar ve oynamaya başalrsın delicesine. güzel bir gece seni beklemektedir.
önceden bilimum gazetenin televizyon yayın akışı bölümünü kesmişsindir. bir çok gençlik dergisindeki program ve filmlerin bilgilerini veren yazlarıda tabi. birbiriyle karşılaştrırsın ne olur ne olmaz diye. ya da ben garanticiyim bilmiyorum. o geceki izlencek programları saatlerini bir kağıda önceden yazar hazırlarsın. o an aklından "lan okula bu kadar düzenli çalışsam, peheey" dersin kendi kendine sonra "ülen ziksen ben komşunun kızı burcu'yu geçemem, bırak şimdi" der realistik düşünceye geri dönersin. dön de zaten. okul mokul hikaye o an. gece güzel geçecek çok güzel. en azından umut edilen budur. beklenilen. ama herkes her daim beklediğini yaşayamaz. zira ben de yaşayamadım.
odanın en büyük , en rahat koltuğunu, üzerinde uzandığımda televizyonu en güzel açıyla görecek şekilde konumlandırmakla başladım işe. o an ki, kralım lan ben edası, koltuğu kaldırmamla sırtımda bir sıcaklık hissetmeme neden oldu. neyseki kıştı, ve bu sıcaklık tatlı bi sıcaklıktı. zaten unutuldu bi vakit sonra. 2 adet yastıkla,desteklenmiş kafanın rahat etmesi sağlanmıştı. saatin az da olsa ilerlediğini görmek can sıkıcı olsa da hazırlık aşamasına devam etmeliydim. ev sıcak da olsa, battaniye vazgeçilmezdi. son eksik oydu. hayatımda göstermediğim atikliği gösterdim. ohh battaniye de hazır. gerisi artık keyifini çıkarmaktı durumun. belim tatlı tatlkı yanıyo bi yandan kaşınıyodu. ne güzel... kanepenin hemen yanında açılır kapanır bir masa üzerinde envai çeşit yiyecek, karşıda televizyon, bol miktarda kola, battaniye, yastık.. huzur. buymuş demekki huzur.
elimdeki listeye bakıp o anda izlemem gereken kanala konumlandırdım televizyonu hemen. biraz gecikmiştim ama olsundu. yılbaşı progaramınıda baştan sona izlemek gerekmezdi ya.
yemekler höpürdetilirken, üzerine kolayla cila çekilirken asıl cilanın televizyonda olduğu gerçeği farkedilmeyecek gibi değildi. dansözler şıkır mıkır kıyafetleriyle oynamaktaydı. tam hazzın, huzurun doruklarına ulaşmışken, biyolojik bir hata oluştu bünyede. anlık birşey. manasız, anlamlandırılamayan. ağzımda, üzümlü kek, üzerine kola içmişim. yutmakla yutmamak arasında iken.. olacak şey değil, öksürmeliydim. insanın hakim olamayacağı bir öksürük ciğerlerimin üstünde boğazımın altında bir yerde konumlanmış, deşarj olmayı beklemekteydi. anlık bir yutkunma hamlesi ardından öksür me derken, onca çabaya rağmen bir miktar kolanın pöykürülmesine engel olamadım. e tabi bi insanın şansı bir yaver gitmeye başladımı hep öyle devam eder. keki doldurmuşsun ağzına, tek gözün kola bardağında coyur coyur içerken bir gözün televizyondaki dansözde tamam ama, kumanda neden elinde?! nedir bu açlık.
daha önce kumanda üstüne su dökmemiş bir tip değildim. başınıza gelirse böyle birşey bilinki, ters çevirip saç kurutma makinesini suratına dayamak kumandanın, ya da yine ters çevirip kalorifer peteğinin üzerine koymak kesin çözümdür. fakat durum farklıydı. zaten öyle de olmalıydı. sonuçta bir süreliğine de olsa kendimi mutlu addetmiştim. bir şeyler mutlaka olmalıydı. 31 aralık günü hayatın da eğlenmeye ihtiyacı vardı ve kadim dostu beni seçmese aramızda dargınlık olacağı konusunda bir fikre kapılmış olmalıydı.
evet aklıma bir kaç çözüm vardı su dökülmesine karşı ama, kola şekerli zerzavat, su kadar koay terk etmeyecekti elimdeki zamazingoyu belliydi. dedim ya anlık olay diye. yine anlık bi hareketle çocukluğuma sövdüm. eline yıldız tornavidayı alıp, canım ecnebinin her halükar da, ne olur ne olmaz diye televizyonun altına yerleştirmiş olduğu güzide düşünceyi tamire niye kalkmıştım ki. bok mu vardı. çok mu eğlenmiştim acaba. karma gerçekten varmıydı yoksa. ama elhamdüllilah müslümandım. kafam allak bullaktı. sonuç o dur ki, kumanda giderse herşey gidecekti.
içini mi açmadım kumandanın, peteğin üzerine mi koymadım. yok, olsa şaşrdım zaten. siniri atıp üzerimden, ana odaklanmaya çalıştım. zira geriye çeviremezdim durumu. zaten kanal d açıktı. o kadar da kötü değildi durum. trt 1 falan da açık olabilirdi. ne gerek var yılbaşı gecesi intihar etmeye. ardından hayat, kader her ne ise, üzülmüş olacak ki duruma, ileri gittiğinin farkında olacak ki bir güzellik yaparak kendini affettirmek istedi. yılbaşı gecesinin bir kaç kere evde geçirmiş her bünye bilir ki, kanal d nin yılbaşı gecesi vazgeçilmezi, demi moore'un başrolünde olduğu striptiz'dir. vücut keyif bulmuş, kaybettiği huzura yeniden kavuşmaya başlamışken o ses duyulur. yok artık. burrrst. çüşşş. bu kadarı da olmaz derken, duyulan gerçektir. anahtarın deliğe girmesi, çıkırt çıkırt...
-oğlummmmm! biz geldik.
televizyonun düğmesine basmaya ne zaman vardır, ne battaniyenin altından çıkabilecek durum.
+naptınız yaaa??
-efendim?!
+n'oldu bişey mi oldu diyorum erken geldiniz.
-sorma ya betül teyzen rahatsızlandı. acil de geçti gecemiz. sorma.
+(hay ben böle işin..) *
-sen naptın?
+(çoook eğlendim) *
-aç televizyonu. yemekleri bitirmedin inşallah. şöle ailecek yiyip içelim. bu ne ya. ne var televizyonda.
+heh ben de onu dicem. bas şunun düğmesine d. kitap okuyalım bugün. yok o saçma oldu da. haydiiii tombalaağğ.
-len dur şimdi ne tombalası. yok mu sibel can, ibo falan.
+film varmış güzel diyolardı. kült bi filmiş.
-kült mü?
+haydiğğ o zaman. ben baya yoruldum. yatayım ben. hepinize iyi seneler.
-oğlumm nası girersen öyle geçer derler, uyuyarak mı gircen?!
+uyumam en iyisi. riskleri azaltmak adına canlarım. bütün yıl uyusam en iyisi.
-ee hadi o zaman. iyi seneler.
...
-maddoxxx, olum kumanda çalışmıyo bi baksana!! çalışmıyo mu bu ya. nası bi filmmiş bu bilemedim ki. biz de mi yatsak ne yapsak. hiç bişey anlamadım ben bu yılbaşından.
yılbaşında evde yalnız kalmak iyidir, ama bazen uyumak, sadece uyumak daha iyidir.