sırf yeni yıla nasıl girersek bütün yıl öyle geçermiş gibi aptal bir inanç yüzünden sahte mutlulukların yaşandığı, tüm eş, dost, akrabaların bir arada olmaya özen gösterdiği, ardı arkası kesilmeyen yapmacık kahkahaların kulaklarda çınladığı, dansöz izlendiği, tombala oynanıp, gelecek yıldaki umutların konuşulduğu, yeni sayfaların açıldığı(!), tüketimin hortladığı basit, samimiyetsiz gece. ben bu ve bunun gibi günlerden, gecelerden hep nefret etmişimdir. nedeni mi? geride bıraktığım 22 yıllık hayatım boyunca yaşadığım hiçbir olayı, kaybettiklerimi asla unutmadım, onlarında benimle yaşadığını ve yaşlandığını biliyorum. iyi bir oyuncuda değilim zaten unuttum rolü yapamam. bu yüzden sevmiyorum sevemiyorum...
yeni yıl için planlar yapıldığı, geçen bir senenin muhasebesinin yapıldığı, bir gece sonra her şey sihirli değnek değmişcesine farklı olacağının düşünüldüğü gece.Oysa bir sene daha kayıp gitmişdir ömrümüzden bir yaş daha yaşlanılmıştır ve bu olay hiç de kutlanası değildir.
şeytan tüm gücünü kullanmaktadır bu günün istediği gibi geçmesi için. müslümanların kendilerine çok dikkat etmesi, mümkünse televizyonu dahi açmadan yatsı namazından sonra uyuması gerekmektedir.
bu arada yılbaşı gecesi http://www.cubbeliahmethoca.tv/canliyayin.html adresinden 3 saat boyunca canlı yayın sohbet vardır. o gece yapılabilecek en hayırlı iş bu lanet gecesini ayetlerle, hadislerle ihya etmektir.
müslüman için iyi bir gözlem yapma ve eğlence günüdür.
ama en önemlisi de hiç durmadan şükretmeye vesiledir.
çevrendeki kelli felli adamların içine düştükleri rezil durumu izlersin.
kendisine müslüman diyen, ama islamdan bihaber olan özenti tipleri izlersin.
o kişilerin çam ağacı önünde iki yaşındaki çocuklar gibi 10, 9, 8 diye saymalarını drama filmi gibi seyredersin.
şeytanın insanı ne hale sokabildiğini görüp, haline şükredersin.
kafalarında cin kukuletası, ağızlarında düdük kendilerini hayvandan daha aşağı bir konuma sokuşlarından ibret alırsın.
eğlence adı altında insanın kendini rezil etme sınırının yıllar geçtikçe nasıl da üst noktalara doğru tırmanabildiğini görür yine şükredersin.
sabah olup haram üzerine haram işlemiş insanların yüzlerindeki zilletli hale bakıp tekrar şükredersin.
Allah hidayet verdiği, o hayattan seni koparıp aldığı, temiz bir hayatın içine soktuğu için sabaha kadar şükredersin.
bir de dua edersin, Allah'ın bu insanlara akıl, fikir vermesi, kalp gözlerini açması için, hidayet nasip etmesi diye dua edersin.
yüzde 99'u müslüman, bunların yaklaşık yüzde 97'si nüfus kağıdı müslümanı olan bu ülkede belki önümüzdeki yıllarda, 1432, 1433, 1434. hicri yılbaşılarımız milyonların katılımıyla, müslümanca kutlanır diye Allah'tan niyaz edersin.
yaygın haliyle, insanların gecenin bir yarısı ondan geriye kadar sayıp matematik bilgilerini sınadıkları ve bir takım fiziksel eylemlere aynı anda giriştikleri dışarıdan gözlemlendiğinde eğlenceli gibi gözükse de oldukça melodramik bir andır.
hiçbir özelliği bulunmayan gecedir. hadi çocukları anlarım. onların bir hayali vardır, noel babayı beklerler yılbaşı gecesi, güzel hediyelerin hayalleri onları mutlu eder, eğlenirler. ama biz yetişkinler? eğleniriz ama niye? kazasız belasız bir yılı daha atlattık diye mi? kendimizi kandırmayalım. yeni yılda peydahlanacak olan vergiler, sınavlar, zamlar, sonra ölüme rakamsal olarak bir yıl daha yaklaşmış olmak.. tüm bunları düşünerekten yeni yıla girdiğimiz için iyi bir yas gecesi düzenlemek gerekir aslında.
geçen sene bi vakit yazarı " pkk'lılarda yılbaşı kutluyor " deyip sonra laiklerde kutluyor diyerek epey iğrençleşmişti.
acaba bu sene vakit ne gibi yaran vaziyatlere imza atacak merak ediyorum.
bi de geçen sene sanırsam atv iplememişti yılbaşını.
bu sene atv ile trt'yi merak ediyorum.
artık tüm gün film verirler herhalde.
aman sakın dansöz oynatmasınlar çarpılırlar sonra.
perşembe gecesine denk gelen yıl sonu, kimisi için ibadetle geçirecegi gün oldugu kadar kimisi içinde, eglencenin ve alkolün ayyuka çıkacagı gecedir. bir kısım perşembe gecesinin önemini inancı geregi kuran okuyup dua ederek geçirirken bir kısım da kendi geregince eglencesine devam edecegi gecedir. herkes özgür irade ve düşüncesi ile güzelce yaşayıp kavgasız, daha insancıl, daha anlayışlı, savaşsız, birlik beraberlik içerisinde yaşam sürdürme niyetleri ile günü bitirmek isterken her nedense hiçbir zaman olmayan gecedir ayrıca.
içimi garip bir hüzün kaplar bu gecelerde. üniversite öğrencileri dev marketlerin içki reyonlarında babalarının muhtemelen bir ay çalışarak kendilerine gönderdikleri paraları olağanca gayretleriyle harcarlar. müzikler sonuna kadar açılır. herkesi bir heyecan sarar. noel ağacı alıp süsleyenler, noel partilerinde görülen başlık ve gözlükleri takanlar ağızlarıyla garip sesler çıkartanlar klasik eğlence anlayışını yansıtır. erkekler sabaha kadar kızları içirip daha sonra yatağa atmakla meşgul olurlar. sevgilisinin altındayken çalan telefona bakan kız anne ve babasına arkadaşlarıyla kardeş kardeş oturduğunu söyler. evlerden bağrış sesleri, ahmakça kahkahalar , içki kadehlerinin iç gıcırdatan sesleri yükselir. üniversite gençliği hangimiz daha çok içeriz yarışına girmiştir. kafası ayıkken matiz rolü oynayıp statüsünü yükselttiğini düşünenler dahi vardır. saatlar 23:59 u gösterdiğinde sapıklık doruğa ulaşır. ondan geriye doğru sayılır. 2...1..0...2010....... sevgililer öpüşür kucaklaşır. havai fişek gösterileri başlar. artık saatler ilerlediğinden kafalar da iyi olmuştur. tüm dertler unutulur. dünyada açlık sefalet adaletsizlikler yoktur ve sabah uyandığımızda da bunların hiçbirisi olmayacaktır.
bunları bilmekle beraber elimden hiçbirşey gelmiyor. mücadelemde ancak kendi nevsime söz geçirebiliyorum bu geceyle ilgili. bir de sürekli şunu düşünüyorum;"eğer tanrı olsaydım kesinlikle dünyanın sonu bu gecelerden biri oluru".