Kardeşim muhafazakarların ahlaki algısı hep namus üzerine, Freud'un "Totem ve Tabu"su misali. Torpil desen ülkede torpil yapmayan ayıplanır oldu. Adım kayırmacılık, yolsuzluk, adaletsizlik vb konular zaten ahlaki konular olarak görülmüyor. Demokrasi ise asla ahlaki bir konu olarak görülmüyor. Ahlak deyince sadece din ve namusun akla geldiği bir yerde nasıl ahlak bütün olarak inşa edilsin. Sorun ahlaktan çok ahlakı algılama biçiminde. Ve birileri de sürekli bu çarpık ahlaksal algıyı daha da geliştirmenin peşinde.