Akademisyenlik için doğru yol, iyi bir iş garantisi için doğruluğu tartışılacak bir yoldur yüksek lisans. Belirli programlar dışında neredeyse tümünün asıl amacı akademisyen yetiştirmektir, iş dünyası için pek de bir artı katmazlar. ( 2 senelik iş tecrübesi muhtemelen Aseembly Language ile programladığınız AI toollarından daha çok kapı açacaktır size )
mulakatinda azimiza sictiklari,derslerde cok gereksiz kasip devamlilik konusunda umursamamalari,tez icin kisinin oturup delicesine emek harcadigi akademik egitim.bide begenmezler.
lisans sonrası "rahatça" sınava girebilmek , öğretim görevlisi olabilmek , mühendisliğin başına yüksek titrini getirtebilmek , mümkünse tez aşamasında adam akıllı bir tez ortaya koyabilmek ve nihayet spesifik bir alanda uzmanlaşabilmek için yapılandır.
bazen kafayı yedirtecek konuma getiren, her şeyi bırakıp gidip bir mağaraya çekilme isteği yaratan, hayalim olmasa katlanılacak çile olmayan, yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal durumu yaratan zor, ama bağımlılık yapan şey.
en mantıklısı paralı üniversite'de (vakıf üniversitesi olarakta bilinir) yükseklisans yapmaktır. devlet üniversitelerinde yükseklisans yapmak çok zordur. işin içine torpil girer, yüksek puan girer, kontenjan girer en temizi ver parayı git paralı üniversitede oku gel. ben geçen ankara üniversitesinde yükseklisans mülakatına girdim. adam ne sorduysa harika şekilde cevapladım baktım kazananlar arasında adım yok çünkü ne torpilim vardı nede sırtımı dayayabileceğim bir dayım sonuç bu.
Artık yüksek lisans öğrencileri için de harçların kaldırıldığı resmi gazete ile kesinlik kazanmıştır.
`Lisansüstü öğrenim gören öğrenciler
MADDE 18 (1) Lisansüstü öğrenim gören öğrenciler, önlisans ve lisans öğrencilerinin yararlandığı hizmetlerden aynı şekilde yararlanır.
Süresinde mezun olamayan öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücreti tutarları
MADDE 11 (1) Hazırlık sınıfı veya yabancı dil geliştirme programı hariç olmak üzere, ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeydeki yükseköğretim programlarından program süreleri sonunda mezun olamayan öğrencilerden ekli cetvellerde belirtilen tutarlar kadar öğrenci katkı payı ve öğrenim ücreti alınır.`
sevgili okulumun başvuruları kabule başlamasıyla hayatımda yeni bir sayfa açılmasına olanak sağlayacak olandır kendileri. heyecanla beklemekteyim. hedeflerimin, heyecanımın baltalanmamasını diliyorum. bazı endişeler var ama onların da üstesinden gelinir diye düşünüyorum. bakalım...
yüksek lisansın insanlar için farklı anlamları vardır:
1- askerliği ertelemek.
2- üniversite bitiminden hemen sonra iş bulamama sonucunda oluşan boşluktan kurtuluş yolu.
3- (en önemlsidir) hayata henüz atılma cesaretini gösteremeyen gençlerin yegane sığınağı.
Yılları hiç edebilen, beğenilmeyen ödevler makaleye dönüşünce beğenmeyen kişilerin yazar olduğu çalışmaların üretildiği, sonra da yurdum akademisinde bunların önemi yok, sen 33/a için başka yollar dene denilebilen eğitim sürecidir. Başlamayı düşünenlere allahtan sabır diliyorum.
daha üçüncü sınıfta kafaya koymuştum.hatta açıp hangi dersleri alacağımı bile seçtim. o denli hevesliydim yüksek lisansa. aradönemde mezun olup başvuru için ağustosu beklerken zaten mastera başliicam diye iş bile aramadım.hatta iş ayağıma gelse reddederdim heralde.cahillik işte... yüksek lisansa başladıktan bir dönem sonra sorgulamaya başladım.sahi neden yapıyordum ki? ikinci dönem bu fikir iyice beynimi kemirdi.zamanla daha iyi anlıyordum. yüksek sadece zaman kaybıydı! çok şükür bunu kendime itiraf edebildim sonunda. oysa o zamanalar niye master yapıyorsun iş bulsana diyen bir lise mezunu yakınımı hiç hesaba bile almıyordum. meğer adamcağız vizyon olarak benden bir ışık yılı ilerideymiş. şimdi kendime kızıp duruyorum neden iki senemi çöpe attım diye.sanki türkiye piyasası masterlı eleman diye ölüyordu. aynı maaşı alıyorsun zaten, kimse masterın var diye al bu milyarda benden demiyor ki. onu da geç işveren için iş tecrübesi yüksek lisanstan daha önemli. hayatta kullanmayacağım, mala davara bir faydası olmayan, ziyadesiyle akademik dersleri aldım da başım göğe mi erdi sanki? ikinci büyük hatayı imperial college da doktorasını yapmasına kandığım danışman hoca seçimimde yaptım. bir bokuma yaramaz herif! pırıl pırıl dimağları körelttin! ne ilgilendin ne bişey yaptın! (yazının burasında bardağı fırlatıyorum). neyse tezi daha vermediğim için fazlaca ileri gitmeyeyim.
Birde siz iki yılınızı masterda kaybederken arkadaşlarınız girdikleri yerlerde kök salıp maaşlarını arttırıyorlar. kısacası master yapmakla hata ettim arkadaş.gel sen kendini ateşe atma. ama bu kadar lafın üstüne atarsan da at.çok da derdimdi.mala bak... (akademik düşünenleri tenzih ederim hayırlı 33/a kadroları dilerim).
eğer ki hem çalişacam hem de yüksek lisans yapacam diyorsaniz. önce bir düşünün sonra karar verin. yine de kararlıysanız, okulda hocadan, iş te patrondan/müdürden azar işitmeye hazirlikli olun.hem ödevlerinizi sunumlarinizi aksatirsiniz, hem de işyerinizde yapmaniz gerken işleri. okuldaki hocalar için sizin çalişip çalişmadiğiniz önemli değildir, sürekli projeler, sunumlar, ödevler isterler bir de üstüne kol gibi sinavlar yaparlar. bir de saygideğer hocalarimiz sanki Türkiye deki rezil eğitim sistemini bilmezmiş gibi, sizi lisansta gördüğünüz herşeyi eksiksiz bildiğinizi kabul eder. lisansa dair bir soru sordugunuzda terslenme ihtimaliniz çok yüksektir, onun için anlamadiğiniz bir çok şeyi yutmak zorunda kalirsiniz. kendisini bu tempoya ve bunun psikolojisine hazir hissedenler yüksek lisansa başlasinlar derim. ****