fiziksel olarak genellikle uzun boylu, kemikli, hafif çekik gözlülerdir. bir çoğu ela ve yeşil gözlü olup inatları ile meşhurlardır. iç egede de bol miktarda bulunurlar.
mensubu olduğum ve gurur duyduğum türk boyudur. türk'ün hasıdır, en az dejenere olmuşudur. orta asya güneşinin kavrukluğunu tenlerinde taşıyan bu insanlar uzun boylu hafif çekik gözlü kemikli güçlü kuvvetlidirler (bkz: aynı ben) . Ömürleri at üstünde ya da keçi kılından yapılmış çadırlarda geçer. insanını severler, toprağını severler, yurt edindiği yeri severler ve bu insanları kendileri istemedikçe kimse yurtlarından koparamaz. kısacası gerçek türk ırkının tüm özelliklerini üzerlerinden bulunduran insanlardır.
türkiyenin büyük çoğunluğudur.
kimle tanışsam bir süre sonra sohbet sırasında "biz aslında yörüğüz" demiştir. kendimi yörük mıknatsı olarak görmeme sebeptir.
aslında yörükler türkiyeye türk ismini veren kişilerdir,bu insanlar iç anadolu kültürünü oluşturan göçmen türk topluluklarıdır,ama ne türk,bir türkü çığıran duysa ağlar,türke kalkan eli görse kırar,bayrak gelinidir,vatan namusu...
yörük yerleşik hayata sonradan geçmiş türkmenlerdir, türkmen ne ise yörükte odur yörük ne ise türkmende odur.
--mustafa kemal atatürk--
Toroslara bir çıkın bakın nerede bir kara yörük çadırı görürseniz, dumanıda tutuyorsa dünyada hiç bir güç bizi asla yenemez.
--mustafa kemal atatürk--
anadolu'ya geldikten sonra bile göçmeye devam eden türklerdir. sarıkeçililer, karakeçililer, kızılkeçililer vs. gibi farklı obaları vardır. sarıkeçililer daha çok türkiye'nin kıyı kesimleri denilebilecek bölgelere (akdeniz, ege), karakeçililer ise daha çok iç kesimlere yerleşmeye başlamışlardır. sarıkeçililerin bir kısmı ise halen göçünü devam ettirmektedir.
doğanın her bir parçasına aşık olan, değerini bilen insanlardır. çünkü doğa onlara yaşam sunar, özgürlüğü hissettirir.
yerleşik hayata geçtikten sonra bile içlerindeki yörük yine aynı yaşamaya devam eder. çadırda uyumaya alışmış koca insan evinde uyumaz da bahçesinde uyur," yıldızları görmeden uyuyamıyorum"diye. onun çocukları, torunları da yaz boyu balkonda uyur, niyeyse (!) daha keyifli geliyor diye.
biri hariç zorunluluk olmadığı halde, 70.000 nüfuslu şehirde 5 kere taşınmak, yetmeyip başka şehre taşınıp orada da bi 4 kere taşınmak tam yörük ailenin yapacağı iştir. bi yere kök salamazlar ki, tanışacak daha ne insanlar vardır, görülecek daha ne yerler vardır onlar için...
konuştukları dil türkçe'dir de anlamak için kulak aşinalığı gerekir. biraz hızlı ve yuvarlayarak konuşurlar. ayrıca kendilerine ait kelimeler de vardır.
güzeldir yörük olmak, közde patates en güzel nerede yenir , iyi bilmektir. *
eskiden kendimi yörük sanırdım. fakat 1530 tarihli tapu-tahrir defterine göre annem de babam da dulkadiroğulları'nın osmanlı hakimiyetine girmesinden sonra maraş dolaylarından yozgat'a * iskan edilmiş dulkadirli türkmeniymiş.
tanım şeysi: yörüyen kökünden türemiş göçebe- yarı göçebe türk kabilelerine denir.
bazı köylerde hala çok güzel geleneklere uygun düğünleri, eğlenceleri devam etmektedir.
izlediğinizde renklerin bu denli hakim olduğu başka bir eğlence göremezsiniz, fazlasıyla doğal ve samimidir.
yüz yüze gelindiği anda genellikle karşısındakinin de yörük olup olmadığını anlar, kendimden biliyorum anlarım şaşmıyor ya.
pekmez alacak yörük gibi bakışından mı, gözlerinin çekikliğinden mi, kandan mı bir yerden anlarım mutlaka.
--spoiler--
Arkadaşlar! Gidip, Toros dağlarına bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu Dünya'da hiç bir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.
--spoiler--
benimdir. her yerde gururla söylediğim, özü türk,sözü türk ve hala toroslarda bir yerlerde çadırından duman tüten, yiğit insanların adıdır yörük. bir tas ayranını, bir lokma ekmeğini sizinle paylaşan, hala orta asya şaman geleneklerinden bazılarının yaşatıldığı oğuz türkleridir. hepsine selam olsun.
dahil olduğumdur.
gelenekleri, renkleri o kadar öğrenilmeye yaşanılmaya değerdir ki... doğallığı hala korumaktadırlar belli yörelerde. şahsi görüşüm yörük, yörükle evlensin gelenekleri kaybetmesinler.
Bir yörük olarak başlıktaki entryleri okudukça gururlandım. Dedemin dedesi aydından çukurovaya göçmüş vakt-i zamanında.
Sizlere yörüklerle ilgili bi anımı anlatmak isterim.
Sanırım 11 12 yaşlarındaydım. Köyde ailecek dağa çıkalım gezmiş oluruz dedik. Bu arada bizim köy dağın eteklerinde. Her neyse çıktık biz işte. Bi baktık kıldan siyah bi çadır uzaktan görünür oldu. Yanlarına gittik. O kadar sıcak karşıladılar ki bizi. Bir sürü çocuğu olan bi adamla kadın. Keza çocuklarının 10 katı kadar koyuna sahip adamla kadın. Yemek yemeden bırakmayız dediler. Çadıra buyur edip hemen bi kuzu kestiler mangaldır ayrandır yenildi içildi. O insanların o samimiyetini gerçekten unutamam.
Gerçekten yörük görmek isteyen torosların eteklerine bi baksın. Ta aydından çukurovaya kadar. Elbet vardır hâlâ o güzel samimi insanlardan.
Yörük "yürüyen Türk" demektir. Orta Asyadan yürüyerek değişik yerlere geldikleri için "yürüyen Türk" anlamında önce "yürük" daha sonra "yörük" ismini almışlardır.
Yörükler aydındır, demokrattır;
Gezerek geldikleri için her yörenin her yerin bir geleneğini, bir görgüsünü kendilerine kazanarak yol almışlar. Yörüklerin aydın ve ileri görüşlü olmaları, çok yer gezdikleri ve her gezdikleri yörenin örf ve adetlerini görmesinden, ve kendilerine özgü birikimlerinden kaynaklandığı söylenmiştir.