Eski cemaatçidir. Şimdilerde kandırıldık diye ağlar. Kocam birden fazla evlilik yapabilir ben izin veririm der. Kocası da sayın erdoğan karımla beraber olmak istese çok mutlu olur ve izin verirdim der.
bakın kimsenin türbanıyla problemimiz yok. olmamalı da. kadınları ya da daha doğrusu insanları sınıflandırmak, etiketlemek yanlış. fakat birbirimize verdiğimiz bu doğal ve insani destek artık bir mahalle baskısına dönüştü. bu kesime ufacık bir eleştiri yaptığınızda kıskanç olmakla ya da demokratik olmamakla suçlanıyoruz.
fakat kusura bakmayın eleştiricez.
mütedeyyin insanların son yıllarda artan lüks yaşamlarını, inançları tevazuyu gerektirirken inadına bir şatafat içinde yaşadıklarını söyleyeceğiz. ve;
siyaset ve ticaretin getirdiği zenginliğin sebeplerini sorgulayacağız.
çünkü ben dahil pek çoğumuz bu paraların "helal" yolla kazanıldığını düşünmüyoruz. bu yüzden tuhafımıza gidiyor ve konuşuyoruz.
bunun demokratlıkla, servet kıskançlığıyla ilgisi yok anlayın artık.
Trafik kurallarından bir haber olmasalar dikkatimi bile çekmezler.
Ancak maalesef ki bunların yarattığı trafik teröründen nasibimi alıyorum.
Yokuşta arabayı kaldıramayıp geri kaçırarak tamponuma çarpmalarından da, sinyal vermeden dönüş yapmalarından da, ters yönden gelmelerinden de, kırmızı ışıkta yaya geçidinin üstüne park edip insanlara zorluk çıkarmalarından, arkaları boş oldugu halde inatla sırf hainlikten aracı geri almamalarından da illallah dedim.
Evet genelleyebilecek kadar tecrübe kazandım. Trafikte türban beyin hücrelerini tıkayıp davranış bozukluğuna neden oluyor.
araçlarını kocalarının hırsızlığıyla, yolsuzluğuyla elde etmemişlerse beni rahatsız etmeyen türbanlılardır.
ama kusura bakmasınlar, o araçta "huzur islamdadır" veya hiç değilse tuğra ararım. kocaları yollarını bulmadan önce bunları eksik etmezlerdi kırık, dökük araçlarında...