kendi derdinde olan tiptir.
ben armut istiyorum, acil armuta ihtiyacım var ama adam bana 'elma var' diyor. müşteri-hizmet veren ilişkilerinin bittiği nokta burasıdır. halbuki, müşteri ne zaman gelir de armut var mı diye sorarsa muhattap olan hizmet veren ona; elinde armut bulunmasa da herhangi bir yerden bulabileceğini ya da nerden bulabileceğini söylemelidir.
bugün yaşadım bunu ben. afedersiniz, midye arıyoruz yana döne, bir dükkana girdik yanlış hatırlamıyorsam dönerciydi ve dönerci abi, ''midye var mı'' sorusuna ''döner var, döner var çok iyi'' cevabını verdi. ulan şimdi dönerle midyenin ne alakası var? alakası olsa bile ben o dönerden alır mıyım allasen? ben midyeye güdülenmişim mütemadiyen de koşullanmışım bu midye olayına, gereksiz döner güdülenmesine neden gireyim ki?
kanında pazarlamacılık olan tiptir bi kere. çok pis satış yapar.
+ afedersiniz ben şu elbisenin kırmızısı var mı diye soracaktım?
- moru var. buyrun geçin içeri. hem siz beyaz tenlisiniz eminim mor çok daha güzel duracaktır.
+ bilmem ki hiç mor denemedim yani düşünmedim, ben,sey, aslınd..
- aa denemeden bilemezsiniz hanımefendi, bi şeyi biliyorum da söylüyorum, bana güvenin..
+ eh peki madem..
- (bingo!)
+ kola var mı acaba ?
- kola yok fanta var..
+ tamam o zaman ben bir çay alayım..
- çayda yok fanta var..
+ peki o zaman fındıklı neskafe alayım ben..
- o da kalmamış ama fanta var eminim..
+ ver mınakyım fanta ver ya..
Kemal sunal repliğini uygulamalıdır ki bunlara bir daha yapamasınlar.
- ay çöreği ile çay alayım.
+ ay çöreğimiz yok efendim.
- o zaman ay çöreği ile gazoz alayım.
+ ay çöreğimiz yok.
- hmm, o zaman ay çöreği ile limonata alayım.