yalnız olduğun halde mutlu hissetmek kadar ironik bir filmdir. giriş sahnesindeki çelişkili olaydan itibaren izleyiciyi bu konuda uyarmıştır zaten. film buram buram kara mizah kokar. ölsen de bazı şeylerden kurtuluş olmadığını düşündürür, bir yandan da her koşulda bir çözüm olabileceğini...
sağlam bir kara mizah olmakla beraber benim çok da beğenimi kazanamamış bir filmdir. farklı, ilginç, absürd... ama tim burton' ı bir kenara koyarsam eğer sinemada absürdlüğü pek de seven biri değilim sanırım bu nedenle çok sevemedim bu filmi.
geçen gün durup dururken "aa wristcutters diye film vardı lan, indireyim* de izleyeyim" dediğim ve hemen eyleme döktüğüm film.
bayıldım! gerçekten.
müzikleri, oyuncuları, konuya değinmiyorum bile, her şeyi çok güzel. çok tatlı. tom waits var bir kere!
anneme de izlettim, o da beğendi, siz de beğenirsiniz ki.
filmin bıyıklı rus'u eugene, 30 haziran'da istanbul'a gelecek olan gogol bordello'nun eugene'idir.
tom waits'in dead and lovely girişiyle beni daha çok bağlayan ve filmin ortalarına kadar ölmediğini sandığım patrick ve geç keşfedilmiş kadınlardan biri olan shannyn'in mükemmel oyunculuğuyla izlenesi film.
özgün işleri seviyorum. bu da onlardan biri. büyük bütçeli ve yıldız oyuncu kadrolu çoğu filmi 5' e katlar nazarımda. ayrıca bu film türkiye'de çekilseydi, yönetmen koltuğunda muhakkak onur ünlü oturuyor olurdu.
--spoiler--
kendimi öldürdükten kısa süre sonra kamikaze pizza'da bi' iş buldum.
--spoiler--
anlatmak istediği fikri en sade ve en güzel şekilde anlatan film. dünya'da en fazla 300 bin insanın anladığına inandığım ve o insanlardan kurulacak bir şehirde, ömrümün sonuna kadar yaşamayı göze alabileceğim de bir gerçek.
Nereden başlasam bilmiyorum. Ama bir yerden başlamak lazım. Başlayayım.
--spoiler--
intihar üzerine bir film zaten adı üzerinde. adı biraz falso olduğundan korkmuştum beklediğim gibi olmaz diye. ama beklediğimden daha iyi çıktı. intihar edenlerin takıldığı barda joy division çalması güzel bir ayrıntı. (bkz: ian curtis)
Gogol Bordello çok şahane bir grup. Bir daha anlıyorsun. Eugene karakteri zaten solist eugene hütz'den esinlenerek yaratılmış bence. En azından filmde. kitabını bilmiyorum. Film boyunca gülümsedim. ağlamaklı olduğum son sahnede bile. böyle küçük şeyler işte. ne bileyim. insanın içini okşuyor. En azından benim.
Ve geldik en güzel kısmına. Tom Waits. Seni beni gömer bu adam. Mesih'le olan köpek kavgası süperdi kesinlikle. adam multiartist. hem şarkıcılığı hem oyunculuğu şahane. Dead and Lovely çok yakışmış.
--spoiler--
Geç izlemenin verdiği hüznü yaşıyorum bir yandan. Bir yandan da izlemiş olmanın mutluluğunu.
Tanım: 2006 çıkışlı enfes film.
kesinlikle bir başyapıttır. Zia'nın yanlış ilişkisi sonrası kendi bulduğu dünya, Eugene gibi epik bir karakter ve dünyalar güzeli bir kadın. hayatımın filmleri listesindedir.
türkçe ye bilek kesenler olarak geçmiştir ne alakaysa artık.
filmin sonu çok güzeldir olağan durağan giden bir hikaye hiç olmadığı kadar güzel bitmekte dram sevenler için tavsiye edilir.
--spoiler--
izlediğim süre boyunca "burada ne anlatmak istiyor acaba, paralel evrende yolculuk mu yapıyorlar ki" diye beynimi patlattığım, sonrasında herşeyin rüya olduğunu görünce sinirden kriz geçirmeme neden olan filmdir. ama verdiği mesaj güzeldir, iyidir yine de izlenesidir.
--spoiler--