filmlerinde dikkati çeken bir avrupa sineması düşkünlüğü mutlak surette gelir ingmar bergman 'a uğrar. birçok filminde bergman 'a sayısız gönderme yapmıştır. yılların bitmek bilmez takıntısıdır. azalması mümkün görünmemektedir. bunu en iyi ifadeleyen filmlerinden birisi manhattan 'dır. özellikle bergman'ın yakaladığı entelektüel tavır ve anlatı woody allen'ın sinemasında yapmak istediğidir. yapabilmiş midir derseniz? kısmen yapmıştır derim. tabii woody allen külliyatının tamamını izlemediğimi ifadeleyeyim ısrarla. kadın erkek ilişkileri üzerine vuruculuk açısından bir Scener ur ett aktenskap daha yapılamadığına göre bergman diye hayıflanmak boşuna değildir.
haddimi aşarak, haklısın dostum demek istedim. (bazı takıntılar manidar ve güzeldir!:))
