yolda dinlerken kendini filmin icindeymis gibi hissettiren sarki. camdaki yansimalara dakikalarca baktiran umutsuzlastiran,ama bir yandan da bunlardan zevk duymana neden olan.
"Sensiz ben hiçbir şeyim" gibi arabesk bir sözün anlamını yitirdiği şarkı. Bu şarkı david bowie ilahı ile o kadar müthiş yorumlanmıştır ki ağır bir şarkı olmasına rağmen altında ezilmezsiniz, baymaz. O düşüş halinin ifade edilişi bitirir tüm olayı. Arkadaş o nasıl yorum, o nasıl sololar, o nasıl canlı bir anlatım tarzı, o nasıl bir tik tak diyiştir ağzım bağlanıyor her dinleyişimde.
Helal olsun.
bir placebo şarkısı. cok güzel bir placebo şarkısı..
I'm unclean, a libertine
And every time you vent your spleen,
I seem to lose the power of speech,
Your slipping slowly from my reach.
You grow me like an evergreen,
You never see the lonely me at all..
dinlemekten hiç bıkmadıgım ama özellikle uzak durdugum şahane placebo şarkısıdır.
-neden uzak duruyorum? cunku her dinledigimde ağlarım tıpkı şu an gibi-
yazılanların üstüne tanım olarak bir şey ekleyemeyeceğimden bu şarkının benim üstümdeki etkisine değinmek istiyorum. ilk dinlediğimde çok siklememiştim açıkçası şarkıyı. benim için bir song to say goodbye değildi yani. ta ki geçen gün facebookta sevgilisi tarafından terkedilen bir arkadaşım paylaşana kadar. david bowie li versiyonunu dinlediğimde gündüz vakti olmasına rağmen karanlığıa gömdü beni. sonrası malum tütün ve alkol dolu bir gece... öyle david bowie aşığı birisi değilim, aşk acısı da çekmiyorum şu an hayatım neredeyse tamamen tıkırında ama bu şarkı sözlerinin aksine yalnızken daha çok vuruyor. david amca o cool sesiyle haykırınca insan aslında birisine without you im nothing diyebilmenin önemini anlıyor. sonuç olarak sevgiliye ithaf edilemeyecek kadar hüzünlü bir şarkıdır. yalnızken de dinlemeyin yoksa bilimum bağımlılıklara göz kırpmış olursunuz