wislawa szymborska

entry12 galeri13
    1.
  1. Polonya şiirinin en büyük ustası olarak kabul edilmiş şair. Polonya Edebiyatı ve Sosyoloji öğrenimi görmüştür. 1954'te Krakow Kenti Edebiyat Ödülü'nü,1963'te Polonya Kültür Bakanlığı Ödülü'nü, 1991'te Goethe Ödülü'nü, 1996'da Polonya PEN Kulüp Ödülü'nü ve Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır.
    1 ...
  2. 2.
  3. polonya ve slav edebiyatı'nın önde gelen isimlerinden bir tanesi, szymborska.
    2 ...
  4. 3.
  5. az önce ölmüş olan polonyalı efsane şair.mekanı cennet olsun.
    olabilirdi
    kacınılmazdı
    onceden olmuştu.
    2 ...
  6. 4.
  7. ölümüne miktarı ölçülemeyecek kadar üzüldüğüm şaire.

    "‘sessizlik’ sözcüğü ağzımdan çıktığında,
    yok ederim sessizliği."

    ölüm de sessizlik gibi bir şey işte wislawa.
    işte böyle. böyle böyle sonsuz.
    1 ...
  8. 5.
  9. szymborska, kamuoyundan uzak yaşamasını seyrek verdiği bir röportajda, “ben kültürel bir kurum değilim. kendimi sürekli gösteremem. sabah sekizden akşam ona kadar konuş, konuş, konuş… susmak için zamana ihtiyacım var. çünkü şiir suskunlukta doğar” sözleriyle ifade etmiştir.
    2 ...
  10. 6.
  11. bazıları şiir sever

    Bazıları -
    yani herkes değil. Herkesin çoğunluğu bile değil ama azınlığı.
    Okulları hiç sayma, orada zorunlu,
    ve şairlerin kendileri,
    olsa olsa her bin kişiden ikisi.

    Sever -
    ama kimisi de tavuk suyuna şehriye çorbası sever,
    kimisi yersiz övgüleri ve mavi rengi sever,
    kimisi modası geçmiş atkı sever,
    kimisi haklılığını kanıtlamayı sever,
    kimisi bir köpeği okşamayı sever.

    Şiir -
    ama ne menem bir şeydir şiir?
    Bir dolu sallantılı yanıt
    verildi bu soruya.
    Ama anlamıyorum ve anlamıyorum ve sıkıca tutunuyorum ona
    düşmemizi engelleyen parmaklık gibi.

    Wislawa SZYMBORSKA
    3 ...
  12. 7.
  13. “Kadın, adın nedir?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Yaşın kaç? Nerelisin?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Niçin o tüneli kazıyordun?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Ne zamandır gizleniyorsun?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Niçin ısırdın parmağımı?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Bizden sana zarar gelmeyeceğini bilmiyor musun?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Kimin tarafındansın?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Bu bir savaş, seçimini yapmalısın?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Köyün hâlâ yerinde duruyor mu?”
    “Bilmiyorum ...”
    “Şunlar senin çocukların mı?”
    “Evet ...!”

    wislawa szymborska
    4 ...
  14. 8.
  15. 1939 yılında Naziler Krakow'u ele geçirdiğinde, Yahudilerin toplama kampına gönderilmelerini engellemek için demiryollarında işçi olarak çalışmaya başladı.

    *****

    Burada yatıyor birkaç şiir yazmış biri,
    modası geçmiş parantezler gibi. Ölüye;
    Hiçbir edebiyat grubuna katılmadığı halde
    Sonsuz bir dinlenme bağışlamış toprak.

    wislawa szymborska / polonya

    çeviri : ahmet tüzün.

    *****

    - "şiirin mozart"'ı demişlerdi onun için.

    hem kadındı, hem şairdi, hem zeki hem de hünerliydi! almadık ödül bırakmadı dünyada. tekrar etmeyeyim şimdi! zira, bir bir yazmış ı belong to che hepsini.

    - velhasıl, eli öpülesi kadındı. hem de öpmenin ardından bir de alına koyulası cinsten. geçtiğimiz baharleyin, koyup da gitti bizi. tıpkı öksüz bıraktığı o kedisi gibi.

    *****

    bir kedi sahibini yitirirse

    Ölmek...
    Bir kediye yapılabilecek,
    En büyük kötülüktür.
    Ne yapar bir kedi, yitirirse sahibini?
    Duvarları tırmalar, eşyalara sürtünür.
    Hiçbir şey değişmemiş, dokunulmamış hiçbir şeye,
    Sanki burada...
    Her şey farklı, yerinden uzak-
    Her şey oysa...
    Dışarıdan gelen ses, bildik ses değil.
    Yok artık, yavaşça dokunan-
    Oda lambasına.
    Tabağa balığı koyan el, aynı el değil.
    Bir şeyler eksik, tam değil bir şeyler-
    Masada...
    Zamansız gülüşler, gereksiz sözler-
    Odada...
    Birileri uğruyor,
    Ne bir sevgi, ne bir sıcaklık,
    Çıkıp gidiyorlar sonra;
    izin verseler,
    Sevinecek, paylaşacak oysa.
    Bütün dolaplar karıştırılmış,
    Bütün çiçekler devrilmiş,
    Halı altlarına bakılmış;
    Yasaktı...
    Gazeteler yırtılmış;
    Ne kalıyor geriye-
    Uyumaktan ve beklemekten-
    Başka...
    Ah!
    Bir gelse, çıksa ortaya-
    Anlardı...
    Böyle kötülük, yapılmaz bir kediye,
    Ses çıkarmadan, sıçramadan-
    Şimdilik...
    Sevmiyormuş gibi onu,
    Diklenirdi yavaşça, yumuşacık patileriyle.

    wislawa szymborska / polonya

    çeviri : ahmet tüzün.
    2 ...
  16. 9.
  17. "bir" den fazla sair. ironi kralicesi...

    kelimeler her zaman namlusunda. belki de batinin en hizli kelime ile vuraniydi.

    for example: "all the cameras have left for another war"

    hedef 12 den vuruldu. simdi dagilabiliriz.
    0 ...
  18. 10.
  19. Diğerlerinden çok daha iyi olacaktı, 20 inci yüzyılımız,
    Ama bunu kanıtlayacak zamanı yok artık.
    Yılları sayılı,
    adımı kararsız,
    soluğu yetersiz.

    O kadar çok şey oldu ki şimdiye kadar
    olmaması gereken.
    Olması gerekenlerse
    olmadı.

    ilkbahar olacaktı yolunda,
    ve mutluluk da, öteki şeyler arasında.

    Korku dağları ve vadileri terk edecekti.
    Gerçek yalanın hakkından gelecekti.
    Bazı felâketler
    hiç yaşanmayacaktı bir daha
    savaş gibi ve açlık gibi ve ötekiler gibi.

    Bunlara saygı gösterilecekti:
    savunmasızların savunmasızlığına,
    güvene ve benzeri şeylere.

    Kim bu dünyadan zevk almak istiyorsa
    olanaksız bir görevle yüz yüzedir.

    Akılsızlık komik değil.
    Akıllılık neşe vermez.

    Umut
    o bildiğin aynı genç kız değildir artık
    ve ötekiler gibi. Yazık.

    Tanrı inanacaktı sonunda insana:
    güvenilir ve güçlüdür,
    güvenilir ve güçlü ama
    hâlâ iki farklı beşer olduğuna.

    Nasıl yaşamalı—bana bunu sordu birisi bir mektupta,
    pek çok şey gibi bunu da
    sormak istediğim birisi.

    Yeniden ve her zamanki gibi,
    ve yukarıda görüldüğü üzre
    daha acil sorunlar yoktur
    denenmemiş olanlardan başka.

    Wislawa szymborska
    4 ...
  20. 11.
  21. rastlantıdan onu gereklilik olarak adlandırdığı için özür dileyen şaire.

    bu başlık altında onun doğum gününü kutlayan ilk ve tek kişi olmaktan gurur duyar ve doğum gününü kutlarım.

    94. doğum günün kutlu olsun.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1467774/+
    2 ...
  22. 12.
  23. Durduk yere aklıma gelen Polonyalı şair. Bir şiirini de ben eklemek istiyorum. Orijinalinin adı "nic dwa razy". Bu isimde şairin içinde derleme şiirleri de bulunan bir kitabı varmış

    nic dwa razy (nothing twice)

    nothing can ever happen twice.
    in consequence, the sorry fact is
    that we arrive here improvised
    and leave without the chance to practice.

    even if there is no one dumber,
    if you're the planet's biggest dunce,
    you can't repeat the class in summer:
    this course is only offered once.

    no day copies yesterday,
    no two nights will teach what bliss is
    in precisely the same way,
    with precisely the same kisses.

    one day, perhaps some idle tongue
    mentions your name by accident:
    i feel as if a rose were flung
    into the room, all hue and scent.

    the next day, though you're here with me,
    i can't help looking at the clock:
    a rose? a rose? what could that be?
    is that a flower of a rock?

    why do we treat the fleeting day
    with so much needless fear and sorrow?
    it's in its nature not to say
    today is always gone tomorrow

    with smiles and kisses, we prefer
    to seek accord beneath our star,
    although we're different (we concur)
    just as two drops of water are.

    stanislaw baranczak ve clare cavanagh'ın ingilizce çevirisi bu. Ben de kendimce ingilizcesinden bir çevirisini yapmaya çalıştım. Anlamını kaybetmesin diye motamot yapmak istedim. Ekşi sözlükteki "firacos" isimli yazarın çevirisiyle karşılaştırarak yazdım, biraz da onunkinden faydalandım. Bunu belirtmesem de olmazdı. Şöyle;

    Tekrarı Olmadan

    Hiçbir şey tekrardan olmaz
    Sonuçta, üzücü durum şu ki
    Hazırlıksız geldik buraya
    Gideceğiz deneyemeden

    Daha aptal birisi olmasa bile
    Bu gezegenin en aptalı sen olsan da
    Yaz okulunda bu dersi yeniden alamazsın
    Bu ders tek seferlik

    Değil hiçbir gün dün gibi
    iki farklı gece mutluluğu öğretmeyecek
    Tamamen aynı biçimde
    Tamamen aynı öpüşlerle

    Bir gün belki başıboş bir dil
    Kazara adını söyleyecek
    Ben odaya bir gül atılmış gibi hissedeceğim
    Tüm o rengi ve kokusuyla

    Sonraki gün, burda benimle olmana rağmen
    Saate bakmadan edemeyeceğim
    Bir gül?, bir gül? Nasıl olabilirdi ki?
    Bu bir çiçek mi yoksa kaya mı?

    Neden böyle akıp giden bir güne
    Gereksiz korku ve üzüntüyle bakarız
    Bunu söylememek işin doğası
    Bugün her zaman gitmiş olur yarın olduğunda

    Gülüş ve öpüşlerle tercih ederiz
    Yıldızımızın altındaki uyumu aramayı
    Farklı olsak da (aynı taraftayız)
    Tıpkı iki ayrı su damlası gibi.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük