uzun yıllardır içtiğim sigara markası. öğrenci milletinin de bir numarasıdır kendi kulvarında. ama son günlerde nedense tadında bir ekşimtraklık almaya başladım. bunu çeşitli bakkallardan satın alarak denedim , aynı tad geliyor hep. belki de benim ağzımın tadı bozuldu. bakalım zamanla daha net anlaşılacak.
parasız kaldığım için alamadığım arkadaşımdan marlboro istediğim ve uğruna inanılmaz sözü söylediğim sigaramdır. inanılmaz söze gelince "ulan parasızlıktan marlboro içiyorum." tabi herkes dumur olmuştu orası ayrı. tek geçerim winston'umu hem yazması da kolay söylemesi de.
-bir winston... box olsun. (illa eklenecek)
-tamam.
kağıt 5 tl uzatılır, üstü bozuk olarak alınır, ona da çukulata şeker falan alınır, daha akşam olmadan günde 5 ytl bir anda bitmiştir. kalite-performans-fiyat-itibar-imaj beşlisi bakımından iyidir, hoşdur.
lark'ı ancak isim yapmış olmasıyla geçebilecek, dandik diyemeyeceksek de abartıldığı kadar nanesi olmayan, hayatımı söndüren sigara. zehir gibidir. bir husus dışında gerçekten öğrenci sigarasıdır. ucuzdur, iyi zehirler, pakedi de kutu şeklinde değildir,* hantal gözükmediği için sağa sola rahat saklanabilmektedir. öğrenci sigarası olmayı tam anlamıyla hak edememesinin tek sebebi süngeridir efendim, filtre var ya o işte. öğrenci sınırlı parasıyla içebildiği kadar sigarayı, en az fiyatla içmek zorundadır. ama winston buna izin vermez. yarısı içildikten sonra her çekişte resmen ciğerini yakar adamın, büzülür. bir gariptir, incelir, hatta kimi zaman sigara filtreden ayrılıp düşer. tütünü de bir gariptir, evde koşa koşa içsen dökülmez yere; çok katıdır, bir değişiktir.
patates gibidir, yumurta gibidir. hakkında neden bu kadar detaylı entry girildiğini anlayamadığımdır. ne kadar ibne de olsa kıyamadığım. *
çok parası olmayan ancak kaliteden de ödün vermek istemeyen öğrenci gençlerin vazgeçilmez sigarasıdır ama marlboro parlement karşısında havası sönüktür bu yüzden normalde winston için gençlerimiz havalı ortamlarda marlboro veya parlementini cebinden eksik etmez
isimimin onur olmasından ve yanımda ne olursa olsun winston taşımamdan dolayı arkadaşlarca "winstonur" şeklinde yaratıcı bir lakap takılmasına yol açmış softuyla özdeşleştiğim biricik sigaram.
Çok uluslu tütün tekelleri, Türkiye'de üretilen Şark tütününü % 10-20 oranında Virginia tütünü ile harmanlayarak daha lezzetli sigara üretmektedirler. Türkiye'de 1984 yılında çıkan bir yasa ile yabancı sigaralar Tekel aracılığıyla ithal edilmeye ve satılmaya başlanmıştır. Bu şekilde Türk toplumu yabancı sigaraları tanımaya başlamıştır. 1986 yılında çıkartılan ikinci bir yasa ile ülkemizde tütün tekeline son verilmiştir. Bu tarihten sonra, tütün ürünlerinin üretimi, ithalatı ve ihracatıyla ilgili kararlar Bakanlar Kurulu'na verilmiştir. 1991 yılında çıkartılan bir kararname ile, yabancı şirketlerin Türkiye'de tütün hazırlama ünitelerini de içeren bütünleşme tesisleri kurmalarına izin verilmiştir. Bundan sonra tütün ürünlerinin fiyatlandırma, dağıtım ve satışı serbest bırakılmıştır. Yabancı tütün tekellerinin, ülkemizdeki tesislerde ürettikleri ürünler 2.000 ton üretim seviyesine ulaştığında kendi sigaralarının fiyatlanmasında da karar sahibi olacaklardır.
Yukarıdaki kanunlar sayesinde, yabancı tütün tekelleri, yerli ortaklar bularak, sigara fabrikaları kurmuşlar, tanıtım ve reklamları sayesinde ülke pazarına iyice girmişlerdir. ilk yabancı sigara fabrikası 1991'de Bitlis'de Best sigarası ile üretime başlamıştır. Bundan hemen sonra Reynold firması, Camel, Winston ve Salem sigara fabrikalarını; Philip Morris şirketi de büyük bir holding ile anlaşarak Marlboro sigara fabrikasını kurmuşlardır.
üç milyon yedi yüz elli liralık fiyatıyla öğrencilerin sempatisi kazanmış sigaradır ,pek bir naif ,pek bir alçak gönüllüdür ,parlementin yanında silikleşir öğrenci kalleşi ilk maaşını aldığında winston u satıp ,marlboroya geçer ona olan sempati, öğrenciler oldukça sürecektir ,üzülmesindir.