Her parıldayanı altın sanma
Baş parmaklarımın kaşınmasına bakılırsa bu yana doğru hain bir şey geliyor. Kimse vuran açılın kilitler!
Cehennem boş ve bütün şeytanlar burada.
ingiliz edebiyatının yüz akı olan büyük ingiliz şair ve yazar. ingilizceye çok katkısı olmuştur. Romeo ve juliet, othello, kral lear, hamlet gibi değerli tiyatro eserlerini yazmıştır. Soneleri de birbirinden güzeldir.
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! Demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden.
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
bazilarina gore gercekten var olup olmadigi dahi tartisilir biridir. shakespeare'i ne kadar cok arastirirsaniz o kadar kaybolursunuz. boyle biri gercekten varsa o kadar esere ragmen neden kimse hakkinda pek bir sey bilmemektedir? eger yoksa tum o eserleri kim yazmistir?
''firar geceleri'' mısralarında değinir şair vilyım abiye, misallendirir.
(.....)
kerem ile Aslı'yı
ferhat ile Şirin'i
Leyla ile Mecnun'u
madam ovary'i
doktor jivago'yu
ve hatta
sheakspeare'nin romeo ve jüliet'ini
kendi aşklarının
küçüklüğünden şüpheye düşürecek
o koca koca sevdaları
biz çaktık
kız yurdunun önündeki kaldırımlara
biz kazıdık
bekar odalarımızın duvarlarına
lakin
lakin
biz sevdiklerimizi
saman alevi aşklarla aldatmadık
ne bir öğrenci bunalımında
kampüsün ara sokaklarına
bırakıp kaçtık onları
ne de sattık beyoğlu'na
allah'ın emri
peygamber'in kavli dedik
istedik
vermezlerse
vermezlerse
'bozkır töresi'dir
delikanlı olan
kendisine yâr olmayanı
ele yâr etmez dedik
pusatlandık bir firar gecesi
aldık götürdük onları
helâlimiz
namusumuz
baştacımız oldular''
"yarayla alay eder yaralanmamış olan
bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden
sen ondan çok daha parlaksın çünkü
sen gökteki yıldızların ilki sen aydınlatırsın geceyi."