ölmeden önce kafayı sıyırmış büyük satranççı.hayatını zaten yukarda uzun uzun yazmış arkadaş ta ben orda olmayan bir iki şey yazayım dedim:
bu adam yıllarca uğraşmasının didinmesinin vs.nin ardından 1894'te lasker e yenilnce dumur olur ve onun isteği üzerine 1896 da birdaha maç yaparlar;bu sefer daha kötü yenilir ve uğruna hayatını harcadığı bu sporun ona ihanet ettiğini görerek delirir.
bundan sonra tanrının kendisine satranç taşlarıyla birşeyler fısıldadığını,satranç taşlarını dokunmadan hareket ettirebileceğini filan savunur.en sonunda karısı bunu bir tımarhaneye tıkar ve adamcağız orda ölür.
kendisi satrancı bir spor yapan ve satranç dünyasını ilk defa birleştirebilecek kadar da iyi satranç oynayan birisidir.nitekim ilk resmi dünya şampiyonudur da.önünde saygıyla eğilmek gerekir.
meraklısına not:ispanyol açılışının hastasıdır,bir çok oyununda kullanmıştır.
Herkesin kolay kolay göremeyeceği çok küçük açıkları yarayı deşer gibi deşip irdeliyor ve şahın bulunduğu alanı darmadağın ederek banamısın demeden kafa göz dalıyor. Ayrıca bu abimiz bütün piyon fedalarını kabul etmekle birlikte vezirini oyun sonuna pek az taşımıştır. Şah-mat'ı 10 hamle kadar önceden görüp oyun sonuna kadar rakibiyle dalga geçer.
Gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncuları arasında ilk üçe girecek kadar iyidir.
1866-1894 yılları arası dünya satranç şampiyonu. Her oyununu tanrıyla oynadığını düşündüğünden, her oyunda ilk hamle olarak bir taşı kurban edermiş, söylenenler doğruysa tabii.