bu haftaki tüm toplantılarımı ve gezilerimi iptal ettim sözlük. ve evde bir ölüm sessizliği... biliyorum, artık evdeki hiç bir pazar kahvaltısı eskisi gibi olmicak. ne annem ne babam ne de ablam artık eskisi gibi neşeli davranamicak. çünkü... çünkü i will always love you şarkısından başka şarkısını bilmediğim whitney, muhtemelen diğer amerikalı ünlüler gibi overdose zımbırtısından öldü. o'nu o kadar çok seviyorduk ki türk milleti olarak, yani o kadar olur. ölümü bu yüzden bizi derin üzüntüye boğdu.
neyse bırakalım makarayı da, kendisine allahtan rahmet diliyorum ve şimdiye kadar hastalığında sağlığında, iyi gününde kötü gününde kendisini bir an olsun manevi olarak yalnız bırakmayan, gerek televizyonlarda gerek internette gerekse gazetelerde, kendisini sık sık takip eden milyonlarca türk fanına da baş sağlığı diliyorum. ve şansa bakın ki hepsinin de twitter ve sözlük hesapları falan var ki whitney adını en son şu meşhur 80 ler sonu, 90lar başında duyanlardan oluşuyo çoğu.
neyse, ben şimdi gideyim de diskografini falan indireyim whitney, param olsa piyasa yapmak için d&r a gidip harıl harıl aramak isterdim albümlerini, ama işte... alsam bile kefenine gitmiceğni biliyorum o paranın. rahat uyu, izindeyiz. bi süreliğine...
Hayatımın anlamı olacak doğru insana armağan edebileceğim bir parçanın (bkz: I will always love you) bestecisi, o eşsiz, mükemmel sesin, gırtlağın sahibi whitney houston.
Çok üzüldüm, müzik dünyası bir değerini daha kaybetti.
hayranlarına sahip olduğu muhteşem sesi kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşatan müthiş sesli sanatçı. 48 yaşındaymış ne diye bulaştın uyuşturucuya daha 10 sene yaşardın kafadan neyse r.i.p.
Ölümü nedeniyle fark ettim ki hiç tanımayanlar da fazla... Kimse bir kuşak öncesinin starına hayran olmak zorunda değil ama bu kadar ödül kazanmış bir sanatçıya karşı da "yarram Kim lan bu adam" tarzı ifadeler son derece yakışıksız. Ergen yazarların çoğu zaman kendilerini farklı göstermek için kaba saba, küfürlü, argo, umursamaz ifadeler yazdığını hepimiz zaten gözlemliyoruz. elbette hiç kimseyi tanımak, sevmek, bilmek zorunda değiller. Hiç bir şeyin farkında olmak zorunda da değiller, kişi ölmüş bile olsa saygı göstermek zorunda da değiller. Ama ben kendilerine şunu belirtmek isterim ki bu tarzları hiç marjinal değil, bu şekil davranarak farklı olduğunu sanan binlerce nesildaşı var. Bu farkındasızlık onları farklı değil aksine son derece sıradan, bayağı ve sıkıcı yapıyor. Belki bundan sonra ölen birinin ardından en azından yorumlarıyla katkıda bulunmayarak bizleri kendi melankolimizle ve anılarımızla başbaşa bırakma nezaketini gösterirler.
Whitney Houston, kariyerinin düşüşe geçtiği yıllarda Cem Uzan'ın davetlisi olarak Türkiye'ye de gelmişti de neredeyse kadının başından aşağı şampanya dökeceklerdi.
en son kaybedilen ünlü şarkıcı lanetli yaş(!)taki amy winehouse idi.
şimdi lanetli yaş gündeme gelmese de whitney houston da aynı kaderi paylaşan ünlü amerikalı şarkıcı. sanırım söz konusu sebep yine uyuşturucu kullanımı.
bu akşam ya da bu hafta the bodyguard filmini de tv'de gösterip anılması sağlanır. radyolarda uzun uzun i will always you çalınır. tek bilinen sadece bu şarkıymış gibi. ardından uzun albüm listesinden sırayla dj'lerin gözüne kestirdiği parçalar gelir. müzik kanalları da sanki hep whitney'in ölümünü beklermiş gibi hemen nostaljik programlarını oynatmaya başlarlar. o ünlü kozmetik havuzu(!)na batırılıp çıkarılan vj'ler de gözleri yaşlı(!) halde whitney hakkında yorumlar yaparlar.
ay ne sekerdi, seni unutmıycaz vitneeyyyy, kalbimizde yaşıyossuunnn..
eski eşi cenazesinde boy gösterir. bir çok ünlü(!) bu töreni kaçırmayıp yer almak için şimdiden rezervasyon yaptırıyordur zaten. ardından gömülüp unutulur diğerleri gibi.
taa ki biri uyuşturucu ya da bilinmeyen sebepten ölene kadar.. özellikle 2012'de.
--spoiler-- seksenli yıllar ve doksanlı yıllarda albümleri dünyada en çok satan şarkıcıların başında gelen houston, şarkıcı bobby brown ile çalkantılı geçen evliliği ve uyuşturucu kullandığı yönündeki haberler nedeniyle 2000'li yıllarla birlikte kariyerinde düşüşe geçmişti.
muhteşem sesi ve yorumuyla 415 ödülle guinness rekorlar kitabında "en çok ödül alan kadın şarkıcı" unvanını elinde tutan şarkıcının, 1992 yılında kevin costner ile başrollerini paylaştığı the bodyguard filminde söylediği i will always love you şarkısı, dünyanın neredeyse tüm ülkelerindeki müzik listelerinde bir numarada uzun süre kalmıştı.
--spoiler--
48 yaşında iken muhtemelen şöhretli hayatın yükü ve egoları altında kalarak ezilerek ölen, bir dönem bütün sevgililerin birbirlerine "I will always love you" gibi büyük bir söz vermesine sebep olan (o sevgililer ya ayrıldı, ya o sözler tutulmadı) müthiş bir gırtlağa sahip, kariyerinin başlangıcında Madonna'ya inat düzenli ve rol model yaşam biçimi ile amerikan aileleri tarafından pek sevilen sanatçı.
Ölümüyle birlikte Amazon Top 100'deki ilk on albüm sıralamasına, zirvedeki albüm de dahil olmak üzere 7 albümüyle yerleşiveren muazzam ses.
Ha Türkiye'deki gençlik ha Amerika'daki gençlik demek aynı hikaye. Şimdi koşa koşa albümlerini alan, ağıtlar yakan insanoğulları, daha dün neredeydiniz? Ölünce şarkıları daha mı güzel, daha mı anlamlı oluyor.
Ayrıca I Will Always Love You Whitney Houston bestesi değildir, bazı şeylerden emin değilseniz, Internet devasa bir kaynak kontrol edin, sallamayın. Bu şarkı, 1974 yılında Dolly Parton tarafından bestelenip yayınlanmıştır. Whitney sadece coverlamıştır.
ikincisi, uyuşturucudan öldü diye kadını cehenneme yollayan yeryüzü zebanilerine: Kendisini uyuşturucuya bulaştıran etken, dayak atan, aşağılayan, kadını hayvan yerine koyan dangalak oğlu dangalak kocası Bobby Brown'dır. Ha elbetteki Whitney'in de suçu var, o insanlıkdışı yaratıkla yaşamakla, boşandıktan sonra bile görüşmekle başlı başına suç işlemiş. Kadının kariyeri bu yüzden bitti lan. Ama işte aşk bu. Mantığı, gözleri kör ediyor demek ki.
Üçüncüsü, Bodyguard müziği Whitney'in en popüler ama en kötü çalışmalarından biridir. Kevin Costner'ın yakışıklılığı olmasa beş para etmeyecek bu saçmasapan yapış yapış aşk filmi zamanın Bella-Edward gençliğinin gönlünü çalmıştır (tıpkı insanların Bryan Adams'ı Everything I Dodan ibaret sanmaları gibi) herkes de bu bayık şarkıyla Whitney'ci olmuş. Ama ne Whitney'in kariyerinden ne de sanatçılığından haberdar coğunuz.
Esas Whitney, debut albümü Whitney Houston'dur. Orada bir Greatest Love of All diye bir şarkı var Bodyguard'a nal toplatır, ama kaçınız haberdar?
Hormonlu, ablak yüzlü, nursuz zenciler Amerika müzik piyasasını işgal etmeden önce, zenci ruhunun inceliklerini, derinliğini yansıtan şarkılarıyla, blues çıkışlı icrasıyla tüm dünyanın başını döndürmüştü Whitney. Sonradan çöktü gitti. Hiçbir zaman medyanın istediği, Mariah Carey gibi vermeye hazır yapay, şişme bir bebek olamadı. Utangaçtı, ürkekti. Kendini satmak için kavun kadar memelerini değil, sadece sesini kullanmaya çalıştı. O yüzden hiçbir zaman gereken değeri görmedi.
Onca gitmesi gereken şarkıcı bozuntusu varken sıra senin değildi Whitney. Nur içinde yat. Hayat hala dengesiz, Tanrı hala çok zalim.
ölümüyle, sözlükte "siz onu bilmezsiniz, ben bilirim, o şöyleydi böyleydi..." diye zırvalayan bu ölüm üstünden prim yapmaya çalışıp kendini bir bok zanneden yazarları görmemize neden olmuş sanatçıdır.
not. tamam kardeş en iyi sen biliyorsun anladık, yazık ya kendini hala bir bok sanıyor birileri...
gençlik yıllarımın çikolata renkli unutulmaz şarkıcısı.
şarkıcı demek biraz hafif kalıyor bu kadar ödül almış bir insan için. benim için büyük bir sanatçıydı. tıpkı michael jackson gibi.
gençlik yıllarımdaki aşklarımda büyük etkisi vardır whitney houston ın. i will always love you şarkısı en sert kızı bile yumuşatırdı*. romantik bir akşam yemeğinde kendimi kevin costner gibi hissettirirdi.
allah rahmet eylesin, mekanın cennet olsun whitney,
bu şöhrete, üstünde oluşturduğu yüke, baskıya daha fazla dayanamayan yüzlerce ünlüden birisi. çok lanet bir düzen bu. bir anda şöhret ediniyorsun. herkes seni dinliyor, seni istiyor. yükselirken herkes senin yanında. herkes senle birlikte yükseliyor. ama bir inişe geçmeye başladın mı da tepetaklak oluyor kimse tutamıyor. whitney houston bunu acı bir şekilde tekrar gösterdi. yüzlerce ödül almaya başladıktan sonra şöhreti ve baskıyı daha fazla kaldıramadı. kan emici kar manyağı insanlar artık onunla ilgilenmedi. uyuşturucu kullanmaktan ne sesi kaldı ne güzelliği. en sonunda da muhtemelen aynı sebepten öldü.
umarım bu düzene kurban olan son kişi olur whitney houston ama maalesef hiç sanmıyorum.
tanım: genç denecek bir yaşta hayata gözlerini yuman ünlü sanatçı. toprağı bol olsun...
90 lar denince akla gelen bir ses veya şarkı varsa bodyguard filmindeki efsane şarkısı tüm dünyada herkesin aklına gelecek yegane şarkıdır. aynı zamanda amerikada yapılan 1994 dünya kupasının açılış şarkısını söylemiştir.
hakkında daha sabah entry girdiğim, sonra ise öldüğünü öğrenip kahrolduğum dünyanın en güzel seslerinden biriydi. onu canlı dinleme fırsatı bulamayacak olmamız insanlık hatta tüm hayvanlık için büyük kayıp...
