Birçok sahnede izleyiciyi gerim gerim gererken aynı anda kahkaha attırmayı başarabilen ilginç film. Özellikle Bu noktada ve filmin genelinde gerçekten çok ince bir işçilik var. J.k simmons'un oynadığı karakter için Full Metal Jacket'ın küfürbaz eğitim çavuşu tadında diyebiliriz. Miles Teller'da hayvani performansıyla (özellikle filmin sonunda) ağızları açık bıraktı.
Sanatta başarının tutku, çok çalışma, epey ter hatta kan ile geldiğini gösteren filmdir... Orkestra şefi güzel döktürmüş, baterist çocuk da iyiydi. Son sahne performansındaki zillerin üstünde istanbul mu yazıyordu, yoksa ben halüsinasyon mu gördüm?
en iyi yardımcı erkek oyuncu oscar'ını j.k simmons'a getirecek film. bu senenin oscarlı filmlerinden çok az izledim ancak whiplash izlediklerimden en değişik olanıydı. insanı gerim gerim geren, mutlu sonuna rağmen çıkışta ağlatabilen bir film. en iyi olabilmenin bir şeye odaklanmaktan, acıdan ve fedakarlıktan geçtiğini olabilecek en sarsıcı biçimde gösterdi. keşke başrol miles teller da oscar adayı olabilseydi, neyse daha genç yaşı.
--spoiler--
bir de sinemada izlediğim için, araba kazası sahnesi beni bayağı bir rahatsız etti.
--spoiler--
çok sesli bir film, sinemada izleyemiyorsanız iyi bir ses sistemiyle izlemenizde fayda var, öbür türlü filmin eksik kalacağını düşünüyorum.
iyi bir sinema salonunda izlenmesi gereken yarı müzikal denilebilecek film. ben beyoğlu sinemasında izleme gafletinde bulundum başka kimse bulunmasın, patlak kolonlardan igrenç bir sesin gelişi, sinema salonunun içindeki iğrenç koku olmasa daha çok mutlu olacaktım.
Film'in açılış sahnesindeki ritim ve kapanış sahnesindeki ritimler aynıdır. Hocanın filmin sonuna doğru günah çıkarma sahnesi gerçekten mükemmel, bu dünyadaki en tehlikeli cümle aferin. kendinizi geliştirmek istiyorsanız sürekli zorlayacaksınız, bu psikolojide olan insanlarla empati yapmamızı istemiş yönetmen. yönetmen dediğimiz herif de daha 30 yaşında bile olmaması ve ikinci uzun metraj film'i olması bizi heyecanlandırdı efenim.
Akıcı bir film. Bitse de gitsek dedirtmiyor hatta sonunda neden devam etmedi daha net bir sonuca bağlansaydı ya bile dedirtiyor. En azından bana dedirtti. Oyunculuklar muh-te-sem. Kesinlikle yardımcı oyuncuda Simmons'un alacağını düşünüyorum. Bir adama bir rol bu kadar cuk oturur ve bu kadar duygu net verilebilir. Muzikler ayrı bir şahane. Soundtrack albumunu indirdim ve simdiden en çok çalınan 25'e girdi bile playlistimde. Diyaloglar, verilen mesaj harika. Fakat en iyi filmi alır mı? Hiç sanmıyorum. işlenmiş bir konu olması çok büyük etken.
Filmdeki diyaloglar dediğim gibi harikaydı.
"Sözlükte aferinden zararlı bir sözcük yoktur. Kişi bu lafı duydu mu asla kendisini aşmaya çalışmaz ve en iyi olduğunu kabullenir."
konu müzik olunca tüm ayrıntıları net duyabilmek, sinema hissi alabilmek için kulaklığı tv' ye bağlayarak izlenen şahane film. terledim, gerildim, sevindim, öfkelendim. böylesi yoğun halde çok az film hissettirmiştir bunları. vay be. ayrıca gitaristlerinde çok hoşuna gitmiştir. yönetmene aferin desem mi demesem mi kararsız kalınmıştır. * http://www.whiplashsoundtrack.com/ http://sonyclassics.com/whiplash/
davulları gerçekte kim çalmış derken filmin cast, teşekkür listesinde peter erskine ismine rastladım. belki, acaba ? https://www.youtube.com/w...feature=player_detailpage
gerilimi hiç eksilmeyen, film boyunca sizi gerilimin içine çeken muhteşem bir film. filmin başrollerinde j. k. simmons ve miles teller var. yönetmenliğini ise ilk uzun metraj yönetmenlik deneyimini yaşayan damien chazelle üstleniyor.
öncelikle beni gerim gerim germiş bir filmdir.imdb puanı ve yorumlar için izledim,esasen özel hayatımda da hırsa ihtiyacım olduğu için izledim ama gerçekten müthiş bir film olmuş. filmin ilk yerlerinde çocuğa olan tokat sahneleri, aşırı agresifliği hiç hoşuma gitmedi fletcher'in.böyle diktatör masterlara alışkınız ama bu adamın fevrilikleri fazla geldi.yine de muhteşem bir oyunculuktu,and oscar goes tooo j.k. simmons.
bana basit geldi ya, o ne çocuk darbuka gibi bişi çalıyor ya, yani iki çubuğu falan var, hani ben daha iyi çalarım, tesis yok, tesis olsa öğrenirim yani, ismek'e de giderim öyle partizan bi insan değilim yani, musluk suları bence temiz.
gerçekçi olmayan ama genel olarak beğendiğim film.
bundan sonrası biraz spoiler olabilir.
bir davulcu olarak, beğenmediğim noktaları yazmak isterim.
1.hızlı çalmak iyi çalmak değildir.
2.eller kanamaz, ben hiç görmedim duymadım. o şekilde kanaması için sanırım 6 ay aralıksız çalmak gerek.
3.davulculara araba çarparsa konsere çıkmazlar, en azından öyle bir durumda.
filmi şimdi bitirdim hemen entrysini giriyim. ne söylenebilir bilmiyorum, uzun zamandır böyle sağlam bir film izlememiştim. Afişinde yazan tüm övgü tanımlarını hak ediyor bence. izlerken insanı gerim gerim germesinin yanında, aforizma niyetine sağa sola yazmalık tonla replik de barındırıyor bu film. hırsın bazen ne menem bir şey olduğunu bazen de insanı başarıya götürenin hırsın ta kendisi olduğunu anlıyoruz filmi izlerken. keşke hepimiz neyman kadar hırslı olabilsek.
fularlı bir eleştirmen havasında söyleyeceklerim ise çekimlerin ve oyunculukların son derece başarılı olduğu. akademi bu filme hakkını verir mi bilinmez ama benim gözümde 3 oscarı var.
ayrıca bateriye olan ilgimi de artırmıştır bu film. neyse sabah uyanınca geçer.
ama nasıl etkisinde kaldıysam film biteli yarım saat oldu ben hala tempo tutuyorum. iyisi mi daha fazla beklemeyin izleyin.
19'umda andrew neyman gibi olabilseymişim şu an dünya için çok faydalı bir insan olabilirmişim.
jazz sevenlerin özellikle kaçırmaması gereken film. özellikle de geleceğine yön vermek adına sabah akşam düşündüğü halde tembellik yapan gençlerin izlemesi lazım bu filmi.
Bu yılın Oscar'daki en güçlü adaylarından biri, çok başarılı ve ilham verici bir film. Hedefler uğrunda asla pes etmememiz gerektiğini bana hatırlattı. Mutlaka izlenmesi gerekli aman izlememezlik yapmayın.