yedi temmuz'da kudüs film festivalinde gösterilen,dvd premierei amerika'da 4 ekim de yapılan Pinchas Perry imzalı Irvin D. Yalom'un kitabından uyarlanan film.
--spoiler--
retinasından korteksine hiçbir imge aktarılmamıştı.bertha'yla ilgili düşünceler aklını başından almıştı,o büyüleyici gülümsemesi hayranlık dolu gözleri kendisine yaslanan bedeninin ılıklığı ve ona masaj yaparken ya da muayene ederken ki hızlı hızlı soluması.bu sahneler bir güç taşıyordu hemde tamamen kendine ait bir güç.
--spoiler--
kitabı elime aldım ve başladım okumaya, ben mi kitabı okudum o mu beni okudu inanın hiç bilmiyorum. kitabından başları belki sıradan geldi biraz; iyi ki devam etme kararlılığını gösterip sonuna dek gelmişim. öyle ki kitabın sonuna geldiğimde asla bitmemiş olmasını diledim boş yere, çocuklar gibi hüzünlendim o son sayfaya geldiğimde. kelime kelime, hece hece okudum; ama bitti. kitabı okurken defalarca sorguladım kendimi, çok önceleri yaptığım şeyleri kitapta karşımda bulunca hem şaşırdım,hem sevindim. "baca temizleme" olayının isim annesi bertha ile doktor breuer'in karşılıklı konuşmaya dayalı, bir olayla ilgili en ince ayrıntılarına kadar anlatarak rahatlama yöntemi. belki bilinçsizce hepimiz yapıyoruz bunu, içimizi sıkan şeyleri gerekli gereksiz tüm ayrıntılarıyla birileriyle paylaşarak.. kitabı bir solukta okumadım, iyi ki de böyle yapmamışım. gün içinde alabileceğim, sorgulayabileceğim kadarını aldım ve daha sonra devam ettim ruhumun besinlerini almaya. irvin yalom'un bir yazardan beklenmeyecek kadar manidar ve düşündürücü, bir o kadar derin ve kapsamlı cümleleri karşımda birebir nietzche duruyormuş hissi uyandırdı bende. kurgu olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım, irvin yalom'u nietzche ve diğer karakterler hakkında yaptığı geniş kapsamlı araştırmalar ve dinletiler çok doğru noktalara ulaştırmış. bir yazarın yazarlıktan öteye geçmesinin bir kanıtı olan bu kitap; hayatından memnun olmayanları, amor fati kavramını, kendi seçimlerimizi yapmamızı, bizi esir alan toplumsal olgulardan kurtulmamız gerektiğini, bazı kimselerin hakikatleri görmekten kaçabilme adına farklı düşüncelere saplandıklarını ve çok daha fazlasını anlatıyor. nietzche'nin ümitsizliğini tedavi etmek için plan kuran breuer, zamanla kurguladığı rolün ta kendisi olduğunu fark ediyor ve nietzche'nin tedavisini unutup kendisini iyileştirmesi için nietzche'nin zihninin üstünlüğüne bırakıyor kendisini. ve kendi tedavisi aslında nietzche'nin de son anlara dek paylaşmadığı derdinin çaresi. iki kişinin ortak yaraları ve bu yaraları buldukları ortak çözümleri çok düşündürücü, sorgulatıcı metinlerle işleyen bu kitabı, hakikatleri anlama ve sorgulama yetisinden mahrum kişilerin okumamasını tavsiye eder, tam zıttı olanlara ise "daha ne duruyorsunuz?" derim.
aynı adlı romandan uyarlanan filmini emuleden indirebilirsiniz. alt yazıyı divxplanet'ten bulabilirsiniz. film o kadar güzel işlenmemiş ama az da olsa fikir sahibi olunabilir.
hayal kırıklığı filmdir. kitabın özeti gibi bir şey olmuş, ayrıca özeti yaparkende baş orta son tekniği kullanılmış. yanlız kitabı okurken breuer tamda filmdeki gibi bir tipti hayalimde bu kadar olur yani. breuer de bu başarı yakalnmışken freud bu kadar karizmadan uzak bu kadar bayat bir tip seçilmiş, hiç yakıştıramadık doğrusu. filmde rüya kısımlarıda fena olmamış denebilir.
Kitapta konuşturulan friedrich, gerçek nietzsche ile uyumludur.Sonunda ağlaması ve bir doktor tarafından mat edilmesi bana pek inandırıcı gelmedi.Fakat zevkle okunabilecek bir kitaptır.Okurken insan devamlı sorar acaba ne zaman ağlayacak diye.Sonra ümidi kesersiniz nietzsche den ağlamaz diye.Bir bakarsınız nietzsche ağlıyor.
okuduktan sonra koşa koşa insanca pek insanca serisinin alınması tavsiye edilen kitap.
Nasıl bir tanım cümlesi oldu bilmiyorum ama nietzsche'nin kendi kitaplarını okursanız emin olun daha iyi anlayacaksınız kendi değimi ile "yarından sonraki günün yazarı" nı.
"ruhunda sukunete kavuşmak ve mutlu olmak isteyen insanlar, inanmalı ve iman etmelidir, ama hakikatin peşindeki insanlar, iç huzurundan feragat edip, yaşamlarını bu sorgulamaya adamak zorundadırlar."
1. hepimiz bir sürü parçadan oluşuruz ve bu parçalar kendilerini ifade etmek için çırpınır. bizler yalnızca varılan son uzlaşmadan sorumlu tutulabiliriz, her parçanın sahip olduğu karmaşık dürtülerinden değil.
2. ideal evlilik ilişkisi, her iki insanın da yaşamını sürdürmesi için bu ilişkiye muhtaç olmadığı zaman kurulandır.
3. biriyle tam bir ilişki kurabilmen için önce kendinle ilişki kurabilmelisin.
4. kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız. yalnızca bir kartal gibi yaşayabilen insan-başka birine sevgisini verebilir; yalnızca o zaman o insan bir başkasının büyümesi ve gelişmesiyle ilgilenebilir.
5. her insan, gerçeğin ne kadarına dayanabileceğini seçmeli.
6. en çok çiğ damlası, en sessiz gecede düşer.
7. mezarlıkların, insanın zihnini dinlendirdiğini ve yaşamdaki önceliklerin değerlendirilmesini sağladığı söylenir.
8. en çok arzu edilen kadın en çok korkulan kadındır. tabii bunun nedeni onun ne olduğu değil, bizim onu nasıl gördüğümüzdür.
9. ikili yaşam ilave yaşam gibi. insana adeta uzatılmış bir yaşam sunuyor.
10. bizler arzu edilenden ziyade arzu etmeye aşığızdır.
11. kendini iyi biri olarak gösteriyor -kimseye zarar vermiyor- yalnızca kendinden ve doğadan başka kimseye! sırf pençeleri yok diye kendilerine iyi diyenlerden biri olmaktan vazgeçirmeliyim onu.
12. uygar, kibar ve görgülü bir adam. vahşi tabiatını ıslah etmiş, içindeki kurdu kuzuya çevirmiş. ve buna ılımlılık diyor. bunun asıl adı, vasatlıktır.
13. bastırılmış hınç insanı hasta eder.
14. yaşadığımız şeyleri biz icat ederiz. dolayısıyla icat ettiğimiz şeyi de yok edebiliriz.
15. tanrının ölmüş olması demek, varolmanın amacı olmadığını göstermez.
16. ölümün geliyor olması, yaşamın değerli olmadığı anlamına gelmez.
17. yaşam planınız sizin elinizde değilse, varlığınızı rastlantıya bırakmışsınız demektir.
18. kimler daha emniyette, kimler daha rahat, kimler sonsuza dek mutludur? yalnızca sığ zihinli olanlar yani sıradan insanlar ve çocuklar.
19. insanların tarzları iki temel bölüme ayrılabilir: ruhunda sükunete kavuşmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmalı ve iman etmeli, ama hakikatin peşindeki insanlar iç huzurundan feragat edip yaşamlarını bu sorgulamaya adamak zorundadırlar.
20. başkalarının kurallarına uymak, insanın kendini yönetmesinden çok, hem de çok daha kolaydır.
21. size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemim yollarını aramak değil. (kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlarlar.bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir.)
22. aslında verir gibi yaparak hediyeyi kendiniz almaya çalışanlardan biri misiniz?
23. bir dost dinleneceği bir yer aradığında ona verilecek en iyi yer sert bir yataktır.
24. aslında kimse kimseye yardım edemez; insan kendine yardım etme gücünü kendi içinde bulmalıdır.
25. neysen o ol.
26. daha derinlere inip motivasyonlarınızın kaynağını bulun! hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. insanın bütün eylemleri kendine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine-hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.
27. yazılarımdaki başarı, sürüler halinde yaşamanın getirdiği rahatlıktan kendimi bilerek ve isteyerek uzaklaştırmamdan; kötü ve güçlü eğilimlerle yüz yüze gelme cesaretini gösterebilmemden kaynaklandı. araştırma ve bilim, önce inançsızlıkla başlar. ancak inançsızlık başlı başına strestir. yalnızca güçlüler buna dayanabilir.
28. gerçeğin ne kadarına dayanabilirim ?
29. beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir.
30. birinin kendisini başka birine açması ihanetin kapılarını açar ve ihanet insanı çok rahatsız eder.
31. bir kişi köprüyü geçmek üzere -yani, öteki kişiye yaklaşıyor- o anda karşıdaki kişi, o kişinin zaten yapmayı düşündüğü şeyi yapmaya davet ediyor. o zaman birinci adam adım atamıyor; çünkü artık yapacağı şey, diğerine boyun eğmek gibi geliyor, belli ki yakınlaşma yolunu engelleyen şey, güç.
32. ölümün son iyiliği bir daha ölmeyecek olmaktır.
33. kafası bir sürü kitaba gebe ve baş ağrılarının nedeni de beynin doğum sancıları olduğu düşüncesinde.
34. kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun ajitasyonu ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; ruhu kaplayan deridir.
35. kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?
kitabın sonundaki yazarın notu mutlaka kitabı okumaya başlamadan önce okunmalıdır. böylece hangi bölümlerin ve mektupların gerçek olduğu okurken bilinebilir. nietzsche'nin kendi eserlerini okumadan önce bu kitap okunursa nietzscne'nin düşünce biçimi hakkında bi fikir sahibi olunabilir.