when a stranger calls

entry5 galeri0
    1.
  1. orjinalini nasıl izlemedim dediğim, son yıllarda izlediğim en başarılı gerilim filmi. çocuk bakıcısı jill johson'ın yeni işi şehirden oldukça uzak, güzel ve kocaman bir evdedir. genç kız anne ve babayı uğurladıktan sonra çocukları yatırır ve bu kocaman evin keyfini çıkarma niyetindedir.

    evdeki sessizlik telefonun çalmasıyla bozulur. arayan garip ve ürkütücü ses jill'e çocukları kontrol etmesini söyler. ard arda gelen aramalarla jill endişelenmeye başlar ve numarayı takip ettirmeye karar verir. arayanın evden olduğunu öğrenince şok olur ve henüz tanışmadığı bu yabancının kötü planları jill'i esir almak üzeredir.~: http://www.beyazperde.com/film/2992 ~

    başarılı bir kurgu, parmak ısırtan oyunculuk performansı, sürükleyici ve gerilimin bir an bile düşmediği bir hikayöreröreröre eeehhhhh.

    evet bunları demek isterdim açıkçası. daha güzel övgülere mazhar olsun isterdim. ama yok, mümkün değil.

    şimdi giriş cümlesiyle tekrar başlamak lazım bu filmin eleştirisine:

    telefondaki yabancı hayatımda izlediğim en boktan filmler listesinde ilk onda zirveye çok rahat oynayabilecek bir film. gerek kopuk ve mantık hatalarıyla dolu hikayesiyle, gerek saçma sapan oyunculuk performanslarıyla, gerek milyon kere kullanılmış klişelerin büyük bir afiyetle değiştirilmeden kullanılmasıyla, gerekse uykumu getirecek kadar sıkıcı olmasıyla, boktan sıfatının bile aşırı bir övgüye kaçacağı bir film.

    zaten bu tür klişe türlere, deneysellikten, yeniliklere açık olmamasından ve sadece popülist kaygılarla (hollywood demek zaten bu demek ya) çekilmiş olmasından dolayı sıcak bakmayan ben, yine de ısrarlara dayanamayarak filmi izledim. zaten kurgu ve hikaye akışı aşağı yukarı diğer örneklerindeki gibi olan bir film olduğundan pek de yeni bir şey görmeyeceğimi biliyordum, ayrıyeten filmin tamamen spoiler olan fragmanı ve tanıtım metinleri de filmde pek de izlenebilir bir yan bırakmamış. yine de para verip izledim.

    evet tahmin ettiğim doğrultuda ve kurguda ilerliyordu film. aynı klişeler, yanıp sönen ışıklar, mistik heykeller, en baştan öleceği belli olan fıstık gibi kızlar, bu kesin ölür zaten dedirten yaşlı kadın, gerici bir müzik (yobaz anlamında değil lan, ilahi çalmıyor filmde)...her şey tam beklediğim gibi, eksi heyecan derecesinde ilerliyordu.

    e tamam o zaman niye bu kadar sinirlendin bu filme, zaten beklediğin gibi bir filmmiş dediğinizi duyar gibiyim.
    hayır yanılıyorsunuz. ben bir sinema filminden ilk başta yenilik beklerim, bir deneysellik beklerim. bu yoktu. o yoksa özgün bir hikaye beklerim. bu da yoktu ki zaten film eski versiyonun yeni çekimi. o da yoksa iyi bir oyunculuk performansı beklerim. buna değinmek istemiyorum zaten, emrah bakışlı, kalın kaşlı kormak isteyen ama korkamayan kız modeli sinirlerimi iyice bozdu. tamam bu da yoktu, bütün bunlar yoksa, hikaye ne kadar boktansa bile o hikaye de tutarlılık isterim.

    ulan sen bir hikaye yazmışın, bakkalın veresiye defterinden daha kopuk, daha düzensiz.

    ilk sahnede cinayet mahalline giden polis şefi, eleman polise cinayet aletini sorar ve eleman polis de ilk sahnenin son sözünü söyler ki bu cümle o sahnenin en önemli cümlesidir: "zaten garip olan da bu ya şef, cinayet aleti yok". "hobaaaaaaaaaaa" evet, seyirci olarak gerildik, çünkü önemli bir ayrıntı. bu ayrıntının ileriki aşamalarda kullanılması elzem diye düşündük. demek ki bir katil var ve bu katil öyle bir katil ki cinayet aleti filan yok, ama ortada kan var (evet evet kan vardı cinayet mahallinde) bu demek oluyor ki biz bu katilin ortada neden cinayet aleti bırakmadığını ileriki dakikalarda öğreneceğiz. haydi tekrar "hobaaaaaaaaaaaaa". gerilim artıyor. bok artıyor. hiç heveslenme seyirci. ileriki dakikalarda, bu ayrıntının esamesi bile okunmayacak, önemsiz bir ayrıntıymış, boşuna gaza geldin eşek gibi. boşu boşuna gerildin. sakinleş bakayım şimdi.

    kalın kaşlı emrah bakışlı kız, koşu yapmaktadır. ama dikkatini toplayamaz çünkü alt katta en yakın kız arkadaşlarından birisiyle öpüşürken yakaladığından beri eski sevgili sıfatına bürünen eleman şuursuz ve fütursuzca basket oynamaktadır. sonra aralarında konuşmalar, kendini affetirmeye çalışmalar filan geçer. sonra da kız bakıcı olarak eve gidince de çocuğun onu araması için bizans oyunları yapar. çocuk onu arar, onunla doğru dürüst konuşamaz, bağlantı kesilir filan. "hobaaaaaaaa" der seyirci. çünkü çocuk hikayede kilit bir noktadadır. yoksa kız onu aramazdı. bak bir de bağlantı da kesildi. kesin eve gelir bu çocuk ve hikayenin önemli bir kısmında rol alır. zaten ona ayrılan ve hikayenin akışına sokuşturulan bu süre zarfından ve yarım kalan bir olaydan işkillenen seyirci bundan emindir. çocuk hikayeye gerilim yüklü bir anda dalacaktır, öyle olması gerekir. haydi tekrar bir "hobaaaaaaaaaaa" gerilim artıyor, dikkat hayati tehlike, yüksek gerilim. bok. elle bir şey olmaz. çocuk hikayenin geri kalan kısmında tek bir karede bile görünmeyecek. lan madem görünmeyecekti ne bok yemeye o kadar kırık kalpler, zavallı köpek gibi aşıklar kohseptini soktun araya. zaman mı doldurmaya çalışıyordun. internette bir sürü komik video var aslan, girseydin komikazeye onlarla doldursaydın boşlukları. hem biz de eğlenirdik.

    iki nokta yeterli heralde ne demek istediğim hakkında, yeteri kadar açıklayıcı. zaten filmin geneli böyle bir temel üzerinde. ilkokul müsameresi tarzında, bin bir ayrı skeçten oluşmuş gibi. her şey kopuk kopuk, birbirinden alakasız. hababam sınıfı yıl sonu müsamereleri kesinlikle daha bir bütünlük içerisindedir.

    tür filmleri başta da dediğim gibi klişeler üzerine kurulmuştur. ama sen bu klişeleri bile doğru dürüst kullanamıyorsan, seninle dalga geçerler, orta malı olursun. en son örneği beyza'nın kadınlarıydı bunun için. eğer bilmiyorsan, tür filmine girişmeyeceksin.

    haa, sanki ya bu zaten eski filmdi dediğinizi duyar gibiyim. her eski film güzel filmdir demek değildir. ben bu filmi 1979'da izleseydim yine aynı yorumu yapar, yine yerden yere vururdum. ama tabi o zamanlar sözlük gibi bir komünite olamayacağından anca arkadaş çevremde laga luga yapardım. ama fikirlerim değişmezdi.

    yahu düşünüyorum da; bre angut yönetmen, tamam filmi çektin de bir kez bile mi karşısına oturup filmi izlemedin? nasıl bir mide var ki, bunu insanların beğenisine sundun? filmin elle tutulur hiç bir yanı yok, pazardan alınmış lastikli don eminim ki daha bir gerginlik yaratır, ne de olsa lastik.

    efendim uzatmaya gerek yok. sonuç olarak, daha uygun bir şeye, hatta kendimi geliştirebileceğim bir kitaba harcanağı yere zayi olmuş bir kaç ytl ve kendimi geliştirebileceğim veya güzel havanın tadına varabileceğim bir buçuk saatimin içine sıçmış boktan bir filmdir bu. tavsiyem şudur: bu filmi izlemeyin, yanından bile geçmeyin, izleyecek bir yakınınız varsa ona mani olun. sevaba girersiniz.

    haydi dua ile bitirelim yazıyı: ben bu filmi çekenin de, yazanın da, yapanın da, piyasaya sürenin de, bile bile gidip izleyenin de taaa yedddi cedddine selam edeyim. amin.
    1 ...
  2. 2.
  3. günümüz korku filmlerine kimi sahneleri ile ilham kaynağı olmuş 1978 yapımı bir klasiğin yeniden çevirimi.
    0 ...
  4. 3.
  5. filmi izleyipte ' ayy bu cok klasik korku sahneleri ' gibi artistlik yapmayıp, adam gibi korkularak izlenen, geriliminin düşmediği film. korku filmlerinde anlam yüklenip beklentiye girmek tabiki hatadır bu filmdede aranmamalıdır izleyin iyi gerim gerim gerilmeler..
    0 ...
  6. 4.
  7. en güzel sahnesi şöyledir:
    telefon çalar, sapık: çocukları kontrol ettin mi?
    kız üst kata çıkar, çocuklara bakar, ardından bir telefon daha,
    sapık: çocuklar nasıldı..
    1 ...
  8. 5.
  9. yapım yılı 2006 olan, 5 sene evvel izlediğim film. sağlam gerilmistim onu hatırlıyorum. ama klişelerin bokunun çıkarıldığı bir film söylenilenler doğru. hani gerilim dolu bir sahnede, şu kişi kesin ölecek dersiniz ya o tarz atmosferi vardı.

    konu:
    --spoiler--
    jill diye liseli bir hatun zengin bir doktorun evinde çocuk bakıcılığı yapar. ev dedigime bakmayın saray. ancak bu ev şehir dışında gölün kenarında ıssız bir yerdedir. o günde doktorun özel bir geceye katılması gerekmektedir. evdeki şifreleri jill'e gösterir ve gider. gecenin ilerleyen saatlerinde jill'i telefonda bilinmeyen bir yabancı arayıp rahatsız etmeye başlar. üstelik sinyale göre arayan kişi evin içindedir. jill için korku dolu anlar başlamıştır..
    --spoiler--
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük