efendim ramazan dolayısı ile oruç idim o gün. iftara 1 saat 31 dakika kala fırına doğru ilerledim. ocakta pişen yemeğimin altını kısmıştım tabi. iftar münasebetiyle etraf, özellikle de fırın kalabalık idi. ben de kalabalığın arasına karışıverdim ve pide kuyruğuna girdim. o sırada necla ablayı gördüm. aramızda şöyle bir diyalog geçti:
-selamın alekyüm necla abla!
+ve aleyküm selamwhatthefuckareyoutalkingabout kardeş! nasılsın?
-hamd olsun! seni sormalı?
+çok şükür iyiyim!
-geçen gün sizin kızı bu kuyrukta ellemişler galiba necla abla...
+evet, evet! öyle olmuş. yahudiler ramazan pidesi almak sebebiyetiye kuyruğa girmişler. kuyruğa girerken bizim kıza da girmişler.
-tövbe estağfirullah necla abla. o nasıl bir laf öyle! yüce rabbiniz korumuş kızını çok şükür! namusuna zarar gelmemiş.
+öyle ya! ben de onun için dua ediyorum yüce yaradana! kızımı taciz değil de tecavüz etselerdi nasıl temizlerdim namusunu? nasıl everirdim onu o pis yahudilerle?
-artık namazında niyazında, helal sütü emmiş biriyle evlendirirsin kızcağızı değil mi necla abla?
+alt katımızda oturan marangozla evereceğim kızımı zaten.
-geri kafalı! (sessizce demiştim halbuki)
+cehennemde cayır cayır yakar seni allah! nasıl laf o? zaten allah-u teala celle celalü siz atesitleri yakacak öteki dünyada! sen de gel müslüman ol, gel! beş vakit namazını kıl!
-ağzının ortasına banyo terliğiyle vurarım necla abla ya! ateistin ne işi var namazla? bana oruç tutturtabilirsin ancak namaz kıldırtamazsın!
+evladım ben sana silah zoruyla mı oruç tutturuyorum? bu arada saat başı bu pidecide görüyorlarmış seni. pideyi çok seviyorsun galiba.
-ehe ehe! evet!
+siktir git! insanlara namahrem yerlerini sürtüp kendini mi tatmin ediyorsun?
-ohaaaaaaaa!
neyse ki necla abla pidesini alıp beni fırında yalnız bırakmış idi. korkulu gözlerle etrafıma bakındım. etrafımda tanımadığım pek çok insan var idi. çok şükür çarşafımı giymiş idim. kimse bana zarar veremez idi. iki pide istedim fırıncıdan ve koşarak evime geldim. ocaktaki yemeğim yanmamıştı çok şükür. evi kontrol ettim. her şey yerli yerinde idi. televizyonda her zamanki gibi stv açık idi, sofra kurulu idi, salata hazırlanmış idi. iki rekat namaz kıldım ve 15 dakika sonra ezan okunuverdi. ezanın okunması dolayısı ile "bismillahirrahmanirrahim" diyerek, mekke'den gelen hurmalar ve zemzem suyu ile orucumu açtım. elhamdüllilah diyerek sofradan kalktım ve 13 rekat namaz kıldım. hatta peygamber efendimiz için 2 rekat daha kıldım. allahu teala için 2 rekat daha kıldım. dayanamayıp, kendim, müslüman kardeşlerimiz ve uludağ sözlük yazarları için de 2 rekat kıldım. tam secdeye varır iken kapı çaldı. namazımı yarıda bırakıp kapıyı açtım...
sevgili günlüğüm,
geçen gün erkek arkadaşımla sinemaya gittik. korku filmine tabi ki. izlediğimiz film hiç korkunç değildi; ancak ben filmin her sahnesinde, korkmuş gibi davranarak ona bacağımı, kollumu falan sürttüm. en azından sürtmeye çalıştım. çok heyecanlıydı. bana karşı isteksiz gibi sanki. sürtmelerime karşılık vermedi hiç. bilmiyorum, neden? zaten ben zall'a aşığım şu sıralar. aslında şu anki sevgilim (emre) çok da umrumda değil hani...
"bütün dünya duysun I love you zall!" emre sen de duy bunu!
sevgili günlüğüm,
o gün, annem mini etek giyip, otobüse bindiğinden dolayı dayak yemişti(babamdan) ve evden gitmişti. çok üzülmüştüm. bazı kırolar, sorunları dayakla çözebileceğini sanıyordu o yıllarda. sanırım hala tükenmemiş nesilleri bu tip insanların. insan dedim, pardon! kıro falan demeliyim değil mi?
efendim her neyse!
eğer etrafınızda bu tip öküzler/kırolar/kuş beyinliler/yobazlar var ise mutlaka elinize bir 88'lik alın ve onları vurun! serbesttir!
sevgili günlüğüm,
bugün tuvalete girdim ve kilodumda kan izleri gördüm. çok korktum. adet olduğumu anladım tabi sonra. 30 dk. boyunca tuvalette oturdum düşündüm. ne yapmalıydım? bunu anneme söyleyemezdim. pede ihtiyacım vardı; ama annem ped kullanmıyordu. hem nasıl ped kullanmam gerektiğini bilmiyordum da zaten. birkaç parça tuvalet kağıdı koydum kiloduma. tuvalletten çıkıp, ders çalışmaya başladım. sonra dışarıya çıkmak zorunda kaldım. sokağa çıktım. tuvalet kağıtları, ben yürürken kilodumda sabit durmuyordu ve biraz daha yürürsem yere düşecekti. çok utandım. biri fark edecek diye içim içimi yiyordu. zar zor eve geldim. kilodumu yıkadım. çamaşır sepetine attım. tuvalet kağıdını da yok ettim. siyah kilot giydim. böylelikle kan lekeleri belli olmayacaktı.
bu durumu bir süre arkadaşlarıma ve anneme söyleyemeyeceğim gibi günlüğüm. şimdi yatmalıyım... iyi geceler!
sevgili günlüğüm,
uzun süredir mide ağrıları çekiyorum. ciddi anlamda kötüyüm sanırım. hayır, hayır mide bulantısı değil bu. doktora görünmemde fayda var.
sevgili günlüğüm,
ekşi sözlüğe üye oldum dün. hala çaylağım. evet, 2 gün oldu; ama bu 2 gün benim için çok zor geçti. tam da hayattan soğumuş iken ekşi sözlükte yazar olmaya ihtiyacım var.
seks hayatım vasat durumda, mutsuzum. (hayır aldatılmadım.) entry girmekte zorlanıyorum. hatta sözlüğe uğrarken sanki yapmam gereken daha önemli işlerim varmış gibi geliyor.
hala her erkeğe aşığım; ama aşkın geçici olduğunu anladım bir süre önce. bence en kısa zamanda evlenmeliyim. ha bir de bir arkadaşım evlendi geçen gün! (kıskanmadım hayır!) kendimi yalnız hissediyorum. hala düzenli bir hayatım yok! birayı fazla kaçırıyorum vs.