bu süreci ben başlatmıştım. gençliğinde komünist nefer bir babanız varsa, ve gençliğine dair videoları seveceğini düşünerek bak sizin tayfadan diyerek belgesel tadındaki videoları izlettirdeysiniz; artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
solitaire oynamaktan öteye bilgisayarla başka bir münasebeti olmayan, yavaşlığından ve tıklarken mouseu sabit tutamamasından çift tıklama özelliği olmayan bir ebeveyndi. kaçırdığı günlük siyasi konuşmaları, geçmişten gelen gençliğindeki fraksiyonların görüntüleri ve benzeri haberleri beraber izlemeye başlamıştık facebook'ta. hiçbir sıkıntı yoktu, beraber film izlemek gibiydi; en büyük sorun altyazıyı okurken filmi izleyemediği falan olmalıydı. yine video izlemeli bir akşamda, videoyu durdurup çişimi yapmak için kalktım. döndüğümde, dönmemi beklemeden başlatmıştı videoyu. ne kadar kaba bir tutum dediğinizi duyar gibiyim. ama sorun bu değildi, sorun videoyu nasıl başlattığıydı. o an gidişattaki terslik canımı sıksa da üzerinde çok durmadan "vaay bu gelişmeyle artık solitaire'da oyun kapatırsın ha" diyerek gülüştük, geçti.
bir gün eve geldiğimde benim facebookumu açmıştı, ve kurcalıyordu. bu demek oluyordu ki, çift tıklamayı da öğrenmişti. süreç çok hızlı gelişiyordu, bir sonraki adımda başıma neler geleceğini kestiremiyordum. korkutucuydu. gel dedi, gel şu adamın sayfasını aç bana güzel konuşuyor bu adam dedi. gel dedi, sayfa dedi, aç dedi. takipleşmekten bahsetmesinden korkmaya başlamıştım.
telefonum çaldı. çocukluk arkadaşım aramıştı. "mehmet amcayla arkadaş olduk ahhhgdhagsd" dedi. mehmet amca kim lan dedim. baban lan baban dedi. benim mehmet amca diye bir babam yok artık deyip suratına kapattım telefonu.
kimdi bu adama yardım eden, boyundan çok büyük bir işti bu. üyelik maddelerini doldurmak, e-mail hesabı almak, başvuru yapmak. bunları tek başına yapamazdı. uzunca araştırmalarımdan sonra tüm işaretler ablamı gösteriyordu. kendisi bir tiyatrocu, yozlaşmış ve idealistliğinden uzaklaşmış bir tiyatrocu olarak çok ünlü olabilmesine karşın ilerde sansasyon yaratmasın diye kendi facebookunu kapatmıştı ve aslında facebookta varken yaptığı seri beğenicilik hayatını çok özlediğinden babamın üzerinden buna erişmeyi amaçlamıştı. durumlarımı beğenen ve yorum yazan bir mehmet amca, düşünülür gibi değildi.
hala arkadaşlık isteğini yoksaysam mı diye bekletiyorum.
watsapp iletisi: kalkın ey felah-ı vatan dediler kalktık, herkes oturdu biz ayakta kaldık.
watsapı keşfeden baba iletiyi görür: kalk su getir desek kalkmazsın felah ı vatan mı oldun deyus...
online oldugum saatleri sorgularken caktirmadan ders calisip calismadigimi anlamaya calisan babam, babalarimiz.
son gorulmeyi kapaticam hepimiz rahatlayacagiz.
bir de sanki surekli mesaj geliyormus gibi whatsapp'i acip duruyor, oysaki tek konustugu benim.
he bir de bu babalar * yerine )))))))) kullanirlar.
yerim onu cok seviyorum.