bin bir hile ile iflasın eşiğine sürüklenmiş çiftliğin sahabısı yaşlı conun güzel ve taş kızıdır. olaylar bu taş hatun etrafında döner. kasabanın kötü ve zengin adamı hem çiftliğe hem de güzel kıza göz koyar. hem ticaret hem ziyaret hesabı.
ancak delikanlı kahramanımız hem çiftliği hem de kızı kurtaracaktır. sonrasında çiftliği çalıştırıp para kazanacak hem de taş gibi hatunu bi ömür tokmaklayacaktır. mantıklı!
güzel olmak suç mu be? güzel olmak suç değilse bile bu kadar güzel olup, öylesine onurlu ve duruş sahibi olmak suçtur ama western güzeli.
satırlarıma, başlığın kahramını olan daş ötesi hanım kıza aşk itirafı niteliğindeki kelamla başlamak istedim.
babası desiseyle hileyle belki de seks yahut kumar düşkünlüğüyle canııııım çiftliği kaybetmiş ve neticesinde nalları dikmiştir.
bu hanım kız ise, tek başına kalmış, bir başına yılbaşına girmiştir. bu arada, gözü ammma çiftlikte ammaa bu taş hanımda olan zengin kasaba baronları her türlü ibneliği yaparlar. işte tam o sırada, esas oğlan devreye girer, "eee skerim ulan alayınızı. çiftlik de benim manita da benim. 30 yaşına geldik ordan oraya perperişan dolaşıp duruyoruz. manitaya bak ananskkiii. yedirmem lan!" der ve alayına giderini yapar.
filmin sonunda ne olduğunu hepiniz biliyorsunuz. esas oğlan tüm baronları öldürür ama kendi de ölür. kasabanın korkak ama yakışıklı çocuğu gelip hanım kıza kayar çiftliğin parasını da yer. işte mutlu son diye buna derim azizim.
