-Werther? Werther?! Werther, ordaysan ses ver seni lanet olası?!
-Burdayım ya da değilim.Doğrusunu söylemek gerekirse bilmiyorum.
-Şimdi felsefe yapmanın zamanı mı hadi hazırlan.
-Felsefenin zamanı olmaz diye hatırlatmadan geçemicem.Neyse hangi cehenneme gidiyosan git.Seninle beraber yanmayacağım çünkü.
-Cennete gitseydim seni yanımda götüreceğimi mi sanıyordun budala şey.Neyse.Yürü hadi laf salatası yapma.
-Neden gidiyoruz öyleyse?
-Tanrı bizi buradan kovdu genç adam.
-Tanrıyı dinleseydim şuan yanımda sen değil huriler olurdu(böhöhö) hem sen nerden biliyorsun ?
-Belki bizi kovan tanrı kıçımıza son bir tekme daha vurmamak için önceden haber vermiştir ha dostum ne dersin? Olamaz mı? Olabilir.Şimdi hazırlan da gidelim bu izbe yerden.
-Gittiğimiz yerde şiir yazabilecek miyiz Joseph? Tanrı buna izin verir mi peki?
-Kalbin izin verdikçe Tanrıya söz hakkı doğmaz.içinden izin al Werther içinden
Kalemi hızla eline alıp bir şeyler karalayan Werther kendinden geçer adeta;
-Werther iyi misin?
-Sanırım.Sadece buradan gitmeden önce içimden son bir kez daha izin aldım Joseph.Ne olur ne olmaz, olur da sığındığımız yerde yazamazsam bu yazdıklarımı yak gözlerimin önünde.
-Sebep?
-Şiirleri içimden izin alarak yazdım ve onlar benim içimin bir parçası.Eğer yandıklarını görürsem taşlaşmış kalbim tekrar harekete geçer.içim yandığındaysa yeniden şiir yazabilirim.
-Ah Werther.. Genç adam,seni ahmak..Bu kadar iyi olma.