Uzaklarda, sakinlerinin Kore Savaşı'ndan zerre haberleri olmadığı bir köy. Bu köye gelen düşman Kuzey ve Güney Koreliler, bir de Amerikan pilotu. Çiğnenen kardeşliğin üstelik de ırka bakmadan yeniden bina edilmesi. insan olmanın o kadar da zor olmadığının hatırlanması. Güldüren ve hüzünlendiren güzel bir Güney Kore filmi.
harika bir film. ülkede iç savaş var. kazana 1 Amerikalı pilot, 3 Kuzey kore askeri, 3 Güney Kore askeri koyup, bir tutamda medeniyetten uzak bir dağ köyünde yaşayan köylü eklemişler. tadından yenmiyor desem yeridir. bir nevi "cephede piknik".
kısaca "savaşmasak bu dünyada, hepimize kadar yetecek kadar domuz var" mesajı veren film. ayrıca adı neyse "deli kız" performansıyla göz doldurmuştur. filmdeki mısırların patlama sahnesi de muhteşemdir. izlenilesi filmdir.
Yönetmenliğini KwangHyun Parkın yaptığı 2005 yapımı güney kore filmi. savaşın anlamsızlığı üzerine absürd bir film. çok eğleneceksiniz, beklediğinizin üstünde bir doyum sağlıyor.
kore savaşı sırasında dongmakgol adlı köyde yolları kesişen bir grup kuzey ve güney koreli askerin köye bağlanışını anlatan harika bir film. filmin sonuna kadar sırıtarak hatta yer yer kahkahalar atarak izledim.
--spoiler--
köyün tüm modernizmden uzak, doğal ve buram buram samimiyet kokan havasını koklarken insanların güleryüzünü ve aynı zamanda abd askerlerinin vahşi tavırlarıyla emperyalizme göndermeler yapmış başarılı bir filmdir.
bir çok sahnesinde kahkaha attım ama özellikle halk orduları subayıyla düşman olduğu güneyli komutanın birbirlerini farketmeyerek aynı yerde sıçmaya başlayıp sonra birbirlerini farkettikleri sahne yardı resmen
izlediğim en güzel kore filmlerinden biri. hak ettiği ilgiyi pek görememiş gibi. Sorduğum sinemaseverler bu filmden bi-haber.
Dağların arasında bir köy ve savaştan silahtan haberi olmayan masum köy halkı. Film ikiye bölünen kore'nin kendi savaşı komik ve bir o kadar da alaycı bir şekilde anlatıyor. filmin çekildiği yer o kadar güzel bir yer ki tam bir görsel şölen var. teknik açıdan da eksiği pek yok gibi. Yönetmen kwang-hyun park anlaşılan iyi bir iş çıkarmış. Yönetmenin bu filmden sonra başka bir film yönetmemesi de işin ilginç yanı.
filmden alıntılar:
köylü suratına dayanan namlu ucunu kastederek:
bu nasıl bir kutlama? çubuğu insanın suratına iterek.
...
- bu nasıl oluyor? köylüleri sesinizi yükseltmeden kontrol altında tutabiliyorsunuz?
bu muhteşem liderliğin arkasındaki gizem ne?
+ onları çok dolduruyorsun.
...
çok güldüğüm sahneden bir alıntı:
- domuzlarla ne yapacağız?
+ yakalayacağız.
- nasıl?
+ neyden endişeleniyorsun? dinleyin.domuz göründüğünde, boynunu sol elinle tutacaksın gözüne üç kez
sağ elinle vuracaksın. sonra gözü mosmor olacak evine öyle gidecek ve arkadaşlarına, dongmakgola gitmeyin,
orası korkunç bir yer, diye anlatacak. böylece asla geri gelmeyecekler! sen olduğunu farz et;
gözüne üç kez vursam sen ne yaparsın?
- tüm erkekleri yanıma alıp geri dönerim!
+ öyleyse öyleyse onlara vurmamalıyız! hepsi geri gelirse, gözlerini morartamayız.
bir film ne kadar ilgi çekici olabilir? bir film nasıl sizi içine çeker? bir film nasıl hem güldürür, hem ağlatır, hem düşündürür? bir film izlerken sizi nasıl ters yüz eder? filmi izlerken şekilden şekile girersiniz. ağlarsanız önce bir dakika geçmeden kahkayı patlatı verirsiniz hep bu dengesizlikle izlersiniz. film biter aklınızda o masalımsı, ütopik köy kalır. birde karşı karşıya savaşanların birlikte verdikleri mücadele. aslında dongmakgol size savaş ne mnskym der, o ne der. iki düşman askerinin, o trajikomik sahneleri izlerken. aslında çok gereksiz der savaş. barış, huzur, dostluk, paylaşmak var hepimiz biriz aslında der. gerçekten öyle hissedersiniz ama aslında dongmakgol'un hiç var olmadığı gibi bu fikirlerde var olmayacaktır. aslında bir yandan evet savaşsız bir dünya olabilir der ama dünyada hiç var olmayan dongmakgol'da...
''bu neyin kavgası/savaşı böyle; hepimiz insanız, kardeşiz'' tadında bir alt metine sahip film. yer yer tebessüm ettiren ve iç burkan detaylarla bezeli.