fringe dizisindeki aşmış karakter. dizinin sonunda bütün olan bitenin, zft'nin fln başının o olacağı gibi bir his var içimde. "precognition" diyelim geçelim.
ikinci sezon ilk bölümde oğlu peter'a olay yerinden ölüyle birlikte ambulansın arkasında ayrılıp ayrılamayacağını sorduğunda evet cevabı alınca pişmiş kelle gibi sırıtan, hemen akabinde peter'in ilaçlarla oynamak yok ikazını duyunca peter'a dünyanın en kötü bakışını fırlatmış ve bizi gülme krizlerine sokmuş olan fringe karakteri. kuvvetle muhtemel önümüzdeki sene emmy için en büyük adaylardan biri.
Cok fena acayip ve aylar onceden senaryonun dogru tahminidir.
--spoiler--
--spoiler--
butun olan olaylarin sorumlusunun o olacagi dusunulen sahane profesor. anlasilan odur ki, oglu cocuk yasta olmus, onu geri getirebilmek icin paralel evrene gecisi bulmus ve oglunun oradaki halini dunyaya getirmistir.
--spoiler--
--spoiler--
durup dururken orgazm olan ve bunu yüzünde o anın rahatlamış mutlu surat ifadesi ile çevresindekilere söyleyebilen aşırı bilgili fantastik bilim adamı.
insanı hayran bırakıyor tamam. normal insanlar gibi olmayan zekasına ve kişisel algısına saygı duymamak elde değil. ama bu adamın çocuksuluğu ve tontonluğu daha çok bağlıyor insanı diziye. john noble öyle bir oyunculuk katmış ki karaktere, adam hüzünlendiği anda acıma duygusuyla izleyen de hüzünleniyor. oğlunun güvenini kazanma çabası ve eskiden yaptığı deneylerin insanlara zarar vermesinden ötürü duyduğu vicdan azabı ve burukluk öyle güzel yansıtılıyor ki bizlere, insan kocaman sarılıp hüngür hüngür ağlatmak istiyor adamı omzunda.
büyük zekasının yanı sıra istemsiz olarak süper espriler yapabilen birisidir kendisi. s1e10 dan;
--spoiler--
peter bishop sayılar hakkında bir şey hatırlar ve babasına sormaya otel odasına döner olivia ile.
peter: walter wake up, walter. hey, this is important.
walter: oohhh. (olivia yı görür) ovvvvvvv. do you two want to use the room ?
--spoiler--
bilinmeyen bir teknolojinin ürünü olan bir hasar görüldüğünde "kesin zamanında üstünde çalışmıştır" denilen kişi. zira dizide -özellikle ilk sezon- ne zaman garip bi alet ya da bir etki görsek adam eski notları karıştırıyor ve "ben bunu biliyodum aslında ama unutmuşum" deyip olayı çözüyor.
harvard'ın bahçesinde cigarasını tüttüren, beyninden parçalar alındıktan ve akıl hastanesinde yattıktan sonra düştüğü durumu çok içerlediğim bilim adamı. saygı duyun şu adama azıcık! tıp, mühendislik, kimya... her türlü bilgi mevcut bu adamda. üzmeyin abimizi. ah şu beyninin parçalarını yeniden yapabilseydi... seviyoruz bishop reyiz.
tüm sezonları son 3-4 gün içinde izlediğimden artık dedem kadar yakin gördüğüm deli-dahi karakter. acayip kanım kaynadı kendisine. bilhassa astrid ile olan konuşmalarına hayranım.
güldürdüğü kadar bir o kadar da ağlatmışlığı vardır kendisinin.
geçen gün mahalleden şikayet geldi, dediler bu adam çok acaip deneyler yapıyorlar, ben de durur muyum, koştum gittim deney yaptığı yere, bir de baktım koca bir inek duruyor içeride, pe-hey yahu dedim ortalık bok götürmüş ne deneyi allasen dedim, ya yok dedi, bilimsel şeyler dedim, dedim sen ne kadar bilimsel olabilirsin, yaptın mı bi zaman makinesi dedim, böyle suratıma bakıyor, yok yapmadım dedi, dedim ne yapayım ben şimdi, ehem mehem gülüyor, yaşlı da bi'şey, ses etmedim çok ama o hayvancağızı çıkar oradan dedim. yazıktır dedim. peki abi dedi.