sınıfın üçte biri tenefüste sınıfta walkman dinler.sınıfın yarısı tenefüste pc, bluejean veya chip okur. kimi beraberinde kaset çevirmelik tükenmez kalem getirir.kasetleri kurşun kalemle çevirmeye çalışsan kaset kalemlerin kenarlarını yemeye çalışır.
Şanslı nesildir. Doyumsuzluk nedir bilmemiştir aksine bişeyleri bekleyerek ve bunun için çaba sarfederek kazanmış olmanın eşsiz tadını bilendir. Kimileri ne alaka diyebilir. Naçizane kendimden pay biçerek yorumlandırdığımı ifade etmemde fayda var.
aralarında bulunduğum cağnım nesildir. arkadaşlar bir tur verirse dinlerdik işte lan fakirlik o biçimdi * küçüktük o zaman nereden alacan olm babaya anaya eziyet ettirip aldırmazdık biz 80-83 arası doğanlar anlar beni.. öyle oyuncak delisi şımarık nesil değildik elimize ne geçerse onu oyuncak yapardık..
çok sonralardan içimdeki ukte dolsun diye aldım ama. gollum yüzüğü ele geçirince girdiği triplere girdiydim lan hala saklıyorum o aleti *
biz küçükken köyde bir statü belirtisi idi: walkman. ama bizimkisi çakma walkman. aslında walkman değil sadece radyo çalıyor. ben bu aygıtı almak için tam bir ay para biriktirmistim. yemedim içmedim ve bir ay sonunda tam 4 milyon tl* birikirmiştim.
pazar bizim köyde cumartesi günü kuruluyordu ve bu cumartesi hepsinden daha farklı idi. artık ben de bir radyo çalar -bizim köyün walkmani- alacaktım. o büyük gün geldi çattı ve ben uzun süredir toplamış olduğum parayı satıcı abiye verdim ve walkmani mi aldım. alır almaz eve gittim ve hemen evin damına çıktım. malum köy yerindeyim ve o zamanlar bu kadar fazla radyo kanalı yok ve bu kadar da yaygın değil. pillerini yerlestirdim. kulaklıgimi taktim ve artık hazırdım. düğmesini çevirdim. sadece hışırtı sesi geliyordu. kanal arama otomatik diye bir şey yoktu. o çevirmiş olduğum yer ile frekansı ayarlayıp dinleyecektim. hiç bi skm bulamadım. haliyle dinleyemedim de...
Kulaklıkları uzun bardakların içine koyup hoparlör etkisi yaratmış, zayıflayan pillerin etkisiyle bütün şarkıcıları ruhi su edasıyla dinlemiş nesildir.