ben bir tekme ile nefesimin kesildiği bir anı hatırlayabiliyorum.
böyle bir acı yok. göğüs kafesime kadar her yerimin uyuştu.
sonrasında bir süre yerde yattım ve zor bela doğruldum..
Küçükken sandalyeye çıkıp betona zıplamıştım kafa üstü tabi denize balıklama atlar gibi kafam baya bi acımıştı, dikiş izleri hala duruyor nasıl kafa attıysam artık.
adını bilmiyorum fakat iltihaptan kaynaklı çiş yapamama durumu. yok böyle bişey, şu koca hayatta cidden yok böyle bişey, birkaç kez yaşadım öldüm filan sandım ben.
okulun bahçesinde bebeler top oynuyordu.. birden top önüme düştü.. ben de gayri ihtiyari topa gelişine voleyi yapıştırmak için vaziyet aldım.. yerin buzla kaplı olması ve ayakkabın iskarpin olması nedenlerinden ötürü ayağım kaydı.. dizim içe doğru döndü.. o an yaşadığım acıyı tarif etmem mümkün değil. uğunmuş, bağırmalarımı duyan müdür bile yanıma kadar gelmişti. o anı hiç unutmam.
(bkz: KONDROMALAZi PATELLA)
bacağımın iki yerden kırılması ve düzenli olarak devam eden migren ağrılarım olan acılardır. kırık bir kaç haftada geçti gibi ama bu migren adamın canından can alıyor(du). neyse onun da çaresini bulduk gibi çok şükür *
hayatımda çektiğim en büyük acıyı tam üç yıl önce gittiğim bir eğitim-araştırma hastanesinin* diş polikliniğinde yaşadım. çürümüş yirmi yaş dişimi çektirecektim. anestezi iğnesini yememle birlikte acıdan ölecek hale geldim. saatlerce sürdü ve ölsem de kurtulsam diye içimden geçirip durdum. bu acıyı yaşamamış olsam, böyle bir acının var olabileceğini bile tasavvur edemezdim. iki numaramda ise, bir yıl önce geçirdiğim bel ağrısı gelir.
1. (bkz: gut)
böyle bir acı yok. ayağınız kırılmış ama alçıya alınmıyor öyle bir acı düşünün.
1.95 adamım gözümden yaşlar geliyordu, ben böyle bir acı sızı duymadım.
2. uyuşturucusuz dolgu yaptırmak (kemikler çok sağlam olduğu için uyuşturucu etki yapmıyor bana)
Ben deniz doğa tutkunudur, dağ tepe trekking yapar ağaçlara tırmanmayı çok severim. Yine vurmuşuz kendimizi doğaya tam tırmanmalık olduğunu düşündüğüm bir ağaç gördüm ve başladım tırmanmaya. ilk adım güzel, tutunacak o kadar çok dalı var ki her adımda her dalı tutuşta zevk alıyorsun. Bi baktım baya yükseklerdeyim artık inme vaktidir diyip başladım inmeye anlaşılan ağaç beni bir an önce üstünden atmak için baya çabaladı. Bir anda kendimi ağacın dalı elimde yerde buldum sevgili sözlük; baygınlık geçirmeme mi yoksa hala geçmeyen belimin ağrısına mı yanayımyanayım bilemedim.