annemle odada oturuyoruzdur. annem ütü yapıyordur. ben dünya kupası maçı izliyorumdur.
anne: kim birinci götürüyor yarışı?
chaostheory: ne yarışı anne, futbol maçı izliyorum.
anne: ne maçı dalga mı geçiyorsun?
sonra anne televizyona bakar.
anne: aaa, ben formula 1 falan izliyorsun sanmıştım sesten.
vuvuzela bu diyaloğa sebebiyet veren, benim pek bir sevdiğim alettir. sesi hiç irite etmedi beni nedense.
türkler anlamadığım bi şekilde vuvuzelayı zurna ile karşılaştırıp durdu geçen sene. sanki zurnanın sesi çok güzelmiş gibi küçümsediler vuvuzelayı. zurnanında sesi kötü.
daha isminde meymenet olmayan bir çeşit borazandır. fifa önce bu zımbırtıyı dünya kupasında kullanılmasını yasaklamıştı ama daha sonra bunun afrika kültürünün vazgeçilmez bir parçası olduğu söylenince stadlarda kullanımı serbest bırakıldı ki bu sonun ba$langıcı oldu. bizim dünya kupasına gidemememiz bu açıdanda iyi oldu. bizde orda olsaydık eğer en az vuvuzela kadar dandik bir sese sahip zurna ve ritimsiz çalınan davul-zurna ve vuvuzela triosuyla desibel rekorları kırıp 6 milyar insana 2010 dünya kupasını zehir ederdik.
az küfretmedim kendisine. ama insan özlemiyorda değil hani. yoksa dünya kupasını mı özledim bilmiyorum. herşey gibi onu da unuttuk.
(bkz: o değil de bi bayhan ımız vardı ne oldu ona)
-hocam hiçbir şey yok içerisinde.
-olmaz mı... bağımsızlık var, özgürlük var. onun için çalıyorlar orada. alet olarak boş olabilir ama düşünce olarak öyle.
gecenin bu saati aklımıza gelsin de yok yere şahane küfürler edelim.
vuvuzela önemli aga, ramazan boyu yayınlanan yalanda kola reklamları kadar samimi ve en az o kadar rahatsız edici. amskym! ohhhşş. ara ara biri canlandırsın da küfür edelim buna.
türkiye futbol federasyonu 2010 dünya kupasında ünlenen ve türkiye'de de yayılmaya başlayan vuvuzela'nın stadyumlara alınması yasaklanmış bulunmakta. bence yasaklanmasada kimse öttürmezdi zaten herkesin beyni zikildi dünya kupası maçlarında.
beşiktaş - viktoria plazen maçının dönüşünde stad çevresinde, vuvuzela satan genç sayesinde ilk defa canlı olarak duyduğum enstürümandır. işte o ses galibiyet sevincime gölge düşüren, ses olmuştur.