--spoiler--
ver, ver ateşe. ver bizi.
bir iz bırak burada.
iz bırakanlar unutulmaz.
ver, ver ateşe evimizi.
bir iz bırak burada.
iz bırakanlar unutulmaz.
--spoiler--
aglatıpta gülenleri , terk edipte gidenleri
sevilip sevmeyenleri
sen affetsen ben affetmem....
ümidimi kıranları , bu dünyayı yakanları
dar günde bırakanları sen affetsen ben affetmem...
'dünyaya bir daha gelsem sevgilim
arar bulurum yine seni severim
cenneti degismem sacının teline
ömrümün yettigi kadar seni severim'
ferhat göcer'in son kasedindeki cennet sarkısının nakarat bölümü tam vurucu olmus.
...
deryalarımda batan her gemide bir kaptandı kalbim
derinlerimde şimdi şarkıların, ölüm nefeslerinde...
halimi sorma,
senden çok farklı durumda sevgim,
darmadağın çiçek bahçelerinde bal kalbini yorma...
ben prangalarıyla küçük bir kalbi yaşatmaya çalışırken,
dört yanım uçurumdu düştüğümde tutunduğumu sanma!
bıraktım kendimi,
olmadığın okyanuslarında dalgalarınla savaşırken,
sen halime hiç yanma...
bu kalbimin ilk pesiydi.
dünya dönmekten bıksa yılmayacaktım; ben kabus olsa da alışacaktım,
gözlerimi açacak, yelkenlerimi yakacaktım!
salacaktım kendimi, rüzgarlarının önünde koşacaktım!
kök salacaktım...
alacaktım başımı uzaklara,
kalbimi uçurtmalara takacaktım, onu da salacaktım güneşlerini tutsun diye
bütün şiirlerimi yakacaktım,
seni hançer gibi saplandığın bu yürekten atacaktım!
önemli değildi iki üç kadeh,
ve yıldızların nakaratlarını dudaklarına ellerimle sürmek,
kendimi sürgün etmek mapus kalbine müebbet bir sevgiyle...
çığlığıydı allah'ım yardım et kurtar omuzlarıma çok çöktü inan ki bu dert...
sert esti rüzgarlarımda poyraz,
meltemlerinden eser kalmadı,
güneş açmaz, derman yağmaz,
mecnun olsa leylayi takmaz,
devran-ı alemin içinde sen olmazsan zapt olmaz,
bu kalp göğüs kafesime sığmaz...
naz değil; az değil bu dert baz alınmaz,
kurak çeşmelere dert yan, sen çatlak dudaklarında mey akmaz,
ney çalmaz oldu.
gittin dağları erittin,
karanlık güneşlerim doğdu;
kan ağladım derilerim yol oldu,
yoldu saçlarımı.
garip bir ebabil kuşuydum, nereye uçtuğumu bilmeyen
ağır geldi yolculuğumda,
uçtuğum ufuklarda protez kanatlarım da kaldı,
kanlı gözlerimde umuttan eser kalmadı...
sustur şimdi susturabilirsen;
dudaklarımda volkan, içimde patlayan acına hep ağlayan sol yanımda pişman değilim inan!
her acının son bulduğu bir yerde ben,
sen ağlamaklı gözlerinle yan; cehennemlerimde yan...
So, so you think you can tell
Heaven from Hell,
Blue skys from pain.
Can you tell a green field
From a cold steel rail?
A smile from a veil?
Do you think you can tell?
And did they get you to trade
Your heros for ghosts?
Hot ashes for trees?
Hot air for a cool breeze?
Cold comfort for change?
And did you exchange
A walk on part in the war
For a lead role in a cage?
How I wish, how I wish you were here.
We're just two lost souls
Swimming in a fish bowl,
Year after year,
Running over the same old ground.
What have we found?
The same old fears.
Wish you were here.
oysa ki ozgurlugu secmek,
baska vucutlar sevmek,
bir sehri tam kalbinden,
beyninden vurup gitmek var aklimda,
bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor
"gelirsen severim" diyor
yagmur, yagmur
cok uzaklardan cagiriyor,
"gelirsen severim" diyor
*
belki bir başka yüzde
belki bir başka seste
seni yaşarım
belki bir başka tende
*
`için öyle sıkılır
kimse bilmez neyin var sen bile
olup bitenleri seyredersin öylece
yalnızsındır kabalıklar içinde`
kisme bilmez kim daha iyi bilir ki
bir ses vardır çözer her şeyi
yasaktır duyamazsın
bazen kendi gölgene basar
sendelersin ıssız sokaklarda
bir karayel eser
üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
boğazında yıllanır bir düğüm
umurunda mı zamanın
senin küskünlüğün
*
hani verdiğin sözler
hani ellerin nerde
hani huzur bulduğum
deniz gözlerin nerde
hani sen hep benimdin
şimdi nerdesin
nerde
*
seni sevdigimi unut
sevismelerimiz yalan
unut beni de her yalan gibi unut
o sevgiler ki yoktular
onlar umitlerimizdi
ne umitler yaslandi gel zaman git zaman
ayrildigimizi unut
yalnizliklar zaten yalan
unut beni de her yalan gibi unut
*
zülüf dökülmüşmüş yüze aman
kaşlar yakışmış yüze aman aman
bir kazma al
bir kürek aman aman
mezarımı kaz gayrı
beni sev, sev de anlama
dokun hisset, ne olur sorgulama
sakin beni yargilama
yapma, degistirmeye çalisma
ah vazgeçme, arzula, sev, oksa beni
üzme, ne olur üzme
ele geçirmeye çalisma hiç böyle beni
sen bana ben sana benzersek ne olur
nasil dayanir ki ask bu kadar ayniliga
beni neden sevdigini hatirla ne olur
o ilk günler nasil da askla sevisirdik
ask incelik ister canim, hoyrat olma
beni böyle sev, degistirme, bosver anlama
bir güç savasi degil bu, kendi haline birak
galibi yoktur ki hiç, ask bu unutma