bazı şarkılar vardır; defalarca dinlersiniz zevkle..beğenir ve ezberlersiniz hatta.. ama bir an, belki bir ayrılık sabahı dinlediğinizde size sanki daha önce duymadığınız sözcükler fısıldar.. yüz defa dinlediğiniz şarkıya sanki bazı sözler ilave edilmiştir.. ya da siz daha önce başka bir tat ta yaşadığınız için, yeni tadınız, yeni duyarlılıklar getirmiştir kulağınıza ve yüreğinize;
acımasız olma şimdi bu kadar..
dün gibi çekip gitme..
bıurak da sarılayım ayaklarına..
ezip geçme kum gibi.. *
ne olduğunu bilmediğim bir umudum var hala..
gözüm şişelere takılıyor, becerebilsem ne ala..
bugünlerde böyleyim..
yas denen şiirdeyim..
bir köşede gülüşün var..
sırtımda kanlı bıçağın..
hiç bir zaman duymayacağın..
duysanda anlamayacağın bir çığlıkla..
sana geliyorum.. *
anladım hala unutmamışsın..
suçluyum ne desen haklısın..
seni bırakıp gitmem hataymış..
deli gönlüm bunu şimdi anlıyor..
beni yine sar diyemem..
beni yine sev diyemem..
sevgimin hatrına birtanem..
hiç olmazsa selam ver.....*
birgün gelir de bir an çokca zamanlardan sonra
geri dönüp baktığında bilmem anlar mısın
o senin bir anının benim ömrüm olduğunu
ne çok sevildiğini, artık çok geç olduğunu **
...her an ölmek için yaşamak
kıyısında sarp bir uçurumun
uçmaya hazırım inan seninle..
yorgun kanatlar
açılsa yeni yolculuklara
uçmak ne güzel dokunabilmek bulutlara
bir tek ihanetin gölgesi düşemez
yaralarımı saran el girsede kanıma
herşeye hazırım inan seninle *
sen hiç mi bahar görmedin
yüreğin aşka sermedin
beni kovsan gitmem derdin.
yaban kokusuz yalancı
şehirde eskimiz yandı, gittin.
deva bulmam gözlerime değdin
şimdi kupkuru çöl gibi sözlerin
yaban kokusuz yalancı...
sana geldim, sona
sende yeryüzüdür gölde vuran
ey sularinin sonsuzluğu
bakişlarim demir altsın gözlerinin limanina
firtinalar yorgunu yüreğim sana
bütün sabahlarim sesinde ağarsin
keder tirmanmasin yüzüme bir daha sarmaşik gibi
öpüşlerin damlasin çöl dudaklarima
biliyorum yüreğim durgun sudur dindiğim
korku kiyilarimi sildiğim
sana geldim sustum ve yumdum
iki damla ateş düşürdğün gözlerimi
al uslandir korsan bedenimi
gece kanat çirpsin parmaklarimda
birbirimizden kaçiracak yerimiz kalmasin
birleşsin yağmur suyunda ellerimiz
birak öpüşlerim ağzini kapasin uzun uzadiya
susarak kalalim birbirimizde
sabaha söyleyecek söz birakmayalim
köpekler gibi haylayan acilarimiz sussun
sevda çözmesin kendini bizden
sularca gülüşelim yüreğim ali koysun gitmelerini
sana geldim sana
en kaynar su bile olsan ateşimi söndürürdün
yüreğine bir sorabilseydin bu zulümü bitirirdin
yangınına el olanın umutları od olur
bir ömür yangınsızda yanar yanar kül olur
sen hiç mi bahar görmedin
yüreğin aşka sermedin
beni kovsan gitmem derdin
yaban kokusuz yalancı
şehirde eskimiz yandı gitti.
deva bulmam gözlerine değdi
şimdi kupkuru çöl gibi sözlerin
yaban kokusuz yalancı
insani oturdugu yere sarki boyunca gomen sozlerdir:
bir sabah bos evinde usuyerek uyanacaksin
titrek kalbini eski mektuplara saracaksin
ben senle bir gunu bir omre kiyaslarken
sen benden bir haber baska kollarda uyuyormussun
olsun avuclarinda ben boynunda benim kokum
ben seni coktan unuttum
sen beni unutamayacaksin.
and i'd give up forever to touch you
cause i know that you feel me somehow
you're the closest heaven that i'll ever see
and i don't want go home right now