sıla'nın son albümünde seslendirdiği versiyonu tam bir rakı sofrası havası duygusunu geçirir insana. "salaş balıkçı"da hissedersiniz kendinizi. sesi de muazzam. sıla'yı sevmek için tek neden bile olabilir.
sıla'nın canlı performans olarak söylediği, albümdeki versiyonundan daha güzel olan şarkı.
albümdeki versiyonu sanki çok abartılı olmuş. ya da kulağımız ilk olana daha fazla aşina oldugundan tuhaf geldi.
hüzünlü iken dinlediğinde hüzünlendiren, mutlu iken dinlendiğinde daha da mutlu eden insanın içine sevinci de hüznü de katabilecek kadar orjinal olan sıla eseri. araba da içerken daha bir zevkli oluyor dinlemesi..
(bkz: bacak ara devam)
antipati abidesi ferhat göçer'i bile dinlememizi mümkün kılan, sözü sıla gençoğlu'na, estesi sıla gençoğlu ve efe bahadır'a ortak olarak ait olan şarkı. konuşmadığımız şeyler var adlı 2010 çıkışlı 3. sıla albümünün sonunda alaturka bir versiyonu da var. sanki şarkıya tek gitar+vokal şeklinde yapılacak bir düzenleme daha şık gidermiş ama bu haliyle de çin çin seslerine eşlik etme konusunda geri kalmayacak.
sıla yorumu tartışmasız ferhat göçer yorumdan katbekat evla olan parçadır. ayrıca oldu da bir gün sıla ile tanıştık ve muhabbetimiz daim oldu, kendisine soracağım ilk soru "neler yaşadın da böyle bir parça yapabildin?" olacak..
--spoiler--
iki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze
Bundandır böyle dibe vuruşumuz
--spoiler--
ferhat göçer den de dinlenilesi eşsiz şarkının bu dizelerinde, hemen hergün insanın kendine sorduğu sorunun cevabını o kadar net veriyor ki. başka söze gerek yok diyorsunuz.