hayranı olduğum adam.özellikle çoğu şiiri eksik,yanlış ve kendinden kelimeler katarak söylemesine rağmen,okadar içten söylüyorki,bildiğin şiirin sözlerini tekrar kontrol etme isteği doğuyor içinde,acaba benmi yanlış hatırlıyorum diye.
bu akşamki performansından sonra ermiş bir kişilik olduğuna kanaat getirdiğim usta.
sen neler yaptın be usta? beni alkol komasına mı sokasın var senin? saat 1 oldu şu anda, açık yer de yok. alkol dibi bulmak üzere ama sen bilmedin susmayı bir türlü. iyi ki de öyle yaptın.
geçen haftaki programında sokak köpeklerini kısırlaştırıp mahalleye geri salan belediye görevlilerinin hikayesini anlatarak izleyenleri yarmış sanatçımızdır.
hadise kısaca şöyle :
(büyük ihtimalle maçka belediyesinde olmuştur)
son günlerde sokak köpeklerinden rahatsız olan aile babası belediyeyi arar ve köpeklerin kendilerini
tedirgin ettiklerini söyleyerek belediye görevlilerinden yardım ister.
bu şikayeti değerlendiren belediye görevlileri köpekleri mahalleden alırlar.
4-5 gün sonra tekrar köpekleri kapının önünde gören aile babası tekrar belediyeyi arar...
- alo merhabalar geçen hafta şikayeçi olduğumuz köpekleri tekrar mahalleye salmışsınız bu nasıl iş yahu ?
+ efendim biz o köpekleri aldık muayene ettirdik ve kısırlaştırıp geri saldık
- yahu bizi *kiyolar demekdik size tedirgin ediyorlar dedik
2. "Çorap kokulu adamlar Anıtkabir'e girmesin. Onlar Ankara ziyaretlerinde Anıtkabir'i ziyaret etmiyorlarmış. Aman etmeyin. Onlar çorap kokulu adamlar. Onlar topuklarının arkasına basarak girmesinler zaten Anıtkabir'e.Onlar girerlerse, Anıtkabir'i dezenfekte etmek gerekir"
Sevgi pıtırcığı, barış ve kardeşlik timsali, adam gibi adam ve gerçek sanatçı karizmasındaki birine yakışmamıştır.
diğer bazı karadenizli tiplerin (bkz: ismail türüt) (bkz: davut güloğlu) tersine; yaranma derdi olmayan, itirazı olan, söyleyecek sözü olan, bu sözü yerli yerinde de söyleyen sanatçıdır.
az önce de nazım hikmet'in bir şiirini kendine has şivesiyle şahane okumuştur.
tıpkı geçen haftaki gibi ekran başına kilitlemiştir; helal olsundur..
bu gece bir benzerini alsancakda bar gibi de değil tiyatro gibi de değil garip bir yerde gördüğüm aynı onun gibi şarkı söyleyip onun gibi şiir okuyan onun gibi konuşan kel arkadaşdan sonra yanımdaki arkadaşlara "abi koşalım mı" diye feryat ettiğim hiç bir zaman bir kazım koyuncu olamayacak şiir katilidir.
mevlam ayrılık vermesin gökte uçan kuşa cümlesi bir insana bu kadar mı yakışır. sevgilim ve kadınım lafları bu kadar mı vurucu söylenir. seninle aynı havayı solumak bile şans, gurur.
bu toprağın gördüğü en büyük sanatçılardan biri. halktan kopmadan, halkın sorunlarına sırt çevirmeden, onlarca korumayla gezmeden ve sırça köşklerde yaşamadan da halkın sevgilisi olunabileceğinin canlı ispatı. an itibarı ile uçuşa geçirdi hepimizi. kadehler senin şerefine güzel yürekli insan; iyi ki varsın.
volkan konak: çok sevdiğim, dinlediğim güzel bir insandır.
yalnız mimoza çiçeği parçası var ya. çok dinledim bu sıralar ve ürkmeye başladım. zira melodi tanıdık geliyor gibiydi.
düşündüm taşındım, kafayı kırdım ve sonunda buldum.
melodi karayaip korsanlarındaki suratından bir sürü uzantı çıkan davy jonesun üzerinde birtakım borumsu yapılar barındıran piyano bozması alet ile çaldığı romantik parçaya benziyor.
artık mimoza çiçeğini ne zaman dinlesem gözümün önüne davy jones geliyor... iğrenç oluyor. davy jones şöle bişi yani;