ışid'e ve bütün selefi-cihatçı teröristlere yağdırdığı bombalardan dolayı az da olsa sempati duyduğum, aslında tayyip erdoğan'ın daha kültürlü, daha zeki ve daha otoriter ve daha diktatör olanıdır.
ulan arkadaş cidden bu suriye işinden pirelenmeye başladım.
bu işte ne ırağa ne filistine ne libya veya mısıra benzemeyen birşeyler var bir işler dönüyor ya nedir?
abd ve rusya uçakları yanyana geliyor. bugün migler bizim f 16 lara kilitlenirken rus uçakları hava sahamıza giriyor bilmem daha neler oluyor.
bu niye ırakta mısırda filan olmadı?
burada acaip işler var, koca ülke savaş cephesi oldu. bir ülkenin halkı göçmen durumuna düşüp avrupa kapılarına dayandı.
iyi de ne var bu suriyede? cidden anlamış değilim. ırakı anlarım gerçekten petrol var doğal kaynakları uğruna herşeyi yaparlar. ayrıca suriyeyi kaptırmayacağını açıkça haykıran rusyaya rağmen bu abd bloğu ne yapıyor.
inanın ben hiçbir şey anlamadım ama bilmediğimiz birşeyler olmalı bu suriyede.
dünyanın gerçek liderimidir tartışılır ama rusya'daki tüm muhtemel rakiplerinin faili meçhul cinayetlere kurban gittiğini düşünürsek, epey realist bir liderdir. demokrasi falan kesmez kendisini...
Saddam Hüseyin 1979’da Irak’ta iktidara geldi. Başta ABD ve israil olmak üzere dış güçlerin işine yarayacak olan ve sekiz yıl süren iran-Irak savaşını başlattı. Bu savaş, her iki Müslüman ülke açısından çok yıpratıcı oldu. Binlerce Müslüman hayatını kaybetti.
iran-Irak savaşının bitmesinden iki yıl sonra Saddam, bu kez komşusu Kuveyt’i işgal etti. Ki, bu işgal ABD’nin Körfez’e müdahalesi için hazırlanmış mükemmel bir senaryoydu. Saddam da bu senaryonun baş figüranıydı.
Sonuçta Saddam Hüseyin, 2003’te başlatılan ABD’nin Irak işgali sırasında tutuklandı ve 30 Aralık 2006’da Kurban Bayramı’nın ilk günü asılarak idam edildi.
Allah Resulü’nün bu mübarek ifadelerinde büyük bir ibret vardır. Ve dünya tarihi bu hakikatin sayısız misalleri ile doludur:
iran Şahı Pehlevi 1941 yılında tahta geçti. 1979’a kadar tahtta kaldı. Ve bu süre zarfında ABD’nin sadık bir müttefiki oldu. Hükümdarlığı sırasında CIA destekli SAVAK adlı bir polis örgütü kurdu. iran petrollerini Batı destekli politikalar istikametinde kullanıma açtı. iran bölgede adeta ABD’nin jandarmalığını üstlendi.
Ne var ki 1979’da meydana gelen islam devrimi sonucu dengeler bir anda tersine döndü. Şah, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Bir dönem Mısır, Fas, Bahamalar ve Meksika’da yaşadı. Ardından tedavi görmek için ABD’ye gitti. Ancak ABD, 38 yıl bölgede kendi çıkarlarını savunan devrik Şahı himaye etmedi. Şah, Panama’ya sığınmak zorunda kaldı. Ardından Mısır’ın daveti üzerine Kahire’ye gitti. Ve orada vefat etti.
“Kim bir zalime zulmünde yardım ederse, Allah o zalimi o yardım edene musallat eder” (Suyutî, Camiu’s-Sağir, h.no 8472, c.3 / 3578, ibn Asakir’den; Acluni, Keşfu’l-Hafa, h. no. 2380)