öğrencinin en sevdiği moladır.
bu mola sırasında sigara içebilir, batak oynayabilir, uyuyabilir, yemek yiyebilir, her şeyi yapabilir.
hatta bu öyle bir şeydir ki, mola verirken arada vizelere çalışmak daha uygun bir tabir olabilir.
kendimizi ödüllendirmek için verdiğimiz kısa aralara denir. genellikle 15 dakika olarak düşünülür ancak pratikte yazarımızın yaşadığı olay gibi, 2 saati bulabilir. daha sonra da isteksiz tavırlarımızdan sebeble, çalışmanın bırakıldığı olağan durumdur.
mola yalandır. önce yarım saat dersin sonra 1 saat olur daha sonra sabah kalkar çalışırım dersin böylece ders yalan olur. dersin başından kalkıldığı an bilinmelidir ki geri dönüş olmayacaktır. ee ne demişler iki mola arası vizeye çalışılmaz.
saat 9 olsun kalkacam
saat 9:15 olsun kalkacam
saat 9:30 olsun kalkacam
saat 9:45 olsun kalkacam
lan nese yarın bakarsın diye kendimle konuştuğum zamanlardır.
dört gözle beklenen ve bitmemesi için uğraşılan moladır. çalışmak için mola verilmez mola vermek için çalışılır. önce türk kahvesi içilir, fallar bakılır ardından sonu gelmeyen batak turnuvasına başlanır. vize-final haftasının en keyifli kısmıdır, tatlı tatlı oynanan batağın acısı sıçtın mavisini yarı açık gözle gördüğünüz an çıkar.
10 dakikalık çalışmaya 45 dakikalık mola şeklindeki periyotlardır. bütün günü çalışma psikolojisinde geçirip bir arpa boyu yol kat edememeye sebep olur.
Dikkatli olunması gereken molalardır hele ki gece saatlerinde. Dikkat dikkat her an uyunabilir, bir çuval indir berbat edilebilir. Al kahveni eline facede orada burada 20 dakika takıl ve derse devam. go.