her yer türk zaten, viyana' yı almamıza ya da almış olmamıza hiç ama hiç gerek yok.
dünyanın neresine giderseniz gidin muhakkak bir türk görürsünüz.
yine de illa bir senaryo yazmak gerekirse biz bazı devletler gibi sömürü düzenini yani din-dil faktörlerini işin içine katmadığımız için çok bir şey olmazdı aslında.
biraz türk kültürünün ** izlerini görürdük muhtemelen. oysa ingilizce konuşan zenciler ya da araplar gibi tuhaf durumlara mahal verecek sonuçlar doğurmazdı.
osmanlı her aldığı yere türkleri yerleştirmiş ve onlarda kendi kültürlerini, oranın kültürü ile kararak yeni kültürler üretmişlerdir. türkü de bu kültürün ayrılmaz bir parçasıdır.
(bkz: viyana türküleri) *
o dönemin şartları itibariyle avrupa'da osmanlının fethedemediği en büyük ve son şehirdir viyana.eğer alınmış olsaydı daha ileri gidilemezdi.bu osmanlı kaynaklarında da belirtilmiştir.çünkü avrupa'nın geri kalanı bataklıktır.
gidilebilinecek tek yer iber yarım adasıdır.oraya da sefer yapmak o günün şartlarıyla pek mümkün değildir.
özetle orası da alınsaydı avrupaya, bir süreliğine de olsa ,tamamen hakim olacaktık.
viyana filarmoni orkestrasi sefi muhtemelen ulkeyi terketmekten soz ediyor olurdu bugunlere. birileri de, giderse gitsin, bizde calgici kitligi mi var, diye gobeklerini kasiyordu belki de.