ajda pekkan'ın, 14 haziran da çıkacak olan 'cool kadın' isimli albümünde yer alan ve bugünlerde radyolarda sık sık çalınan, sözleri sezen aksu'ya, bestesi can algeç'e ait olan süper şarkı.
Kadınların (kadının yaşı farketmez) yaşamsal kaynağı olmakla beraber dışarı gezmeye çıktığı birisiyle, o gezmeyi vitrinlere bakmaktan dolayı mahvetmesini sağlayan camlı dükkan sergisidir.
yılmaz özdil'in 18 mayıs tarihli yazısının başlığıdır. aşağıda yazılı olanlar, yılmaz özdil'in sabah gazetesindeki 18 mayıs 2007 tarihli köşesinden birebir alıntıdır. ampül kafalılara ayar vermek üzere, sözlük yazarı edasıyla yazılmıştır.
Şimdi bak...
Bir tane Alevi bulun.
Bir tane havalı sarışın kadın.
Bir gayrimüslim.
Bir de emekli general.
Yok, general bulamayız...
Subay eşi falan bulun.
Bir futbolcu.
Fırıldak bir liboş.
Ha bi de...
Özde değil sözde solcu ayarlayın.
Nedir bu?
Vitrin.
"Biz sizin bildiğiniz gibi değiliz, değiştik" demeye çalışanlar, vitrin yeniliyor.
Halbuki, hepimiz biliyoruz ki, bu arkadaşlar, Uğur Dündar ve Arena ekibi tarafından basılan pastanelere benziyor aslında.
Vitrinde tiramisu.
içeri bi dalıyorsun...
Mutfakta fareler cirit atıyor.
Duvarda örümcekler...
Profiterol, kenefte yapılıyor.
Usta dediğin adam, safi hijyen.
Önce işiyor, sonra hamur yoğuruyor.
Ayakta şıpıdık terlikler.
Kamerayı burnuna sokunca...
Kafaya bone takıyor.
Giriyorsun detaya...
Şeker, boyalı.
Elektrik, kaçak.
Fatura, naylon.
Bakıyorsun sicile...
Daha önce yufkacılık ve kadayıfçılık yaparken basılmış, mühürlenmiş zaten.
Kardeşim, sen ne zaman çağdaş bir işletme olacaksın diye sor...
Mazereti hazır.
Ne var yani der, pişkin pişkin, tatlıysa tatlı işte... fakir fukara taş mı yesin?
Onun için, siz siz olun...
Vitrine sakın kanmayın. Mutfağını temiz tutmayan pastaneden alışveriş yapmayın.
yeni dönem ajda pekkan hit'lerinden biri olmaya aday şarkı. sözlerinde en sıkı takipçilerinden sezen aksu'nun, müziklerindeyse yeni dönem müzisyenlerden biri olan can algeç'in imzası var. cool kadın albümünden.
Sezen'nin elinden Ajda'nın sesinden müthiş bir şarkı. Şarkıdan çok popülerliği ön plana çıkınca hiç de dikkatli dinlememiştim. Dün gece defalarca dinledim. Bu kadar mı güzel anlatılır ya :
eşyaların, canlıların ve bilimum uygun maddelerin sergilendiği platform. evlerde olanlarda genelde üzerinde mavi işlemeli tabak, çanak, kahve fincanı bulunur gelen misafirlere hava atmak için. "kanuni sultan süleyman'ın haremi için üretilmişti bunlar vakt-i zamanında" denilebilir. yerler genelde. vitrin de duruyor ya kesin değerlidir.
sokaklarda olanlarda ise genelde elbise ve türevleri veya canlı yavru hayvanlar gösterilir. seçip alırsınız ama altın kuralı, "vitrindeki malı alamazsınız" dır. "ben onu istiyorum" deseniz bile sert bakışlara maruz kalırsınız. denemeyin.
bir ev için * son derece gereksiz yere yer kaplayan, duvara sabitlenmediği vakit ölüm tehlikesi yaratabilecek, kaba saba bir eşyadır. aynı zamanda sergilenecek satılık malların sergilendiği yere verilen isimdir.
vitrinleri süze süze geziyorsun ışıklarda. manken gibi insanlar var içeride, etiketsiz ama satılık. çıkarıyor biri cüzdanını, "en pahalısından olsun" diyor. tam havasındayken şatafatın, atıveriyor omuzu biri. koşa koşa en yakın markete gidip, 1 şişe efes alıp geri geliyorsun. camı çerçeveyi indirip, cansız mankenleri kurtarıyorsun mağzadan.
erkeklerin gereksiz gördüğü ne kadar şey varsa onların salonun bi tarafında topluca bulunması için icat edilmiş camlı dolap.öyle ki evdeki her temizlik harekatında buradan kilolarca şey atılır ama her sene bitmek tüknemek bilmez bu atılacaklar.
annelerin çeyizlik tabak, bardak vs. dolduracağı dolap gibi duvara sabitlenebilen bir eşya. aynı zamanda ise mağazalarda satılan malların sergilendiği yere verilen isim.