10 yaşındayken bende çıkan hala varlığını sürdüren hastalığımdır.
dirseğimde, elimde, kaşımın üstünde, diz kapağımda, ayaklarımda bulunan vergimdir. genç yaşta vergimi ödeyerek gümrükten geçtiğim için ne başım ne karnım ağrır, nede başım döner, sonum kesin bana hiç bi şey olmaz diyip küt diye ölen adamlara benziyecek.
14-18 yaş civarında gezinirken çok üzülürdüm,milletin sivilcem var diye ağladığı yıllarda ben alnımda beyaz bir iz ile gezdim, nerdeyse isyana kadar gitmiştim. gizli sorundu, millete göre ne biyerini ağrıtıyor ne kaşınıyor hiç sorunsuz, kokmaz, bulaşmaz bi hastalıktı ama bana göre sosyal kanserdi bi ortama giremezsin, çekinirsin hem de gerçek kanserler en azından öldürürdü bu öldürmüyordu bile, çok söylendim çok dua ettim.
şimdi bakıyorum da bu hastalık benden geçsin diye dua etmeyeli yıllar olmuş haa duadan ümidimi kestiğim için değil, hastalığın geçmesini istemediğim için dua etmedim. bu hastalık ukala olmamı engelledi, kendimi ispat etmek için çalışmam gerektiğini gösterdi, allahın bi bildiği varmış dedirtti, hayırlısı buymuş.
hastalığım velinimetimdir, iyi ki varsın vitiligo.
not:ayrıca sözlükte filan kimse mi bi şey hastası değil insanlar hastalıklarını neden bu kadar saklıyor,kaçtıkça arkanızdan gelir bırakın kaçmayı artık,kabullenin hastalıklarnızı.
Bir cilt hastalığı olup, vücudun çeşitli bölgelerinde, yer yer renk (pigment) kaybı ile karakterize, normal bölgelerden keskin sınırlarla ayrılan beyaz lekeler.
deride pigment kaybı yüzünden beyaz lekelerin oluşmasına neden olan bir deri hastalığıdır. halk arasında michael jacksonhastalığı olarakta bilinir.
Vitiligo hastalığı tahmini olarak dünya nüfusunun yüzde 1 'ini etkiler. Bütün etnik gruplardan ve her iki cinsden bireyleri etkiler, ama daha çok koyu tenlilerde görülür. Hastalıklı kişilerin üçte birinde genetik olarak atalardan geçtiği biliniyor. Vitiligo genellikle ellerde, ayaklarda ya da yüzde başlar ve düzenli pigment kaybı çok hızlıdır. Hastaların yarısı vitiligoyu ilk gördüklerinde 20 yaşından küçüktürler. Genellikle ufak bir yaranın veya güneş yanığının cevresinde görülmeye başlar.
Vitiligonun teşhisi genellikle çok kolaydır, özel herhangi bir teste gerek yoktur. Kozmetik bir sorundur ve sağlığı doğrudan etkilememekle birlikte, vitiligonun psikolojik bazı sorunlara yol açtığı bilinmektedir. Vitiligo günümüzde tamamen tedavi edilememektedir, ama yardımcı olabilecek bazı uygulamalar mevcuttur. Tıbbi bazı uygulamalar, bağışıklık sistemini hedef alırlar ve renk kaybını tersine çevirmeye çalışırlar. Cerrahi uygulamalar çok daha az sıklıkta olmakla beraber, sağlıklı pigment üreten hücrelerin nakli şeklinde gerçekleştirilebilmektedir. Her iki tedavi yöntemi de çok zordur ve çok uzun sürmektedir.
En sık etkilenen bölgeler boyun, el sırtları ve cinsel organlardır (testis). Küçük lekeler halinde başlar, daha sonra bunlar büyüyerek veya birleşerek, klasik görüntüyü meydana getirirler..
Hastalığın gidişatı değişkendir. Belli bir büyüklükten sonra senelerce devam edebilir veya kaybolabilir. Bazı hastalarda ise tüm vücudu kaplayabilir..
Nedeni kesin olarak saptanamayan vitiligonun, kesin bir tedavisi de yoktur. Estetik amaçla, lekeleri kapatmak için bergamot esansı kullanılabilir..
Neden diyorum, büyük harflerle, neden? Soru cümlesi olarak değil, düpedüz isyan. Kendimi silmek mi istedim ben? Bu kadar mı vazgeçmiştim kendimden, problem sandığım basitlikler uğruna. Aptal kadın.
Yakın zamanda görüntüleri hakkında fikrini sorduğum bir adam, konu hakkında şimdiye kadarki, bence, en dürüst cevabı verdi. “Sana çok yakışmış diyemem, bu taktığın bir takı değil. Ama fark etmez bana” gibi bir şeydi işte.
Bana fark ediyor da fark edişi fark etmiyor. Görüntünün her şey olduğu bu dünyada başımıza gelenlere de bakın.
Tahmin ettiğim ve az önce bir cilt doktoru tarafında da onaylanan deri hastalığım. Koltuk altında benimki. Doktor aynen şunu dedi: "Keşke hiç fark edilmeseydi, fark etmeseydik. Bu hastalığın tedavisi yok. Nasıl başladıysa öyle devam eder. Hızlı başladıysa hızlı yayılır, yavaş başladıysa yavaş yayılır. Seninki 10 yıldır böyleymiş. O zaman yavaş ilerler. Ani büyüme olursa gelirsin, bir sıkıntı yaratmaz. Şanslısın ki görünmeyen bir yerde. Stres bunu artırır yalnız."
Şimdi garip bir halet-i ruhiye içerisindeyim. Genellikle koyu ten renginde olanlarda ve dünyada %1 olarak görülen bu hastalık ben de var. Bense o %1'lik dilimde olan ve beyaz tenli bir Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım.
6 yıldır sahip olduğum ve yüzümün sol yanının %50 sini kaplayan hastalık
hiçbir sorunum olmadı kendisiyle takılıyoruz bir sıkıntı yok
başkaları için olsa da umursamıyoruz tabi
(bkz: sikinde olmamak)
strese bağlı derinin renk veren hücrelerinde renk değişikliği oluşmasıdır. babamda olduğu için söyleyebilirim ki stresi yenmek ve havuç gibi beta karoten içeren gıdaları tüketmek iyileşmesini sağlıyor. yaz kış güneş ve her yemekte beta karoten içeren yiyecekler gerekiyor. ileri şekilde çenesinden yüzüne yayılmak üzereyken babamda tamamen iyileşme gerçekleşti. iyileşiyor, geçmeyecek diye düşünerek kendinizi üzmeyin. herşeyin başı inanmak.
güneş ve beta karoten çözümüdür.
michael jackson hastalığı olarak bilinir. deri beyazlaşır zamanla. michael jackson'da da böyle olmuştur. kendisinin ameliyatla beyaz olduğu bir şehir efsanesidir.