türk filimlerinde sık sık karsimiza cikan ve kodummu oturum bakislarina malik olan saakaklari mesrutiyet zamparasi gibi agarmiş sakalara malik olan bir de üzerlerine ropdosambr giyen klişe karakterlerdir.
kurtlar vadisi ndeki karşılığı laz ziya ile hüsrev ağa nın kahve içip boğazı izleyerek ve habire nükte yapıp gülerek muhabbet etmesi olan fenomen. türk filmlerinde viski-puro-şömine üçlüsünü yapan adam ise genelde kötü kalpli fabrikatör olur.
yeşilçam senaryolarınca klasik zengin, küstah ve kötü adam tiplemesi olmakla birlikte kimi zaman da müziğe küsmüş, işi gücü olmayan ama her ne hikmetse şömineli ev sahibi, viski ve puro tüketecek kadar zengin olan eski müzisyen kişisini modellemekte de kullanılabilir. şöyle ki; bu beyimiz (ki ben ona ediz hun veya kartal tibet demeyi tercih ederim aslında) şöminenin yamacındaki tek kişilik kahverengi koltuğunda kameraya sağ çaprazdan poz verme suretiye kitabını okur. diğer elinde tükenmeyen viski bardağı ve bardağı tutan elin parmaklarına kıstırılmış purosu... son derece aksi aksi oturur.**
ha bir de eğer puro yoksa dudakta barındırılan pipo vardır ki bu çok daha derin bir analizi gerektirdiğinden susuyorum.