Luis Buñuel'in 1961 yılından harikulade eseri. genç rahibe viridiana'nın etrafındaki olaylarla değişen bakış açısını anlatıyor diyebiliriz en sade şekilde. burada mesele o "anlatıyor" noktasında zaten. jean renoir'nın(?) la regle du jeu'suna birkaç noktada benzeyen eser, yine aynı şekilde samimî ve umursamaz bir dile ve müthiş bir çarpıcılığa sahip.
şaka gibi. bunuel'in müthiş eseri hakkında yazı yok bu sitede. adult forumlarındaki "bin kişi bakmış bi teşekkür eden yok" tarzı bir sükut-u hayal içerisindeyim.
dini göndermeleriyle tarafımdan tam not almış bir film. yalnız son sahnede threesome olayına mı giriyor derken filmin zart diye bitmesi de ayrıca güzel olmuştur. _izleyicinin hayalgücüne bırakmış yönetmen galiba_
1961 yapımı fazlaca gürültü koparmış luis bunuel filmi. öyle ki bunuel bu filmde her zamanki tavrı ile burjuvazi, din ve egemen güçlere giydirmekle kalmamış proleter kesim ve halkın en alt tabakası dahil herşeye sert bir tavır koymuştur. dini aşağıladığı gerekçesiyle papa tarafından afaroz edilmiş ve uzun süre yasaklı kalmış bir filmdir kendileri.
---spoiler içerebilir---
hızlı bir giriş sekansı ile açılan film fazla uzatmadan konuya hemen giriyor. kilise öğretisi ile yetişen viridiana eniştesinin evine kalmaya gider ve orada yaşadıkları onu tamamen değiştirir.
filmde viridiana dini sembolize ederken, don jaime burjuvaziyi, hizmetçi ramona halkı, dilenciler ise toplumun en alt tabakasını belirlerler. bu izlek üzerinde burjuvazi kendisine aldığı gelini öldürür ve suçluluk duygusu ile dinin gelişmesine yardım eder(viridiana' nın halası evlendiği gece ölür ve manastırda aldığı eğitimi eniştesi karşılamıştır.)bunu takiben günahlarından arınamayan burjuva dini kendisine zorla gelin yapar ve ırzına geçer.(yada sadece onu da günahkar yapar) daha sonra işlediği günahın bilincinde ve bundan hoşnut olarak intihar eder.(viridiana' nın kendini asan eniştesi bunu yapmadan önce bir mektup yazmaya başlar ve kendi kendine güldüğünü görürüz. sanıyorum bu mazoşist bir göndermedir.) bunun üzerine de kirletilmiş din kendini aklamak için tanrının terk ettiklerine kucak açar. fakat onlar da dinin ırzına geçmek isteyen çiğ süt emmiş insanoğludur. günahtan kaçış yoktur ve kirletilen viridiana kendini günahın çekiciliğine kaptırır. son planda ise teslim olmuş ve kirletilmiş din, burjuva olmak isteyen halk ve asilzade kağıt oynamaktadır ve kartları burjuva dağıtır.
filmin alt metinlerini incelediğimizde ulaşabildiğimiz bu sonuçların hepsi doğru olmayabilir. çünkü bunuel bu filmde toplumun tüm katmanlarını aşağılamıştır. adeta varoluş ve hayatın döngüsel bir komedya olduğuna dikkat çeker.
son sahnede artık günahı kabullenmiş ve bundan zevk alan viridiana bir nevi boyalı kuş olmuştur. kendi tarafına geri dönemez. tabir-i caiz ise bu; tecavüz kaçınılmaz ise zevk almaya bak tavrıdır.
filmle ilgili dikkat çeken detaylar arasında viridiana' nın kurtarmaya çalıştığı fakirler ile don jorge' nin kurtardığı köpek analojisi var tabi. buradaki açık gönderme ikisinin de aynı ütopyanın peşinden koştuğu. bunun haricinde saflığı simgeleyen küçük kızın oynadığı ip ile don jaime kendini asar. aynı ip filmin sonlarında viridiana' ya tecavüz sahnesinde bu kez dilencinin belindedir.
bunların dışında filmin en sansasyonel sahnesi hiç şüphesiz son yemek (bkz: last supper) pelikülüdür. burada isa yerine geçirdiği kör(!) dilencinin birde karısına tecavüz ettirir bunuel. üstelik karısı(belkide kutsal bakireyi simgeliyor olabilir) bundan zevk alır. isa' nın başındaki dikenli teli de ateşe atarak kiliseyi epey kızdırır.
görsel anlamda da başarılı olan film hayatın saçma bir oyun döngüsü olduğunu anlatır kısaca. bu oyunda ezen ezilene yardım eder ve daha sonra ezilen tekrar ezeni ezer. bu böyle sürüp gider ve oyunun tarafları aptal oldukları için bunu asla çözemeyeceklerdir. sonuçta din kitlelerin afyonudur. burjuvazi de onun efendisi...
---spoiler içerebilir---
hepsinin ötesinde silvia pinal ne güzel bir kadındır ama...
"neden bugüne değin izlemedim ben bunu?" dediğim başyapıt. din, ahlak ve burjuvazi gibi kavramlara kafa göz dalarken mizahı da yanına almayı unutmamış bunuel. son akşam yemeği göndermesinin yanı sıra tarladaki çalışma ve üretime karşıt olarak viridiana ile dilencilerin içi boş tanrıya yakarışlarının paralel kurguyla resmedildiği sahne unutulmazdı benim için.
Saç baş yolduran filmlerden biri diyebilirim Viridiana için.Açıkçası izlemeden önce bu kadar iyi bir film ile karşılaşacağımı tahmin etmiyordum ve izlediğim ilk Luis Bunuel filmi olduğunu da söylemeliyim.Açık söylemek gerekirse film yaklaşık son yirmi beş dakikası hariç filmin pek fazla numarası yok fakat film ne zamanki sonlara geliyor ve özellikle filmin sonundaki yemek sahnesi ve akabinde gelişenler sinirden resmen saç baş yoldurdu bana,filmin sonu tam anlamıyla sinir bozucu.Film,dindar ve rahibelik eğitimi alan bir kızın eniştesinin evine gelmesi ve sonrasında yaşanılan olayları anlatıyor.Fakat filmin ilk bir saati oldukça ağır ve durağan bir tempoda ilerlerken,filmin yaklaşık son yarım saati insanı oldukça sinir eden ve nerdeyse filmdekilere küfür etmenize sebep olacak cinsten sinir bozucu,oldukça eleştirel ve de gerçekçi bir film.Oyunculuklar da oldukça başarılı diyebilirim.Film,insanlara fazla güvenilmemesi gerektiğini söyleyen ve sadece din ile eğitilen gerçek dünyaya kapalı bir şekilde yetişen insanların gerçek dünya sahnesine çıktıklarında ne gibi zorluklar yaşayabileceğini de sert bir dille anlatan bir film kanımca ve bana kalırsa gerçekten başarılı bir film,sırf son yirmi beş dakikası için bile filmi tavsiye ederim,fakat şunu da söylemeliyim ki film sinirlerinizi hoplatabilir.Sırf filmin sonundaki yemek sahnesi ve sonrasında gelişen olaylar gerçekten sinirimi bozabildiği için puanımı biraz daha fazla veriyorum.