virginia woolf

entry144 galeri16
    51.
  1. eşi leonard'a yazdığı son mektubu: https://galeri.uludagsozluk.com/r/281530/+

    "salı

    en sevdiğim,

    yine delirecekmişim gibi hissediyorum. bu korkunç günleri atlatamayacakmışız gibi hissediyorum. ve giden zamanı geri çeviremeyeceğim. sesler duymaya başlıyorum ve konsantre olamıyorum. bu yüzden yapmam gereken şeyi yapıyorum. bana verebileceğin en büyük mutluluğu verdin. kimsenin yapamayacağı şeyleri yaptın. bu kadar şeyden sonra iki insanın birlikte daha mutlu olabileceğini sanmıyorum. ben artık savaşamayacağım. biliyorum, senin hayatını mahvediyorum, bensiz daha mutlu olacaksın. görüyorsun bu mektubu bile doğru düzgün yazamıyorum. okuyamıyorum. hayatımdaki bütün mutluluğu sana borçlu olduğumu söylemek isterim. bana karşı inanılmaz sabırlısın ve iyisin. şunu söylemek istiyorum -aslında bunu herkes biliyor- eğer biri beni bu durumdan kurtarabilecek olsa bu sen olurdun. her şey beni terkedip gitti ama senin iyiliğin hep benimle kaldı. artık senin hayatını mahvetmeyeceğim. kimse bizim seninle mutlu olduğumuz kadar mutlu olamazdı.

    v."
    6 ...
  2. 52.
  3. Virginia woolf kitaplarının çoğunu ayakta yazmıştır. çok garip gerçekten, ayakta durunca kafası daha çok çalışıyo herhalde.
    0 ...
  4. 53.
  5. 54.
  6. Yüreğim kaburgalarımı dövüyor.

    Virginia Woolf
    3 ...
  7. 55.
  8. --spoiler--
    insanoğlunun bağrında hiçbir tutku başkalarını kendi inandıklarına inandırma arzusundan daha güçlü değildir. Hiçbir şey kendisinin yüce saydığı bir şeyi başkasının küçümsediğini sezmek kadar insanın mutluluğunu kökünden sarsıp içini öfkeyle dolduramaz.
    --spoiler--
    2 ...
  9. 56.
  10. "Ne aradıysam zıddını buldum, doğruyu aradım yanlışı buldum, dostumu aradım düşmanımı buldum, aramayı bıraktığımda ise doğruların ve yanlışların ötesinde renklerin zıtlığında resmin bütününü gördüm.

    Ne doğru vardı, ne yanlış, ne kötü vardı, ne iyi. Her şey olması gerektiği gibi.

    Her şey olduğu gibi!"
    1 ...
  11. 57.
  12. "Kadının eleştirisi karşısında duydukları tedirginliği ve bir kadının herhangi bir eleştiriyi, bir kitabın kötü, bir resmin yetersiz olduğunu ya da başka bir şeyi, aynı eleştiriyi getiren bir erkekten çok daha fazla acı vermeksizin söylemesinin olanaksızlığını da açıklar. Çünkü kadınlar gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar; yaşam karşısındaki uyumsuzluğu yok olur. Aynadaki görüntü son derece önemlidir, çünkü canlılığı pekiştirir. Bunu elinden aldığımızda erkek, kokaini elinden alınan bir uyuşturucu bağımlısı gibi ölüp gidebilir."

    *
    1 ...
  13. 58.
  14. depresifliğin amına koysa da doğru şeyler söyleyen yazardır. severek okuyoruz efendim.
    3 ...
  15. 59.
  16. "Ne aradıysam zıddını buldum, doğruyu aradım yanlışı buldum, dostumu aradım düşmanımı buldum, aramayı bıraktığımda ise doğruların ve yanlışların ötesinde renklerin zıtlığında resmin bütününü gördüm. Ne doğru vardı, ne yanlış, ne kötü vardı, ne iyi, herşey olması gerektiği gibi. Her şey olduğu gibi.."
    1 ...
  17. 60.
  18. ''ben bir kadınım ve bütün dünya benim ülkem'' diyerek özgür ruhumu tanımlamış olan başarılı yazar.
    1 ...
  19. 61.
  20. yazmaya çok önem vermiş, kendisinden sonraki nesli de şöyle öğütlemiş olan yazardır:
    " sayfalar dolusu saçmalyın. aptal olun. duygusal olun. içinizden gelen her sese kulak verin. dilbilgisi kurallarını da, teknik ve bilimsel alanda bilinen tüm kurallarla beraber ihlal edin; dökün, devirin; kendi keşfiniz olan, olmayan her türlü kelimeyi kullanın, şiirsel bir biçimde, düzyazı bir metinde ya da elinize geldiği gibi bir çırpıda yazılan anlamsız sözlerle öfkelenin, sevin, alay edin.
    ta ki yazmayı öğrenene kadar! "
    1 ...
  21. 62.
  22. yazdıklarını okurken bütün duyguları aynı anda yaşayabileceğiniz, özgür ruhlu, nickimin esin kaynağı güzel insan.
    "herkes kendi geçmişini, kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları sadece onun başlığını okuyabilir."
    0 ...
  23. 63.
  24. Woolf hayranlığımı özetleyecek olursam: Lise sondayken ingilizce öğretmenimiz film izleyeceğiz diye projeksiyonlu odaya buyur ettiğinde hepimiz eğlenceli bir şeyler izleyeceğimizi sanıyorduk. Öğretmenden uyarı geldi: "Size çok özel bir film izleteceğim çocuklar, bir yazarın hayatı. Çok dikkatle izlemenizi ve kelimelerin gücünü hissetmenizi istiyorum" demişti. (bkz: The Hours) Yabancı dil şubesi olarak 18 kızdık, pür dikkat filme odaklandık ve çok geçmeden beni içine çekti akışı, sahnelerin birbirine dokunaklı şekilde bağlanışı, müziği, karakterlerin durgunluğunun ardından gizlice bağıran düşünceleriyle. Çiçekleri de çok severim üstelik. Film bittiğinde hıçkırıklara boğuldum ve kendime gelmem birkaç günü buldu. Ardından hemen Mrs. Dalloway'i okudum. işte benim kahramanımı bulma hikayem bu. Modern zamanın kahramanlığı, bunca kaosun hakkını verip yazabilmekte, yazar tozunu yutabilmek ve kelimeleriyle beynimde ufkumda yeni gümüş kapılar aralayabilmekte. Herhalde 30 - 40 kere izlemişimdir Saatleri. Diğer beğendiğim filmler gibi herkese de söylemem, en sinir olduğum şey bu muydu hiç beğenmedim denmesidir izlettirdiğimde.
    Çünkü insanlar hayatın akışından sıyrılıp derinleşebilmeli, çünkü bizi her gün aynı şeyi yapan makinelerden ayıran tek farkımız bu. Saatler yitip giderken uçucu anları yakalayabilmek. O tanrısal kertenkeleleri.
    2 ...
  25. 64.
  26. “ Düşünmek istiyorum sessizce, sakince, kesilmeden, sandalyemden kalkmak zorunda kalmadan, bir şeyden diğerine kolayca süzülerek, husumet ya da engel duygusu olmadan. Derinlere dalmak istiyorum, yüzeyin ötesine; kaskatı gerçeklerden kurtulmak istiyorum. Kendimi sabitlemek için, akıp giden ilk düşünceyi yakalamalıyım. ”
    1 ...
  27. 65.
  28. benim dünyamda san'at muzdarip ruhun haykırışıdır. ruhu arayan her muharrirde muhteşem bir sanatçıdır. tıpkı woolf gibi. bize ızdırabı anlat virginia ...
    0 ...
  29. 66.
  30. dışarının feminist diye yaftalamasını maalesef ki ciddiye alıp, uzun süre okumayı ve anlamayı reddettiğim, daha sonra radikal'de selim ileri'nin bir yazısını okuduktan sonra hadi bi bakayım deyip,tüm külliyatını alıp, okumaya başladığım yazardır. tahminimden kat be kat derin. hayran kaldım; ruhunda şiir var.

    tabiki bende bıraktığı duygusal izlenim, o'nun çok iyi yazar olduğu anlamına gelmiyor. kaatimce tekniğide baya iyi.

    not: mesele feminst olup, olmamaması değil tabiki. keza normallikten pek hoşlanmadığım gibi, farklı uçlardaki insanları severim. siyasi, üstün körü, propagandist şeyleri okumaktan nefret ettiğimden kaçtım.
    2 ...
  31. 67.
  32. yaşamak neden böyle içler acısı, neden bir uçurumun yanıbaşından geçen daracık bir yol gibi ?...
    (bkz: mrs. dollaway)
    0 ...
  33. 68.
  34. "as a woman , i have no country.
    as a woman i want no country.
    as a woman my country is the whole world"

    ve tezer;

    "ben, belli bir ülkesi olmayan insanlardanım."

    olabil-
    2 ...
  35. 69.
  36. Bilinç akışı tekniğinin ilk uygalayıcısı diyebiliriz. En ünlü kitabı Mrs dallowaydir. Uyguladığı teknik diğer klasik yazarlara göre zordur. Okurken dikkatli takip gerektirir. Yer zaman belli bir sıra ile ilerlemediğinden isimler, zamanlar ve yer aksi taktirde karışabilir. "Kendine ait bir oda" ise en kolay okunan kitabı diyebiliriz.
    0 ...
  37. 70.
  38. olumu, teomanın olum ısıga uzanmıs sarkısına konu olmus basarılı bayan yazar.
    0 ...
  39. 71.
  40. “Kendimi sana doğru savuracağım, yenilmeksizin / Ve boyun eğmeden, ey ölüm!”
    0 ...
  41. 72.
  42. Şu sözüyle her daim kulaklarımda çınlayan yazardır:

    Ne hoş bir güzelliği vardır, hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin!
    0 ...
  43. 73.
  44. bütün eserlerini ressam olan kız kardeşinin çalışma biçimden ilham alarak, ayakta durarak yazmıştır.
    0 ...
  45. 74.
  46. özellikle orlando isimli kitabına hayran olduğum yazar. Flush isimli eserinde zikrettiği bir durum vardır ki insanı duraklatır:

    "Aynaya bakarak ”şimdi neyim ben?” diye düşündü. Ve ayna bütün aynaların vahşice içtenliğiyle, ” bir hiçsin.” Dedi. Hiçti. Bir hiç olmak ! eninde sonunda dünya yüzündeki en hoşnutluk verici varoluş durumu bu değil midir? Bir daha baktı. Tüylerin birazı sarnıç gibi bacağını sarmıştı. ” Kendini bir şey sananların rüküşlüğünün karikatürü olmak ! ” eh bu da başlı başına bir kariyer değil miydi?"
    22 ...
  47. 74.
  48. ingiliz kadın yazar. psikolojik sebepler nedeniyle intihar etmiştir.
    (bkz: florence and the machine)
    (bkz: what the water gave me)
    "pockets full of stones..."
    17 ...
© 2025 uludağ sözlük